Zorlu süreçten sonra ilk kez, Gruplar toplandı.

AK Partili vekil Av. Turan, zorlu referandum çalışmaları ardından Başkentte partisinin grup toplantısını yönetti.
Sandık Sonrası ilk kez bir araya gelen İktidar parti kurmaylarına seslenen Çanakkaleli vekil Av. Bülent Turan, “Milli İrade Bir Kez Daha Tecelli Etti” sözleri ile güne damgasını vurdu.
Başkent Ankara’ da, belki de en detaylı sonuç değerlendirmesi de bu buluşmada gerçekleşti. Bence öyle olmuştur. Siz yine de diyebilirsiniz; ‘Kim bilir?’
16 Nisan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi halk oylaması ardından, dün yapılan grup toplantıları içinde, en dikkat çekeni elbette, üç büyük şehirde oy kaybı yaşadığı gözlenen İktidar partisiydi.
‘Ne denildi’, ‘nasıl bir düşünce aktarıldı’ bilmek zor lakin, Sahada gerçekleştirilen zorlu süreç malum. Herkes çok yoruldu.
Herkes derken, elbette parti üyelerinden bahsetmiyorum. Kurmay düzeyindeki isimlerden bahsediyorum. Gerçi onlar da derecelendirilmeli.
Bu derecelendirme, özellikle de iktidar partisinde olmalı.
Lafı gelip gelip, ‘Çok da memleketinde çalışma’ ya getiren bazı düşünce sahipleri, onca çalışmanın ardından beklenilen başarı grafiğini bence düşüren faktörler oldu.
Yorulmadan, bir de yorulanların önünü kesenlere ilişkin çok söz duydum. Özellikle ada ziyaretlerinde, ansızın gelen soruların da önünü açan bu faktörler, tabiri caiz ise; ‘Truva atı’ gibi olmuşlar.
Bu kesinlikle kişisel düşüncem. Nedeni ise basit; ‘Memleketin’  dediğin yerden oy gelecek garantisi mi var da, çalışmaması için telkin benzeri söylemlerde bulunuyorsunuz?
‘Memleket, sadece doğum yerin için mi kullanılır’ da, bence ikinci soru olabilir.
Kafa bulandıran değerlendirmeler, Truva atı olmak değildir de nedir?
Durduk yere avukatlığa falan soyunduğumu düşünenler olabilir. Ne böyle bir hakkım, ne de düşünceye yetkim olmadığının farkındayım. İşimiz elden geldiğince gözlemlerimizi sunmak
 Bu gün, gözlemleri paylaşmayacağız da, neyi paylaşacağız? Akıl mı vereceğiz koca koca politikacılara ve  o’ nların çalışmasına engel olmaya çalışanlara.
Truva atları konusunda ihtisas yaptığımız da doğrudur ayrıca…
Lapseki ve Şevketiye’ den çıkan  sonuçlar üzerine, Aleh’ te politikaya soyunmuşların adı Truva atı değildir de nedir ayrıca…?
Dedim ya, öyle düşünmeyin. Avukatlığa soyunmuş falan diye…
Gündemimiz siyaset ve referandum sonuçları olduğundan, günlerdir duyup ta, dile getirmediklerimizin zamanı geldiğinden azıcık bahsedelim dedim.
Üzerine alınacaklar alınsın. Derdimiz, azalan oy’ların sorumlusunu ilan etmek değil. Gerçi bu konuda da fikir üretebiliriz de, neyse…
Ben döneyim Başkent’e ve sayın vekilin yönettiği Grup toplantısında özetle dediklerine;
“Geçtiğimiz Pazar günü yapılan halk oylamasında Milli irade bir kez daha tecelli etti.
Demokrasimiz olgunluğunu gösterdi.
Türkiye önemli bir eşikten geçerek, kalıcı istikrar yolunda tarihi bir adım attı.
Milletimiz istikbaline sahip çıkarak yenilmezliğini bir kez daha ortaya koydu.
Başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile Genel Başkanımız Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım’a, vekillere ve parti teşkilatlarımıza emeklerinden dolayı teşekkür eder, hepimize hayırlı olmasını dilerim”
Bu sözlerle, Sandıkta söylenen son söze değinmiş AK Parti Grup başkanvekili ve Çanakkale Milletvekili sayın Turan.
