Bu başlıkta dört haftadır TRT 1‘de yayınlanan bir DİZİ var. Türkiye’de, KKTC dahil tüm Kıbrıs’ta izlenen bir dizi…

Bu başlıkta dört haftadır TRT 1‘de yayınlanan bir DİZİ var. Türkiye’de, KKTC dahil tüm Kıbrıs’ta izlenen bir dizi…
Aşağıda KKTC’li  izleyicilerin, KIBRIS Gazetesi’nde Ahmet Tolcay’ın KÖŞE yazısında yer alan eleştirel değerlendirmelerini sizlerle paylaşmak istedim…
Bu değerlendirmelerin DİZİ’yi çeken, SENARYOYU yazan ekip tarafından DİKKATE alınacağı UMUDUYLA !..
 OKURLARDAN… GÜNDEMDEKİ DİZİ HAKKINDA…
“Gerçekçiliğe özen gösterilse büyük bir maddi ve manevi külfetle çekilmekte olan bu dizi çok daha iyi olabilirdi” görüşü, üçüncü bölümü de yayınlanmış olan “Bir Zamanlar Kıbrıs” adlı TRT yapımına ilişkin aldığım yığınsal birçok okur mektubunun ortak paydasıdır… Ortaya konulmakta olan içten görüşler ışığında daha 23 bölüme yayılacak olan senaryoda yeni düzenlemeler yapmak olasıdır görüşündeyim… İçerdikleri düşünce ve önerileri hayli haklı bulduğum okur mektuplarından bazılarını sunuyorum bugün:
Hüseyin Bilgekul (Akademisyen) : “Bence dizinin daha ilk başından birçok haklı eleştirilere maruz kalması oldukça olumlu bir şeydir.
Çünkü ileriki bölümlere bu eleştirilerden ilham alarak birtakım yeni düzenlemeleri yapmak imkânı doğmaktadır. Bu eleştirisel düzenlemeleri yapacak, dizinin danışman kadrosunun zayıf kaldığı söz konusudur. Keşke Kıbrıs yakın tarihini bilen akil Kıbrıslı Türklerden bu çekimler için danışmanlar seçilseydi…”
***
Metin Aybars (TMT komutanlarından): “Ahmet Bey, gayret ve yol gösterdiğinizi okuduktan sonra yine de konunun çok çarpık oluşu tabii ki olayları yaşayan insanlarımızın tepkisini çekecekti. Bundan sonra ne olacak bilmem, ama görünüşte bir kahraman müfettiş tek başına savaşıyor, direnen yok hep kaçan insanlarımız ve Nikos Samson'un aşkı…
Bu dizi böyle giderse önce Kıbrıs'da Türk bayrağı üstüne el basarak kendini Türk Milletine adayan kahraman halkımızın yaptığı fedakârlıkların ve mücadelenin hiç takdir edilmediğinin hüsranını yaşayarak küstürülecek olanlarımız çoktur… Türkiye’deki ve diziyi izleyen diğer ülkelerdeki halklar da bizi hep korkup kaçan olarak algılayacak ve ancak Türkiye'den gelen bir kahramanın kurtardığına inanarak bize hep hor gözle bakacaktır. Kısaca bu dizi bu minvalde sürerse iki taraflı yıkıcı sonuçları olacak diye düşünürüm.”
***
Şener Sözer (Emekli subay): Ahmet abim, bu tür dizilerin, filmlerin, belgesellerin yapılıp Türk dünyasında ve dünya kamu oyunda anlatılmasının çok yararlı olacağını vurgulayarak başlamak istiyorum söze… Aynı eleştirileri sıralamaktan ne seni, ne de okurlarını sıkmak istemem. Ben ve benim gibi düşünenlerin niyeti halistir, daha doğruyu, daha güzeli bulmak içindir. İdeolojik saplantılarla diziyi maksatlı olarak kötüleyenleri dikkate dahi almam. Ancak daha birinci bölüm gösterdi ki, Kıbrıs Türkü’nün ve onun şahsında TMT’nin gösterdiği şanlı direniş gölgede bırakılmıştır. Dizide halkımız, kaderine razı olmuş, çaresiz, acz içinde, elinde saman çöpü toprağı tembel tembel karıştıran, gözleri ufukta kurtarıcı bekleyen, kendinden hiçbir hareket ve gayret olmayan insanlar olarak bir algı yaratıldı. Halbuki 1878’den başlamak üzere 96 yılımız bir var olma mücadelesi ve Enosis’e karşı ne pahasına olursa olsun, önce pasif, sonra da aktif bir direniş içinde geçmiş, mutlu Barış Harakâtı’nın zemini hazırlanmıştır. İlerleyen bölümlerde bu fahiş hata düzeltilir mi, bilemem. Kıbrıs Türkü’nün yakın geçmişini, TMT ile özdeşleşmesini, harekât sonrası da nizami orduya dönüşümüzü doğru tahlil etmeden anlatamazsınız.
