Ancak, Gelsin Hayat Bildiği Gibi Umurum da Değil de O Kahve Var ya Ha İşte O Benim Dünyamın Vazgeçilmezi…

Sizde benim gibi güne bir bardak nescafe ile başlayanlardan mısınız?
Kahve içmek insanı en iyi şekilde normal hayata adapte edebilen tek gerçektir benim dünyamda. Kahveme karışanlar olunca da herkese söylediğim lafı da söylemeden geçmek istemiyorum bugün. Kahvenin tadını bilmeyen herkese zararları olduğu kadar yararlarının da olduğunu küçük bir dipnot şeklide hatırlatmadan geçemeyeceğim sanırım…
Kimine göre kahve iyi kimine görede öcü den farksız bir içecek…
Oysaki ben rutin geçen kahveli sabahlarımı kimselere değişmem bakıldığı zaman. Kahve candır arkadaş kahve hayattır kahve huzurdur kahve hele birde en samimi dost ile içildiği zaman demeyin keyfimize…
Uzmanlar bile zaman zaman kahvenin faydalarına değinmeden geçmiyor ken insanların kahveme karışıp çok bilmişçesine bana ahkam kesmesine ayar oluyorum bazen. Ben en zor günlerimi kahvem ile atlatmışken söylenen zararıda umrumda bile değil aslında işte bugün kahvenin şu meşhur zararlarından bahsetmek istiyorum bende biraz hadi buyurun bir bakalım zararlarına:
Uzmanlar şöyle anlatıyor kahvenin zararlarını:
Kafein, günümüzde en sık tüketilen psikoaktif maddelerden biri. Kahve başta olmak üzere kafein içeren içecekler gündelik hayatımızın önemli bir parçası haline gelmiş olsa da, merkezi sinir sistemimizi uyarıyor olması her zaman hoşlandığımız etkilerle sonuçlanmıyor. Özellikle psikolojik olarak bazı rahatsızlıklardan muzdaripseniz ve kaygı ile aranız pek iyi değilse, kafein tüketirken biraz daha dikkatli olmak isteyebilirsiniz.



1. Kafein beyindeki stres kimyasallarını artırır
Kafein tüketimi, stres hormonları olarak bilinen kortizol ve epinefrin seviyelerini artırır. Yapılan araştırmalar, kafeinin kortizol üretimini tetikleyerek, strese verilen tepkilerin daha da şiddetlenmesine neden olabileceğini doğruluyor.
Sabah saatlerinde, vücudumuzun uyanıklığa geçebilmek için doğal olarak kortizol salgıladığı ve bu ‘ayarlı’ stresin uyku halinden çıkmamıza ve güne başlamamıza yardımcı olduğu biliniyor. Araştırmacılar, sabah erkenden tüketilen kahvenin, kortizol seviyeleri üzerinde daha çok etkili olduğu ve stres seviyelerimizi de olumsuz etkileyebildiği görüşünde. En azından sabah kahvesi keyfini biraz ertelemek ve bir fincanla sınırlamak, strese bağlı olumsuzlukları ve kaygıyı dengelemek için iyi bir fikir olabilir.
 

2. Kafein uykusuzluğa neden olur
Adenozin, sinir hücrelerimiz arasındaki iletişimi sağlayan nörotransmitterlerden biridir ve uykuya geçmemizi, yorgunluk hissimizi düzenler. Kafein, adenozin aktivitesini bloke ederek, yorgunluk hissini alır ve bu yüzden de sıklıkla tercih edilebilir ancak yeterince adenozin salgılayamamak da, uykusuzlukla sonuçlanabilir. “Doğal Valium” olarak bilinen GABA nörotransmitteri ise, kafein alımıyla birlikte azalabilir ve bu da vücudun gevşemesini ve uykuya geçmesini zorlaştırabilir.Uykusuzluk, uzun vadede psikolojik ve psikiyatrik rahatsızlıkları tetikleyebileceğinden, uzun süre uykusuzluk ya da uykuya dalmakta güçlük yaşıyorsanız, kafein alımınızı gözden geçirmek isteyebilirsiniz. Özellikle akşam saatlerinde kafein alımını sınırlamak veya tamamen kafeinsiz içeceklere yönelmek, uykusuzluk sorunu yaşayanlar için ideal olabilir.Kafeinin anksiyeteyi tetiklemesi ile birlikte, kaygılı düşünceler nedeniyle uykuya dalmakta da güçlük çekilebilir. Uykuda beynimizin toksinlerden arındığı ve yenilendiği de düşünülecek olursa, iyi bir uyku ile psikolojik sağlığımız arasındaki bağlantı dikkate alınmalı. Kafein vücutta 6 saat kadar etki edebildiğinden, uyku saatinizden çok önce kafein almayı bırakmayı düşünebilirsiniz.


