Böyle diyorum, çünkü edindiğim bilgiler hepimizi ilgilendiriyor. Hem de çok yakından.

Böyle diyorum, çünkü edindiğim bilgiler hepimizi ilgilendiriyor. Hem de çok yakından.
Netice itibari ile, Deprem Kuşağındaki ülkemizde, en büyük afetlerden biri deprem. Ne vakit yaşanacağı da belli değil elbet.. Vakitsiz, aniden gelen afet’ in adı deprem.
 Başkent Haber tunda rastladım sayın Bakan Soylu’ nun bu sözlerine. “2021 yılında milyonlarca insana afet eğitimleri vereceğiz” şeklindeki ifadesine.
 İçişleri Bakanı Süleyman soylu, ayrıca önemli bir vurgu yapıyordu açıklamasında. “Afetin temel meselesi ilk 6 saattir” diyerek.
 Ve ekliyordu; "(Afetlerde) En büyük ürküntümüz ve korkumuz trafik sıkışıklığıdır” diye..
 81 ildeki İl Afet Risklerini Azaltma Planlarının 2021’de tamamlanması için planlama çalışması gerçekleştiriyoruz bilgisini veriyordu birde sayın Bakan..
Ayrıca;“Sürekli hazırlanmak, sürekli afet yönetim kapasitemizi yenilemek zorundayız” da diyordu net bir şekilde..
Bir süredir ara vermiştim başkent haber turlarıma.. Dün şöyle bir dolandım haber ajanslarının bültenlerinde. Ve bahsedeceği bu önemli açıklamayı fark etim.
Sözlerin sahibi, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu. Sayın Bakan;  “2021 yılını Afet Eğitim Yılı olarak ila ettik.
2021 yılında Allah nasip ederse öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz, muhtarlarımız, belediyelerimiz, belediyelerimizin çalışanları, ardından sivil toplum örgütlerimiz ve tüm vatandaşlarımız, bunlarla ilgili grup grup milyonlarca insana afet eğitimleri vereceğiz” diyordu.
Ben Amatör telsizciyim. Türkiye Radyo Amatörleri Cemiyeti’nin mensubuyum.. Geçtiğimiz yıllarda, dönemin AFAD Müdürü Erdoğan Çabuk sayesinde, bir eğitimi de bizler aldık, Cemiyet mensubu arkadaşlarım ile..
AFAD’ ın iletişim çözüm ortağı olan cemiyetimiz, yani TRAC defalarca kez şehrimizde gecenin bir yarısı tatbikatlar dahi yaptı. Allah korusun, olası bir deprem durumunda, sahada ne tür bir görev alacağımızı ve ne yapacağımız konuluydu tatbikatlarımız..
Eğitim önemli şey.. STK’ ların mensupları da bu eğitimleri aldığında, olası bir afet durumunda, arama kurtarmada görevli sayımızın artması ile, sayın bakanın da dediği gibi, o altın değerindeki ilk saatlerde çok can kurtarabiliriz.     
 Başkent Ankara’da, AFAD Başkanlığı binasında gerçekleşen Mülki İdare Amirlerine Yönelik Afet Eğitim Programı’nda  konuşmuş dün sayın bakan.. Abonesi olduğmuz İHA’ dan aldım ben de önemsediğim bu bilgileri.
