Bu ne demek mi? Biraz uzun olacak lakin; elden geldiğince anlatmaya çalışacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Anayasa Komisyonu’ na verilen yazılı anlatım ile başlamış her şey. Adı kısa gibi gözükse de, hayli uzun anlatımla dile getirilen ve MUHALEFET ŞERHİ ismi verilen girişim.
 
Uzum uzun kaleme alınan, 16 maddeden oluşan  nedenlerle istenilen.
 
CHP’ li Çanakkale milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu üyesi Av. Muharrem Erkek dahil, bir çok partili milletvekilinin imzası olan  ‘Muhalefet Şerhi’ şu cümlelerle başlıyor;
 
“Türkiye Cumhuriyeti, 15 Temmuz 2016 günü, devlet içerisine yerleştirilmiş ve burada büyümesine, devletin birçok organını ele geçirmesine göz yumulmuş, bir terör örgütü tarafından darbe girişimi nedeniyle 249 yurttaşını şehit vermiş, binlerce yurttaşı ise gazi olmuştur.
 
Tarihe kara bir leke olarak geçecek bu girişim; halkımız, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet içindeki yurtsever güvenlik güçleri, siyasi partiler, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yer alan dört partinin temsilcileri, yazılı ve görsel medyanın katkısıyla bastırılmıştır”
 
16 maddede sıralanan nedenler dile getirilmeden önce, Darbe gecesi bombaların altında, Milletvekillerinin canı pahasına çalışmalarını sürdürdüğünden de bahsedilip, “Gazi Meclis’te, dört siyasi parti grubunun imzalarıyla kabul edilen bildirideki şu satırlar ise durumun önemini ve darbe girişiminin bir anlamda parlamenter sisteme yapıldığının göstergesidir” denilerek, o bahse konu bildiri de hatırlatılmaktaydı.
 
Nasıl mıydı o bildiri? Aynen şöyle;
 “Unutulmamalıdır ki TBMM Kurtuluş Savaşı'nı yöneten, Türkiye'nin demokrasiye geçişini gerçekleştiren, demokratik parlamenter sistemi yıllar içinde gerçekleştirmiş bir milleti yokluk ve yoksulluktan alıp muasır medeniyet seviyesine çıkarmanın mücadelesini vermiş bir Meclistir.
Meclisimiz tek yürek ve tek vücut olarak, büyük bir cesaretle darbeye karşı haysiyetli bir duruş sergilemiştir.
 
Darbecilere gereken cevabı dünyaya da gereken mesajı vermiştir. 
 
TBMM'nin darbe meşum girişimine karşı sergilediği kararlılık Türkiye'de demokrasinin daha da yerleşmesi ve gelişmesi adına da son derece değerlidir. Herkes bilmelidir ki bugün olduğu gibi gelecekte de milletimize, milli iradeye, Gazi Meclise uzanacak her el, karşısında TBMM'nin çelikten iradesini bulacaktır”
 
CHP’ li vekiller, bu bildirinin hatırlatması ardından; “Ortaya çıkan bu olumlu hava, birlik ve beraberlik ruhu, çok geçmeden, 20 Temmuz 2017 tarihinde ilân edilen OHAL ile sekteye uğratılmış, çıkarılan OHAL KHK’ları FETÖ ile mücadele amacından sapılmış, KHK’lar tüm muhalifleri susturma girişimine dönüştürülmüştür” iddialarıyla da dikkat çekmişler.
 
Peki ya, sonrasında neler denmiş. Muhalefet Şerhi için 16 maddelik gerekçede önce neler denmiş?
Özetleyelim diyeceğim ancak ne mümkün. Öylesine uzunki kaleme alınanlar.
Denilenler içinde, “Darbelerle mücadele edilmek isteniyorsa yapılması gerekenler dünya ve Türkiye tarihinde yazılıdır” hatırlatması da vardı ki, sonrasında ne dendiğini merak ettiyseniz hemen aktarayım.
 
Şöyle geliyor devamındaki sözler; “Darbelerin panzehri adalet, özgürlük, demokrasi ve bunlarla birlikte kamu görevlilerinin liyakat esasında göreve getirilmesidir.
 
Bu süreçte “hesaplaşma, normalleşme ve demokratikleşme” adımlarının izlenmesiyle ülkemizin huzura çıkabileceğini defalarca kez belirttik.
 
Ama bahsi geçen adımlara uyulmadı ve 20 Temmuz OHAL ilanından sonra, adalet, özgürlük, demokrasi ve liyakat ilkelerinde hiçbir ilerleme yaşanmadığı gibi, bir geri gidiş de söz konusu oldu” şeklinde peşi sıra hayli dikkat çeken iddialar sıralanıyordu.
 
15 Temmuz hain darbe girişimi ardından alınan OHAL kararının tarihini hatırlatan CHP’ li vekiller, “20 Temmuz 2016 itibariyle yaratılan OHAL ikliminin zirve noktası, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük dönüşümlerinden ve geri gidişlerinden biri 16 Nisan 2017 tarihinde referandumu gerçekleştirilen Anayasa değişikliğidir” şeklinde bir yeni iddiayı da kaleme almışlar.
 
Muhalefet Şerhi, demek peş peşe sıralı büyük iddialar demekmiş kanısına vardıysam da, sanırım bunu anlatmak hakikatken güç.
 
Hep duymuşumdur çocukluğumdan beri. ‘Adam gibi anlat derdini. Kulağını, tersten gösterme’ şeklindeki çıkışı.
 
Bazen anlatma güçlüğü çektiğimiz konularda, haklıyken, haksız duruma düşmemizi de sağlar kulağı tersten göstermek. Öyle değil mi?
 
Neyse, bu konuya nereden girdim? Vallahi, anlatayım dediğime pişman oldum.
Yok arkadaş yok. Ne Şam’ ın şekeri. Ne de Arap’ ın yüzü. Bizlik değilmiş bu Şerhi anlatma girişimi.
16 Maddeyi özet geçmeye kalksam, günlerimi alacak anlaşıldı. Bu kadar denilen karşısında, Meclisin işi zormuş hakikaten. Milletvekili olmanın da ne denli zor olduğunu şimdi anladım.
 
Allah hepsine kolaylık versin. Haftanın ilk günü, hem sayın Milletvekilleri yani vekillerimize hem de biz Millete sağlık, başarı ve mutluluklar dileyerek, yeni güne mutlulukla başlayalım diliyorum.
Oldukça uzun sözlerle kaleme alınan Muhalefet Şerhi’ nin ne anlama geldiğini,  sanırım sonlara doğru okuduğum bu anlatım özetliyormuş.
 
Keşke baştan sona gelseydim. Yine aynı şeyi yaptım. Tersten kulak gösterme…
Olay şuymuş sanırım. Yani kaleme alınandan onu anladım.
 
Deniliyor ki uzunca metnin bu satırlarında; “AK Parti ve MHP ortaklığıyla hazırlanan İçtüzük değişikliği teklifine genel olarak baktığımızda, nerede Milletvekilinin konuşma, siyasi parti gruplarının gündem belirleme hakkı varsa bunlar kısıtlanmakta ve disiplin cezalarıyla Milletvekilleri hizaya getirilmek istenmektedir”
 
Bu sözler üzerine, konuyu sonunda çözdüm sanrım.
 
Çünkü son edilen söz; “Yukarıda saydığımız gerekçeler nedeniyle teklife muhalifiz” di.
Ne var ki, o gerekçeler de o kadar çoktu ki, Milletvekilliği hakikaten zor iş bir kez daha bunu anladım.