Dillerinde tüy bitti. Olacağı söylüyorlar, olandan bahsediyorlar, biz halen dahi gır-gır şamatadayız.


Dillerinde tüy bitti. Olacağı söylüyorlar, olandan bahsediyorlar, biz halen dahi gır-gır şamatadayız.
Yok endim öyle değil böyle, yok efendim sayılar az, yok efendim bilmem ne..! Nerede ise her birimiz bir uzman, her birimiz ‘en’ doğruyu bilen.. Yorumlarımız, kendimizce ürettiğimiz çözümler der isek, vallahi kitabı bile yazılır. O kadar çok yani.. Bilip bilmeden dediklerimiz…
Oysa ki, görünen köy klavuz mu ister?
Daha ne desin uzmanlar.. Daha nasıl anlatılır böyle bir şey..
Çanakkale’de, aylardır, sosyal medyadan kamuoyunu bilgilendiren paylaşımlara imza atan bir isim ÇOMÜ’ lü Profesör Şener,
Olmadı, TV kanallarından evlerimizde geçirdiğimiz günlerde, her birimizin salonuna misafir oldu. Uzmanlık konusunda konuştu..
 “Aşı salgını durdurur mu?” şeklindeki, yanıtı merak konusu soruya ilişkin önceki gün bence hayli çarpıcı ifadeler kulandı, değerlendirmesi ise hayli açık oldu.
En dikkatimi çeken sözü ile başlayacağım şimdi anlatmaya. Bakalım, anlatabilecek miyim?
Sağlık personelinin önemli bir kışa hazırlandığını vurguluyordu Prof. Dr. Alper Şener.
Ve diyordu ki; “Bu süreçte maddi- manevi moral, motivasyon çok önemli. Birlik olursak ancak, bu zorlu dönemi birlikte atlatırız. Yoksa işimiz çok zor!”
Daha nasıl anlatılır böyle bir şey. Açık açık konuşuyor işte sayın Şener; “Yoksa işimiz çok zor..” diye..
Pandemi için en önemli önlemi yine takarlasa da sayın Şeer, şöyle dese de misal;  “Maskeni tak, mesafeni koru, ellerini temiz tut. Kapalı, kalabalık alandan uzak dur.”
Öyle miyiz biz! Hepimiz adeta aynı, hepimiz hayli vurdum duymaz..!!!
Dikkat çektiği bir konunun, bence aslında bizler de birer kahramanıyız. Olur olmaz, teyide muhtaç bilgi ve konuları, tak diye paylaşıp, yalan yanlışı yayanlar dan bazıları da bizler değil miyiz!
Ne güzel adını vermiş hoca. Demiş ki; “Korona sosyal medyası…”
Yaşananı isimlendiren ve haliyle gerisini de getiren Profesör Şener, ‘Korona sosyal medyası’ vurgusu yaptığı bu konuda, neler dememiş ki açık yüreklilikle…
Söze hayli bilimsel başlamış. “Sosyolojik olarak bir açıklaması var mıdır? Bilemiyorum ama...tesbitlerim var.” diyerek.
Sonra da ,  dobra dobra konuşmuş.. Birilerinin itibar suikasti peşinde olduğundan, ‘O yumurta kafalar eğleniyor olabilir, ama’ diyerek bahsettiklerine.. Ne de güzel konuşmuş. Ağzına sağlık Hocam…
Korona sosyal medyası diyerek altını çizdiği konuya dair; “Hekimler bu süreçte olabildiğince bilgi paylaşmaya çalışıyor; iki farklı grup var... sadece gündem oluşturmak için bunu yapanlar ve iyi niyetle bir şeyler anlatmaya çalışanlar...” demiş mesela.. Bence bu noktada, kendinden de söz etmiş sayın hoca..
Ve acı gerçekleri de sıralamış korkusuzca, vurgulu cümleler, çarpıcı ifadeler ile üstelik..
Demiş ki mesala; “Bir de ‘fake’  hesaplar  ile gündemi ‘ti’ ye alanlar..”