Afet durumlarında olay olduğu an hemen olay yerine gidilmesi gerektiğini ve anında kriz koordinasyonunun yerinde sağlanması gerektiğinin önemine değinerek özetle şöyle demiş sayın bakan;
“Bizim işin başında olmamız esastır. Bir afette ilk yapılması gereken işlerden bir tanesi olayın fotoğrafını çekmektir. Neyle, nasıl bir süreçle karşı karşıyayız? İki, afet bölgesinin genişliği ne kadardır ve biz bunu nereden yönetebiliriz? Üç, ihtiyaçlarımız nelerdir? Bizim her afetle ilgili derecelendirmemiz var. Hangi derecededir? Yerel ölçek, ulusal ölçek, uluslararası ölçek. Ardından bütün bunlarla ilgili Türkiye Afet Müdahale Planı’nın ön gördüğü tüm adımları hemen atabilmektir. Ama tüm bunları işlevselliğe döndüren süreç sizin işin başında bulunmanızdır, açık ve net”
O, ALTIN KIYMETİNDEKİ DAKİKALAR…
Mesele, afet ardından ilk müdahale elbet.. Bu konuya vurgu yapar iken sayın bakan Soylu; “Afetin temel meselesi ilk 6 saattir” diyerek altını çiziyordu bu önemli noktanın
Afetlerle mücadele noktasında ilk saatlerin koordinasyonun sağlanabilmesi açısından çok önemli olduğuna vurgu yapıp;
 “Afetin temel meselesi ilk 6 saattir. Karşı karşıya kaldınız. Toplanma alanlarını vatandaşlarımızı tahliye ettiysek, trafiği açık tutabildiysek, cep telefonları ve iletişimleri yüklenmeden alternatif kaynaklar ile bunu sağlayabildiysek, ilk 6 saati doğru başarmışız demektir. Sonrasını daha iyi yönetebilme kabiliyeti Türkiye’nin kapasitesinde mevcuttur. Bunu sadece bu yıl içerisinde karşı karşıya kaldığımız afetlerde gördük. Takdir edersiniz ki Van Depremi gibi, yaşadığımız ve 10 binlerce hasarla karşı karşıya kaldığımız süreci yöneten bir Türkiye kapasitesi var. Hakikaten bu konuda Cumhurbaşkanımızın oluşturduğu çok ciddi bir süreç var. 1999 Depremi’nden sonra Türkiye’nin işi sıkı tutması var. Attığımız adımlar var. Bize ilk 6 saat lazım. İlk 6 saati gerçekleştirdikten sonra süreç yönetilebilme kabiliyetine sahip olunabilir” ifadelerini kulanmış sayın Bakan.
Bu konuda; ”En büyük ürküntümüz ve korkumuz trafik sıkışıklığıdır” demiş sayın Bakan..
Deprem, sel ve benzeri afetlerde en önemli sıkıntının trafik sıkışıklığı olması gerektiğini belirterek, “En büyük ürküntümüz ve korkumuz trafik sıkışıklığıdır. Arabasını alan hem oradan uzaklaşmak, hem belki ikinci bir konaklayabileceği bir yer varsa oraya geçebilmek, hem de arabayı bazen güvenli bir konaklama merkezi olarak düşünebilmesi maksadıyla ayrılmaktadır.” İfadesi ile o anlarda yaşanılanı özetlemiş.
 Ve eklemiş; “Böylece esas afet alanını, yani deprem alanını veya sel alanını veya çığ veya kaya düşmesi alanına gitmesi gerekli olanlar kimlerdir;
itfaiyeler, ambulanslar, arama kurtarma ekipleri ve AFAD yöneticileri.
Eğer bunlar trafik sıkışıklığından dolayı ulaşamazlarsa, enkazın altında kalanlar ve afetten etkilenenlerin can kaybı oranı artar” vurgusunu yapmış..
 Ve, benzeri sorunun İzmir’de de yaşandığı o anlar.. TV lerin canlı yayınlarında gördük trafik sıkışıklığını.. Öyle değil mi.. Bence, bu konuya hakikaten  dikkat etmeliyiz.
 
Ve, 2021 için denilenler.“2021 yılını Afet Eğitim Yılı olarak ilan ettik” diyerek sayın Soylu,  yeni yılın afet konusunda farkındalık oluşturulması üzerine çok verimli geçeceğine dikkat çekmiş.. Bence bu hakikaten güzel haber..
 İşte o haberi veren sözler; “ 2021 yılını Afet Eğitim Yılı olarak ila ettik. 2021 yılında Allah nasip ederse öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz, muhtarlarımız, belediyelerimiz, belediyelerimizin çalışanları, ardından sivil toplum örgütlerimiz ve tüm vatandaşlarımız, bunlarla ilgili grup grup milyonlarca insan afet eğitimleri vereceğiz.”