DANIŞMAN’DAN GELEN PAYLAŞIM,
 HAYLİ ANLAM YÜKLÜYDÜ…
AK Partili vekil Av. Turan’ ın danışmanı olarak tanıdığımız bir isimden, Yavuzhan Ahıskalı’ dan gelen bir paylaşımdan da bahsetmek istiyorum.
Olayın ayrıntılı anlatımı da denilebilecek türden kaleme alınanları, hem de bildiğim kadarı ile bir meslektaşımın,  gazeteci Süleyman Özışık’ ın imzası bulunan o dinelenleri paylaşmıştı Ahıskalı…
Sosyal paylaşımdan geliyordu denilenler. Sayın Ahıskalı’ nın facebook hesabından.
Bir de başlığı vardı; “Seçmenin Erdoğan'a mesajı net!” diye.
Şöyle başlıyordu, referandum sonuçlarına ilişkin oldukça dikkat çeken o değerlendirme;
“Geride bıraktığımız referandumun bir güzel yanı, Kemal Kılıçdaroğlu'nun mağlubiyeti erken kabullenmesi oldu. Şaka değil, gerçekten çok şaşırdım!
Malum...Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 38'in yüzde 52'den küçük olduğuna kendisini beş günde inandırabilmiştik”.
AK Parti kurmayı sayın Turan’ ın danışmanı sayın Ahıskalı’nın facebook’undan okuduğum o anlatımda;  büyük kentlerden bakıldığında, gazeteci gözü ile tespitlenenler vardı özetle.
Dikkatle okuduğum bir satırda; “Bir defa hiç kimsenin MHP'li kesime laf söyleme hakkı yok. İstanbul'u MHP kaybettirmedi. Ankara'yı, Antalya'yı Adana'yı, Denizli'yi MHP kaybettirmedi” deniliyordu.
Ardından da; MHP lideri Devlet Bahçeli’ nin 7 Haziran, 15 Temmuz ve 16 Nisan'da yaptıklarıyla milletin gönlünde taht kuran isim olduğuna vurgu geliyordu.
En çok da burasından etkilendiğim tespite gelince;
“AK Parti'ye gönül verenlerin MHP'yi suçlamadan önce dönüp kendilerine bakmaları gerekiyor” diyordu, tespitleri danışman sayın Ahıskalı tarafından  paylaşılan, meslektaşım Özışık’ ın kaleme aldıkları.
Sanırım bahsettiğim Truva atları, sadece Çanakkale ile sınırlı kalmamış.
At’ lar hayli hızlı şekilde yol almış. Yok sa; ‘Ben mi yanlış anladım? Büyük kentler üzerine gelen hem de yine bir Gazeteci gözüyle yapılan tespit tam da bu değil mi?”
Diyeceğim; Truva At’ ı ile yol alanlar,  Üsküdar’ı geçmekle kalmamış…
Paylaşılmış kaleme alınanların, danışman sayın Ahıskalı’nın face’inde de paylaşılmış halinde; yine oldukça dikkat çeken bir değerlendirme ile bu güne noktayı koyalım diyorum.
Gazeteci Süleyman Özışık’ın kaleminden çıkan değerlendirmenin, sayın danışman Ahıskalı’nın face’sinden de paylaşılan bir bölümünde;
“Kabul edelim ki AK Parti'den ciddi bir kopuş var. Bu oranın yüzde 5 - 6 civarında olduğunu tahmin ediyorum.
AK Parti'nin oylarını aşağı çeken unsurları sırasıyla şöyle sıralayabilirim.
1- Fetö yüzünden mağdur edilip dışlanan gerçek AK Partililer...
2- Hala parti içinde olan, Fetö'ye bulaşmış kişilerin temizlenmemesi.
3- Son virajda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın danışmanı olan Şükrü Karatepe'nin durup dururken ve Anayasa değişikliğiyle alakası yokken eyalet sistemini gündeme getirmesi” denilmekteydi…
Tespitler tartışılır belki lakin, paylaşılması da bir olay…
Truva At’larına gelince; ‘Kimse sizi görmüyor değil. Sizi gidiler sizi…’