Sahi, onlardan öyle çok ki hocam, şu korona onlara da mı acaba bir ara musallat olsa.. Görsele ‘ti’ geçmeyi mesela..
Nese, benim ki gevezelik işte.. Elmiden gelen, bu noktada tam da bu..
‘ti’ geçenlerden söz eder iken sayın hoca, ekliyordu da ayrıca. Diyordu ki;
“bu yol ile vatandaşı ve hekimleri “trolleyen “ vasıfsız grubu var! En ilginç kısmı burada bu hesaplar daha çok “RT” ve beğeni alıyor? Ve çoğunlukla kendileri gibi hesaplardan... Bazıları da “itibar” suikasti peşinde..”
Dobra dobra sözler, net anlatımlar ve gözlenenler. Keşke, toplum tüm bunları ezber etse.. Bakın o vakit, öyle uydurmaca paylaşımlara itibar edilir mi hiç..!
Ve bizler; hepimizi bağlayan pandemi ile ilgileneceğimize, tedbirlerimizi tam şekilde uygulayacağımıza, böyle boş mevzulara kapılmasak, daha güzel olmaz mı sahi..!!!
Sonuçta bizden istenilen, sağlıklı kalabilmemiz. Bunun için de önlemleri bire bir uygulamamız. Buna yapalım bari..
Alper hocanın, “Bence bu SALGIN YÖNETİMİ açısından zaafiyete sebep oluyor olabilir.” Şeklindeki gözlemsel tespiti ardından dedikleri de pek önemliydi.
“Hekimler için bir diyeceğim yoktur, çünkü herkes ‘yemin’ ederek bu mesleğe başlıyor; sonuçta kişisel tercih.” Söze misal.. Ne de güzel özet, ne de güzel vurgu.. Yaşa hocam ağzına sağlık.
Dahası da vardı, dobra dobra dediklerinin. Misal şu sözleri;
“Ama diğerleri sadece ‘dezenformasyon’ yapıyor ve sosyolojik olarak hem HEKİMLERE hem de SAĞLIK SİSTEMİNE güveni sarsıyor.”
Yüzümü gülümseten bir ifadesi daha vardı ki hocanın, bahsetmeden edemeyeceğim.
‘O yumurta kafalar eğleniyor olabilir, ama’ diyerek bahsettiği, isimlendirmesiyle de beni gülümseten sözleri tam da şöyle idi Alper hocanın;
“MORAL ve MOTİVASYONU bozuyor. Siyasi bir amaçta olabilir. O “yumurta” kafalar eğleniyor ama, insanlar hastalanıp- ölüyor...
Dikkat edelim ve  HEP SONRADAN GELİR AKLIM BAŞIMA demeyelim sonra...
Maskeni tak, mesafeni koru, ellerini temiz tut. Kapalı, kalabalık alandan uzak dur.”
Daha nasıl denilebilir ki gözlemlere bağlı tespit edilenler.. Zor süreç ortada, önümüz kış sonuçta.
Grip, nezle ve dahası soğuk algınlığı türleri hepimizi bekliyor kucak açmış. Gidecek miyiz onlara, yok sa, o bekleyenlerden de bizleri koruyan maske, mesafe ve hijyene dikkat edecek miyiz mesela..
Ölümcüm virüse önlem olarak önerilen o muhteşem üçlü sayesinde pandemiden kurtulabileceğimiz gerçeği ortada iken, biz neyin peşindeyiz, vallahi pes..
Gerçi, herkes ya da dörtte üçümüz enfekte olmadıktan sonra, salgın bitmez söylemini işitenlerin;
“Nasıl olsa yakalanacakmışız, ne gerek var önlemlere…” demesi de ayrı bir salgın ya, neyse..
Bunca salgın var iken, hepimizin işi zor vesselam..
Salgınla mücadelede emeğe geçen Sağlık çalışanları, hakkınız ödenemez. İyi ki varsınız, bari sizler sağlıklı kalınız..