3. Kafein hassasiyeti oluşabilir
Kafeinin vücudu ne şekilde etkilediği kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Bazıları yatmadan önce birkaç fincan kahve içmesine rağmen rahat bir uyku çekebilirken, bazıları için ğleden sonra içilen bir kahve bile gece uykusunu mahvedebilir.
Bunun nedeni, genetik olarak kafeini işleme mekanizmalarımızın farklı çalışması. Harvar’da yapılan bir araştırma, bazı genlerin metabolizmamızın kafeini işleme biçimini etkilediğini doğruluyor. Eğer sizde de kafein hassasiyeti varsa, kafeine diğerlerinden daha duyarlı olabilirsiniz. Bununla birlikte, kafein hassasiyeti yaş ilerledikçe gelişebilir ya da artabilir. Erkeklerde de kadınlara kıyasla kafeinin daha yavaş metabolize edildiği biliniyor.Kafein hassasiyetinin kadınları daha belirgin şekilde etkilemesi, menopoz ve adet öncesi gibi hassas dönemlerdeki belirtilerin de kafein alındığında daha şiddetli olmasına neden olabilir.
4. Kafein kan şekeri seviyelerini olumsuz etkileyebilir
Kan şekeri seviyeleri çok düşük olduğunda, hipoglisemi denilen durum ortaya çıkar ve bu durum huzursuzluk, terleme, kafa karışıklığı ve çarpıntı gibi belirtiler görülmesine neden olabilir. Kafeinin kortizol, epinefrin ve norepinefrin seviyelerini etkiliyor olması, kan şekerinin de düşmesine neden olarak bu belirtilerin artmasını sağlayabilir.



5. Kafein psikiyatrik ilaçlarla etkileşime girebilir
Kafeinli içecekler günlük hayatımızda o kadar yaygın ki, kafein maddesinin aslında psikoaktif maddeler sınıfında değerlendirildiği sıklıkla gözden kaçıyor. Ağrı kesiciler gibi bazı ilaçların etkinliğini artırmak için formüllerine kafein eklenebildiği gibi, bazı diğer ilaçların, özellikle psikiyatrik rahatsızlıkların tedavisinde kullanılan türde ilaçların da kafeinle ciddi etkileşime girerek olumsuz yan etkiler ortaya çıkmasına neden olduğu biliniyor.Astım ilaçları, SSRI türevi antidepresanlar, bazı antibiyotikler, anksiyete tedavisinde kullanılan ilaçlar, bipolar bozuklukta reçete edilen lityum takviyesi ve dikkat eksikliği-hiperaktivite bozukluğu (DEHB) tedavisinde kullanılan metilfenidat türevi uyarıcılar kullanılırken kafein de tüketilmesi titreme, huzursuzluk, çarpıntı gibi belirtilerin artmasına neden olabilir.
6. Kafein tüketimi beyni besleyen maddeleri azaltabilir
Sinir sistemi işlevlerinde önemli rolleri olan magnezyum ve anti-stres vitaminleri olarak bilinen B kompleks vitaminleri, fazla kafein tüketimine bağlı olarak azalabilir ya da kafein, bu maddelerin vücuttaki işlevlerini sekteye uğratabilir. Magnezyum ve B vitamini eksikliğinin psikiyatrik rahatsızlıkları ve kullanılan ilaçların yan etkilerini tetikleyebileceği düşünüldüğünde, kafein tüketme alışkanlığınız varsa bu maddelerin kanınızda yeterince bulunup bulunmadığını anlamak için doktorunuzdan bir tahlil yapılmasını isteyebilirsiniz.

7. Kafein beyne kan akışını azaltabilir
2009 yılında yayınlanan bir araştırmaya göre, kafein tüketimi beyne ulaşan kan miktarını %27’ye kadar azaltabilir. Vücudumuzda oksijen, su, glukoz, vitaminler ve mineraller, kan akışı sayesinde taşınabilir ve beynimize giden kan miktarının azalması, bu temel ihtiyaçların da eksik olarak karşılanması anlamına gelir. Özellikle kaygı sorunu yaşıyorsanız, beyne giden kan miktarı halihazırda azalmıştır, bir de kafein tükettiğinizde, bu eksikliği tetiklemiş olursunuz diyor uzmanlarda ben çok dikkate alan biri olmadığım için yine elimde bir fincan kahvemle sizlere veda etmek istiyorum… Kahve candır kahve huzurdur boşverelim uzmanları zararın yanında faydaları da yok değil belkide içenler iyi bilirler.. Bol kahveli günleriniz olsun sevgiyle kalın…