Bir Pablo Neruda şiirine rastladım, ondan çok hoşlandım. 'A ben bunu çevireyim!' dedim.

Bir Pablo Neruda şiirine rastladım, ondan çok hoşlandım. "A ben bunu çevireyim!" dedim. Niye bilmiyorum son bir yıldır habire şiir okuyorum, dinliyorum, çevirmelere yelteniyorum, seslendiriyorum...Şiirde bir yeri çevirirken anımsadım; Neruda onun için “Hiç Cortazar okumamış olmak hayat boyu hiç şeftali yememiş olmak gibidir.” demişti.?
??
“Cai Singh soruyu soran olmak istiyor, Cai Singh suyla yatıştırılan susuzluğun ona tekrar işkence edeceğini biliyor, Cai Singh onu susuzluktan ancak su olmanın kurtaracağını biliyor.”?
?
Cortazar' ın içine Lord Buddha kaçmış... ?
Belki hepimizin içine kaçmıştır? ?
Belki 'içimiz' yoktur, hiç olmamıştır??
?
"Gözümü kapatınca içimde bir uzay var anne" diyor kızım. Tam manasıyla bir "anlar vardır" anı. “Evet” diyorum, “Tanıyorum orayı.”
?
"İç evren kelime anlamı gibi insanın içinde yer almaz; daha önce olduğu gibi içinde yaşadığımız şimdide, zihnin bilinçdışı işlemlerinin kişisel olmayan doğal güçleriyle olan ilişkimizdir."?
?
Alan Watts cevaplamış çoktan soru olmayan sorularımı. Dünyanın en şefkatli bilim insanlarından Dr. Daniel Siegel da zihnin içeride [within] ve aramızda [between] fonksiyonları var diye anlatıyor. ?
?
Cortazar, Buddha, Dan Siegel, Alan Watts, Neruda bir masanın etrafında çay içebiliyor. Biz de ilişebiliriz yanlarına, küçük ve mütevazı bir iskemle çekip. Sessiz duracağımıza söz verirsek alırlar bizi aralarına bence. Aynı malzemeden yapılmışız neticede. "Rüyaların yapıldığı maddeden" ve etten kemikten kandan işte.

“Gözümüzde az toz var, ama tozun azı da acıtıyor, n’olur bizi de alın.”

Haa, tüm bu düşünce akışımı başlatan ve beni gece yatağımdan kaldırıp yazdıran Neruda' nın şiiri sessizlik üzerineydi. Tamam, şimdi oldu. ?
?
“On ikiye kadar sayacağım ve hepimiz sessiz olacağız.
Muhteşem bir an bu.
Acelesiz, makinesiz.
Ani bir tuhaflıkta.
Hep beraberiz.”
?
Lirik girdim, didaktik bitireceğim. - Öf, didaktik çok sıkıcı biri!-

Yüksek sesle gün içinde saat başı tekrar edelim. ?
24 x 1 ?
Repeat after me :)
?"Bizi susuzluktan ancak su olmak kurtarabilir."
Ve yaşadığımız şu hayatta bizim mutlaka görmemiz gereken 5 doktor varmış ve bunları sizinle paylaşmak istedim:
Bu 5 doktoru mutlaka görmemiz lazım
Hayranı olduğum şarkıcı Erykah Badu’dan öğrendim. Her gün görmemiz gereken beş doktor varmış.Sayıyorum:
Doktor Güneş.
Her gün 15 dakika, kremsiz, Doktor Güneş’e görünmeliyiz. Yeterince D ve diğer faydalarından almadan, güler yüzünden de moral bulmadan gün geçmemeli.
Doktor Uyku.
Her gün iyi uyumalıyız. Mümkünse erken yatmalıyız. Uyku bizim onarım yerimiz. Ayrıca bizi otomatikman rüyalar alemine götüren büyülü yer.
Doktor Beslenme.
Ağzımıza attığımız her şeyin bedene ilaç ya da zehir olduğunu biliyoruz artık. Kendimize iyi bakmak, ağzımıza iyi şeyler atmaktan geçiyor. Hatta iyi hissetmek bile oradan geçiyor. Yediklerimiz hem sağlığımız hem de ruh halimiz oluyor bedende.
Doktor Egzersiz.
Öyle çok değil 15 dakika bile yeter. Hareket etmek, dans etmek, merdiven çıkmak, bir şey taşımak, ip atlamak, zıplamak hepsi hareket. Kalkıp yürüyüversek o da olur. Yeter ki beden hareket etsin, motorlar çalışsın. Kaslar tembelleşip yumuşamasın. Kalp yükselip alçalsın. Ter atılsın azıcık.
Doktor Ruhi Bey.
Ruhumuzla ilgili her türlü şey. Meditasyon, günlük yazmak. Sadece 15 dakika yetiyor.
Yeter ki, kendimizle bağımız kopmasın. Hislerimiz ses versin.
Şöyle bir herkesten uzak kalıverelim 15 dakika. Balkonda oturup ağaçlara kuşlara baksak da olur.
Yeter ki, kendimizle baş başa kalalım. Nefesle ikimiz. Ve bulutlar gibi içimizden geçen hislerimiz.
Kendinin farkında olmak, her gün daha iyi haline evrilmek için tek yol.
Bu doktorlara her gün uğramak lazım.
Hayatın günleri uçup gidiyor ve ipin ucunu bıraktığında, bir nehirde sürüklenen tüy gibi gidiyorsun istemediğin yerlere.
İpleri elinde tutmak, tutmaya devam etmek kolay değil. Arada bırakırsın da. Yeter ki çoğu zaman tuttuğunu hisset.
Kalktın mı, hemen herkesler uyanmadan kapa gözlerini nefesinle kal.
Güneşi mi gördün, 15 dakika bir halini hatırını sor. Yemek mi geldi, neye ihtiyacı var bu bedenin diye sor ilk.
Sonra canın ne çekiyorsa, canınla pazarlığa oturursun.
Hareket etmek için her fırsatı kullan, kalk yürü, dans et, tırman bak bakalım ne varmış tepede.
Akşam da uykun geldi mi uyu. Gözlerine çubukları koyup, açık bırakmaya çalışma.
Beden konuşuyor, dinle onu.
Kaçırdığın bir şey yok. Tam tersi, uyumayanlar sabahın o büyülü saatlerini kaçırır.
Ben bu 5 doktoru koydum cebime. Koydum günüme.
Bakın hatta şimdi yazarken aklıma geldi, neden bu beş doktorun hamurdan minik heykelciklerini yapıp baş ucumuza koymuyoruz.
Bu yazın sanat aktivitesi olsun mu?
Haydi hep beraber yapalım.
Doktor güneş, doktor uyku, doktor egzersiz, doktor beslenme ve doktor Ruhi bey.