Başkent’te edilen sözler, şu başlığı da attırabilirdi; “97. YIL DÖNÜMÜNDE, GENEL BAŞKANDAN 6 OKLU CHP’ YE ELEŞTİRİ OKLARI YAĞDI…”

Başkent’te edilen sözler, şu başlığı da attırabilirdi;
“97. YIL DÖNÜMÜNDE, GENEL BAŞKANDAN 6 OKLU CHP’ YE ELEŞTİRİ OKLARI YAĞDI…”
9 Eylül’ de iki kutlama vardı Türkiye’de, biri İzmir’ in düşman işgalinden kurtuluşunun yıl dönümü, diğeri ise aynı tarihe denk gelen Ana muhalefet CHP’ hin kuruluş yol dönümü.
Çanakkale’de de vardı kutlamalar. Kimi meydandan haykırdı, kimi sosyal medyadan..
Çarpıcı ifadeler kullanıldı.. Bir çoğu, birçok partilinin dilinde tekrarlandı.. Peki ya bu ifadeleri kim tekrarlar acaba..!!!
CHP lideri Kılıçdaroğlu partisini eleştirdi dün.. Misal dedi ki;
 “Uzun süre CHP iktidar olamadı, bunun kabahati millette değil CHP'de”
 Dahası ettiği sözleri de vardı CHP liderinin, mesela; ”Köy köy gezmezseniz, Ankara'da oturup vatandaşa bana oy ver derseniz olmaz..!” vurgusu ile gelen.
Başkenttin siyaset gündeminde öne çıkan bu sözler, belki de kısa süre sonra unutulup gidecek.. Ya da, başta iktidar olmak üzere, pek çok siyasetçinin bundan sonraki siyasi diline malzeme olacak..
Bu arada, dikkatimi çok çeken şu sözü de vardı CHP liderinin. Demişler ki;
“Her Giresunlu bilsin ki diktiği fındıkta, elde ettiği fındıktan CHP’nin hakkı ve hukuku vardır”
Başkent gündeminde bir anda öne çıkan bu eleştiri yüklü ifadeleri haberleştiren, abonesi olduğumuz İHA idi..  İHA muhabiri, Hülya Keklik imzalı haberi dikkat kesilerek okudum.. Hatta birkaç kez, bazı bölümleri tekrar ettim. Acaba, yanlış mı anlıyorum diye…
Haber, şu cümle ile başlıyordu;
-CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bizi kimse eleştiremez demiyoruz. Her haklı eleştiriye saygı duyarız. Hatamız olmuş mudur, elbette olabilir. Ama ana eksenimiz hiç değişmemiştir. Bu ana ekseni gelecek yüzyıla doğru uzatıyoruz. Bunun için ikinci yüzyıl çağrı beyannamesi yayınladık. Uzun süre CHP iktidar olamadı. Doğrudur. Bunun kabahati millette değil CHP'de. Köy köy gezmezseniz, Ankara'da oturup vatandaşa bana oy ver derseniz olmaz" dedi.
CHP’ nin kuruluş yıl dönümü için, hemen her ilde meydanlarda etkinlikler düzenlendi. Tıp kı, Çanakkale’de de olduğu gibi..
Her ne kadar, CHP’ nin kalesi olarak isimlendirilen Çanakkale’ nin kurmay kadrosu bzı nedenlerden dolayı meydanlarda olamasa da, evlerden edildi sözleri..
Geçen 3 Eylül’ de gerçekleşen CHP’ li Çanakkale Belediyesi’ nin Meclis toplantısının katılımcılarından bir üyede sonradan çıkan pozitiflik durumu, tüm meclisi karantina altına aldırdığnıdan, CHP’ li bazı partililer kutlama etkinliklerinde yer alamadı Çanakkale’de.. Bu isimlerden biri de, sayın belediye başkanı Ülgür Gökhan’ dı.
Bence, Cumhuriyet meydanında gerçekleşen dün ki tören için; “97. Yıla, Covit-19 engeli” başlığı yakışırdı ya, neyse..
 Konu için, diyecek çok şey düşüyor aklıma, lakin yazmak gelmiyor içimden.. Belki kırıcı olurum diye..
Bu kez, eleştiren ben olmayayım. Bırakayım, eleştirilmesi gereken bazı isimler, kendi kendilerini eleştirsinler..  Mesela; “Maskesiz neden katıldım ben Meclise..!!!” diye..
Eleştiri, hemi de büyük eleştiri diye güne başladım ya, şimdi dahasından söz edeyim iyisi mi..
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin 97'nci kuruluş yıl dönümü dolayısıyla açıklamalarda bulunuyordu ve ediyordu okkalı sözlerini, Altı oklu partisine, adeta eleştiri okları yağdırırcasına.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Ülke savaş meydanlarından gelmişti.
Enflasyon, dolar kuru, döviz nedir buna benzer sözcüklerden hiçbirini bilmiyordu.
Ülke perişandı, kalkınması gerekiyordu.
17 Şubat 1923’te iktisat kongresini topladılar.” Diyerek başladı söze, ardınadn da tarihsel yaşanmışlıkları sıraladı, peşi peşine..
