Gün önemli.. Yine, önemli bir gündü önceki gün.. Türlü günler var, türlü kutlamalar.. Hepsine özel edilen sözler bir de..

Bir de, dilsiz kullar var ki, her vakit bizden uzanacak yardım elinhe muhtaçlar.. Onların günü idi, bahbetitğim gün.. Sokak Yaşayanlarının günü.. Topluca behsedilir iken onlardan, Hayvan deniliyor, acayp kızıyorum..
Neyse, güne özel, Kayseri'den ses veren mesleki büyüğüm, gazetemizin konuk yazarı Mehmet Uzel' in kaleme aldıklarından sz edeceğim yine.
Gün özel bir gün.. Saessiz kulların, sokakta yaşayanlarının günü.. 
"ONLAR SOKAĞIN HAYVANIDIR" diye gelse de başlık, çoğumuz böyleanladığnıdan konuyu, haliyle eleştirmeden aktaracağım bende bu başlığı..
 Mehmet ağabey de, tıpkı ben gibi sinir harbi yaşadığından olacak;
"Yazmazsam delireceğim..." diye girmiş söze.. Ardından da;
"Eğer bir sokağa girdiğinizde o sokağın kedi ve köpekleri insanlardan kaçmıyorsa bilink ki o sokakta iyi insanlar yaşıyordur." vurgusunu tazelemiş güzelce.
Mehmet ağabey, bu bildik ve bilindik konudan söz ediyordu güne özel yazısında.. Şöyle diyordu sonrası ifadelerinde;
"Fakat girdiğiniz bu sokakta kedi ve köpekler insanlardan kaçıyorsa, insanları görünce uzaklaşıyorsa o sokakta hayvan severler oturmuyordor.
Bir sokağın kedi ve köpekleri o sokakta yaşayanların insani değerlerinin önemli bir ölçütü olabilir...
 Unutmayalım ki; hayvanlar Cenab-ı Allahın bizlere emanetidir.
Cenab-ı Allah, 'Rabbim der ki; hayvanlar benim sessiz kullarımdır,şimdi zulme susuyorlar ama hesap günü konuşacaklar.' diye buyuruyor.
Dünyada ki her canlı gibi sokak hayvanları da bu doğanın bir parçası ve her canli gibi onların da barınma,besleme ve güvende yaşama hakkı bulunuyor."
Altına düyşünmeden imza atacağım bu ifadeleri için, teşekkürler usta diyeceğim bende..
Mehmet ağabey, ayrıca şöyle diyordu güne özel yazısında;
 "Bir kedi kışın 6 buçuk saat,Köpek ise 16 buçuk saat boyunca hiç bir şey yiyip içmezse soğuk havaya karşı direncini yitirir ve hayatta kalamaz.
İnsani değerleri taşıyan herkesin  bu konuya duyarlılık göstermesi ve evinin,iş yerinin, sokağınihatta yaşadığı bölgedeki parkların bir köşesine bir kap yemek ve su bırakması insani bir erdem ve sorumluluktur..
Ayrıca yemek restoranları da sokak hayvanları için bazı uygulamalar başlatabilirler..
İstanbul ve Ankara da bazı restoranlarda,yemek masalarının üzerinde, 'Lütfen yemek artıklarınızın içine kürdan atmayınız, sevimli dostlarımız ile paylaşacağız' şeklinde not bulunmaktadır.
Restoranlarda arda kalan yemeklerin sokak hayvanlarına verilmesini sağlayacak benzeri bir uygulamayı Kayseri deki Lokantacılar,Kebapçılar,Baklavacılar ve Pastane Odası da hayata geçirebilir." çağrısı yapıyordu..
Bu çağrıyı, ben de Çanakkale için yapıyorum.. Kutsal bir aydayız.. 11 Ayın sultanı., Ramazandayız.. Birçok iftar etkinliği olabilir, kalan yiyecekleri, sokak yaşayanı sessiz kullar ile paylaşsak, çok güzel olmaz mı..
Kayseri'den ses veren sayın Uzel; "Bu şekilde hem yiyeceklerin çöpe atılmasını engelleyerek israfın önüne geçebilir hem de sokakta yaşayan kedi ve köpeklerin beslenme ihtiyacına katkı sunabiliriz." diyordu özetle..
Ve bir de hatırlatması geliyordu, çok şık şekilde;
" Unutmayalım ki sokakta yaşayan kedi ve köpekler bizim yardıma muhtaç sessiz dostlarımızdır…
 Ben burada sokak hayvanları konusunda çok duyarlı olan Kayseri Valisi Şehmus Günay,Nevşehir Valisi İnci Sezer Becel’le,Talas Belediye Belediye Başkanı Mustafa Yalçın’a,Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar’a,Kayseri Büyükşehir Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Daire Başkanı Buket Ergin’e teşekkür ederim.." ifadesi eşliğinde, vo oldukça nazikçe..