Şimdi ‘Bu bir dizidir, belgesel değil’ diyenleri duyar gibiyim. Evet dizidir, ancak biz Kıbrıs Türkü’nü üzen, yaralayan, 96 yıllık ölümcül mücadelemizi gölgede bırakan bir yaklaşımdır sergilenen, düzeltilmelidir. 1950’lerden beri Anavatan’ın gönderdiği ve rahmetlik Rıza Vuruşkan ile başlayan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kıbrıs’ta lider personel olarak görev yapan, subay ve astsubaylarına şükran borçluyuz. Bizler için canını veren, gazi olan kahraman Mehmetçiklerimize minnet borçluyuz. Fakat 2000 yılında henüz doğmamış, Anavatan’dan gelip KKTC’de yaşayan ve sizi biz kurtardık edebiyatı yapan çocuğa hiçbir borcumuz yoktur, olamaz da... Kıbrıs Türkü dizide hatalı olarak lanse edildiği gibi sünepe değil, tam tersine, inatçı, lafını esirgemeyen, hakkını arayan, mücadele eden, söz konusu olan vatanı ise ölen-öldüren bir yaratılışa sahiptir.
Umarım, bundan sonra yapılması planlanan eserler, Kıbrıs Türkü’nün olayları, acıları, ambargoları, göçleri, soykırımı yaşayan fertlerinden, eski TMT mensuplarından, kıymetli tarihçilerimizden, biz asker kökenlilerden danışıp, sorup, görüş alıp, fikir alıp, yola çıkarlar…”
***
Halil Giray (Emekli harita subayı) : “Hayret doğrusu, bizim yapmadığımızı yaparak, yakın tarihimizin o acılı günlerini sinema perdesine aktarmak cesaretini gösterenlere teşekkür edileceğine, hatalar ve eksikler varsa, ki var, onları karşı tarafı incitmeden belirtmek yerine, hiç de tasvip edilemeyecek, akıl almaz nedenlerle saldırılması kimseye yakışmaz. Unutmayalım, dizinin daha başındayız, ileri geri konuşanlar mahcup olabilirler…”
***
Cahit Arpalıklı: (Arpalık mücahidi) “Ahmet Bey, izliyorum ve diziyle ilgili her kelimenizi takdirle karşılıyorum… Dizinin ilk bölümündeki olayların aynısını 1963-1964 de Arpalık (Ayiosozomonos) köyünde bizler yaşadık… Çoban Fikret Seferoğlu EOKA ve Rum askerleri tarafından hayvanlarını otlatırken yakalanıp öldürüldü. Daha sonra Ocak ayında sayıları bini aşkın Rum köyümüze ellerinde modern silahlarla çok sabah saldırdılar… Ne olduğunu anlayana kadar yaralılarımızın yanı sıra 5 köylümüz şehit edilmiştir… Tabii ki kıt kanaat elde olan eski 3-5 piyade tüfeği ile köyü bütün gün savunmaya geçtik… Karşı taraftan da ölenler oldu… Ve hatta köye ilk girdikleri yerde bir Rum askerinin heykelini de diktiler... Bu acımasız saldırının ertesi günü Lefkoşa’dan gelen emirle Akıncılar (Luricina) köyüne göç ettirildik, İngiliz askerlerinin gözetiminde… Ve bu günlerde bizim köyle birlıkte Bodamya-Piroyi-Dali-Koşi-Petrofan-Dizdarköy köylerimizin halkları da Akıncılar’a dolmuştuk… Fazla detaylara girmiyorum… Ama aynı dizideki gibi Akıncılar’da da bir misafir Komutan vardı Mücahitlerin disiplin eğitim, temizlik ve her işiyle uğraşan…”
***
Süleyman Züğürt : (Sinemasever) “45 yaşındayım. Yıllar içinde sinemasever olarak yüzlerce yabancı film izlemişimdir… İzlediğim filmler içinde tartışmasız bir numara olan film Braveheart tır. Senaryo, müzik, oyunculuk her anlamda muhteşem bir yapımdır… İzlemeyenler orijinal seslendirme ile izlesinler mutlaka.
‘Bir zamanlar Kıbrıs’ dizisi de çok yerinde ve güzel bir prodüksiyon. Yapanların eline sağlık. Herkes şunun da farkına varsın: Türkiye'de dizi ve sinema sektöründe Karadeniz aksanı yapabilirsin, Trakya aksanı yapabilirsin, Ege şivesi konuşabilirsin, doğu şivesi konuşabilirsin, ama Kıbrıs aksanı yapamazsın. Yapmaya kalkarsan komik olursun. O yüzden Kıbrıslı Türk sanatçı madem ki yok, zorlama olmaması iyi olmuş.
Bilgime göre, birkaç Kıbrıslı Türk oyuncuya teklif gitmiş ama senaryoyu beğenmemiş ve kabul etmemişler… Pardon unutmuşuz: Bizde sadece sanatçı olunmuyor aynı zamanda siyasetçi de, çevreci de, sporcu da olunuyor ya… Hepsine uyan tema bulmak da zor tabii… Şikâyet etmeye gelince harman kadar yer ararız ama iş bir şey yapmak olduğunda pek elini taş altına koyan görülmez. Sağlık olsun. Yapanların emeğine sağlık…”
https://www.kibrisgazetesi.com/okurlardan-gundemdeki-dizi-hakkinda-makale,13829.html
TMT= Türk Mukavemet Teşkilatı
Yapılan her işin kötüsü olmaz, EKSİĞİ olur, ELEŞTİREL üslûp da bunun için vardır…
23 NİSAN Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınızı kutluyorum…
Girne’den SEVGİLER !..
 
                                                                                                                                                                            
                                                                                          23.04.2021 
                                                                                 Dr. Hayrettin Parlakyıldız  
                                                                                 Kıbrıs İLİM Üniversitesi
                                                                         E-posta: hparlakyildiz@mynet.com