Şöyle geldi sonrası sözleri; “Biz bu ülkeyi nasıl kalkındırırız diye oturup çalıştılar. İş Bankasını, tersane kurdular. İlk milli Anadolu sigortayı kurdular, Bursa’da Hatay’da, Muş’ta devlet üretme çiftliği kurdular. Sanayi toplumu değil tarım toplumuyduk. Bu çiftliklerin bir kısmı halen çalışıyor.
Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak ilk kez madeni para basıldı, tarih 1924. Köylü tarımla geçiniyor. Ulaşım bir sorundu.
Polatlı’dan Ankara’ya gelmek bir günü alıyordu. Bir metre demiryolumuz yoktu. Toplanan vergilerle Türkiye’nin birçok noktasına demir yolu götürüldü. Bunlar neyle yapıldı. Gidip birilerine yalvarıp mı yapıldı. Her kuruşun hakkı yerinde verildi" şeklinde..
Tekrar ettiğim ve iki ve hatta üç kez okuduğum şu sözleri, pek ilgimi çekti benim.. Diyordu ki, CHP lideri;  "Her Giresunlu bilsin ki diktiği fındıkta, elde ettiği fındıktan CHP’nin hakkı ve hukuku vardır"
Başkentten iki il yaşayanlarına ses veriyordu CHP lideri.  Önce, Kırıkkalelilere ve Giresunlulara seslenerek.
"Entegre silah sanayiini CHP kurdu. Sizin dedeleriniz orada çalışıp emekli oldu. Şimdi o fabrikaların durumu nedir.” diye sordu..
Sonra, adını işittiğimde bir rahmetli ismi getiren ilden söz etti. Isparta dedi..
Haliyle, aklıma ilk olarak Politikanın gülü, siyasetin sümbülü diye de annıdğımız, duayen siyasetçi, ‘Baba’ geldi..
CHP lideri,  “Ispartalılar, gül yağı fabrikası kuruldu. O fabrikayı kuran da CHP’dir.” Diyordu..
 Sonra ekliyordu; “Ispartalı kardeşlerim unutmasın. Yozgat’ta termoelektrik santrali hizmete girdi. Karadeniz’de Fiskobirlik kuruldu. Ona hakkı olan parayı vermek destek olmak içindir.
Her Giresunlu bilsin ki diktiği fındıkta, elde ettiği fındıktan CHP’nin hakkı ve hukuku vardır.
Rizelilere seslenmek isterim, çayı çay yapan, çay fabrikası kuran CHP kadrolarıdır.
Yolsuzlukla mücadelemiz bugün değil köklerimizden geliyorlar. CHP'liler asla egemen güçlere boyun eğmedi.
Avrupa’da Kaddafi’ye yapılanı onları eleştirerek dile getirdim. 'Bir ülkenin devlet başkanı böyle linç edilemez, haksızlık ediyorsunuz' dedim. Bu ülkeye tarihinde katkı yapmış kimseye sırtımızı dönmeyiz. Sorunları varsa çözmeye talip oluruz" diye..
Bu sözleri için, yorumum maalesef ki yok..  Bana ne ki ben Ispartalımıyım… Ya da,  diğerlerinden de değilim. Çanakkaleliyim..!!!
CHP lideri, ayrıca; "Uzun süre CHP iktidar olamadı, kabahati millette değil CHP'de" diyerek çarpıcı cümlesini kuruyordu Başkentte.
 Emliyordu sonra, Partisini hayli eleştirerek;  
 "Biz bu ülkeyi yeniden inşa etmeye kararlıyız, bunu yapacağız. Bizi kimse eleştiremez demiyoruz. Her haklı eleştiriye saygı duyarız. Hatamız olmuş mudur, elbette olabilir. Ama ana eksenimiz hiç değişmemiştir. Bu ana ekseni gelecek yüzyıla doğru uzatıyoruz. Bunun için ikinci yüzyıl çağrı beyannamesi yayınladık. İyi ki Cumhuriyet Halk Partisi var. Uzun süre CHP iktidar olamadı. Doğrudur. Bunun kabahati millette değil CHP'de. Köy köy gezmezseniz, Ankara'da oturup vatandaşa bana oy ver derseniz olmaz. Sizi en sert şekilde eleştirse bile eleştiriyi büyük bir sabırla dinleyeceksiniz. Gün gün bütün Cumhuriyet Halk Partilileri takip ediyoruz. Günün 24 saati. Her belediye başkanımız olağanüstü uygulamalar yapıyor. Evet çalışacağız. Kararlılıkla çalışacağız.”
Öz eleştiri, öz çekim gibi bir durum denilebilecek bu durum, belli ki Başkentin gündemine oturuverdi.. Peki ya, gelecek günler..!!!
Gelecek günlerde, bu sözlerin yansıması, tepkisi nasıl gelir görmek ve bilmek için, sağlıklı kalmak gerek.. Sağlıklı kalabilmek için de kısacası şu gerek; ‘Maske, Mesafe, Hijyen…’
Haydin şimdilik hoşça kalın. Sağlıkla kalın…