Yıkamak fiilinden gelen ve Anadolu ağzıyla YUMA (yıkama), YUNAN (yıkanan-yıkanmış), YUNMA (yıkanma) fiillerinden hareket edilince; iyi yunmamış olan YUNAN 98 yılda yine KİRLENDİ, kibirlendi...

Yıkamak fiilinden gelen ve Anadolu ağzıyla YUMA (yıkama), YUNAN (yıkanan-yıkanmış), YUNMA (yıkanma) fiillerinden hareket edilince; iyi yunmamış olan YUNAN 98 yılda yine KİRLENDİ, kibirlendi, denizi kirletti…
Bunun için YUNMASI gerekiyordu, EGE denizinin tuzlu suyu yeteri kadar temizlememiş olacak ki, ATANIN emri yerine getirilirse, AKDENİZ’de iyi YUNUR mu ? bilemem…
Güzel bir sıfatla kendine YUNAN  dedirtenler,  daha önce  YUNMADI MI?!.. Tam yunacakken, SULAR mı kesildi, yoksa HACIŞAKİR’e  ZAM mı geldi?!.. 9 EYLÜL 1922’de EGE denizinin SERİN-DERİN sularında inleyen  BATININ şımarık çocuğu ya “ZARA’yı KÖY”  ya da köyü KÂR mı  belliyor !?..
Doğu Akdeniz nire, İSLİ-YUNAN nire ?!.. Selânik’te doğan RUH, seni iyi tanıyordu ki, hedefi EGE yerine Akdeniz yapmış olması boşuna değildi… AB dediğiniz yandaş,  sanma ki sırdaş, sen bunu hâlâ anlayamadın mı YUNMAMIŞ daş ?..
Afrika’daki SİYAHİLERİn veballerini üzerinde taşıyan FIR FIR –ANSA  silah satmak, sonra da seninle yatmak istiyor ANLASANA !..  
Haçlı zihniyetin HACCA gitmemiş tarzı olan RUMDAŞ !..
SİYASET bir İLİMSE; “ilim-i siyaseti” bilemeyenler, önce dayak yiyen, sonra da dayak attıran HOCAdan ders alsan ya FIRILDAK ANSA !..
Bir VİRÜSE yenilenler; deniz sesini duyunca yeniden dirilseler-ayağa kalksalar bile denizin derinliğini ne çabuk unutuyorlar, birbirlerine saygılı olmak da kusuru-küsuru bırakıp yunmamış  YUNAN  bizlere  neden hâlâ abdest bozduruyor, yoksa bir de bizden KESE mi yemek istiyor…?!
Hiçbir ülkenin halkı, diğer ülkenin halkına ne tamamen dost, ne tamamen düşmandır, sosyal mesafelidir, o ülkenin yöneticileri de zaman zaman MASKE takarlar, yalnız bu maskeler yayılma olmasın, herkes çizgisel mesafesini BİLSİN  ister…
ÇİZGİSEL mesafeyi aşmak isteyen yanımızda olmayan komşuyla sorun burada başlar, torunlar da bu soruna müdahil olurlar…
Türkiye’ye 2.1 km uzaklıkta olan Meis adası, Yunanistan’a 700 km mesafede olunca, Akdeniz’de bu ülkeyle aramızda  nasıl bir çizgisel mesafe olduğu ortaya çıkar…
Bazı kişiler DAYI olamayınca, KABADAYILIK yapmaya başlar, bazı ülkeler de buna benzer ki, asıl tehlike de BU-dur !?  Bu tehlike, başka mahallenin dayılarıyla çözülmez, çözülse de başarıya ulaşmaz…!?  Hak-hukuk bilmeyenler, haklarını da hukuklarını da ziyan ederler… Düşmanlık yapana AĞABEYLİK olmaz, zamansız yapılan ağabeylik de yerine oturmaz..
Ey YUNAN !
Akdeniz’de BEN demek yerine BİZ demezsek; rahmetli Ecevit’in 1947’de Londra’da yaşarken, efendi tarzı ve duygusallığıyla YUNAN için söylediği anlamlı sözler, bir GERÇEK olmaktan çıkar, ZAFİYET olarak salınır durur:
aramızda bir mavi büyü
bir sıcak deniz
kıyılarında birbirinden güzel
iki milletiz”
https://www.siir.gen.tr/siir/b/bulent_ecevit/turkyunan_siiri.htm
Kişilerin kimlik ve kişilik sahibi olması KENDİ olmasından geçerse, ülkeler de KENDİ olmak zorundadır…
“Tarih, tekerrür mü ediyor veya tekerrür mü ettirilmek isteniyor !?.”.  Eğer böyle bir şey olursa, Selânik’te oluşan RUH’UN, Türkiye Cumhuriyet’inde parlaması ve parlattığı şu sözleri hem SANA hem FIR FIRLI SANA hatırlatmak da yarar vardır:
“ GELDİKLERİ gibi GİDERLER !..”
Tüm duyarlı insanımız şunu iyi bilmelidir, bizim “ bu TARİH ve bu COĞRAFYADAN ” başka ŞANSIMIZ yoktur..?!
Bizim kavgalarımız ülke içi TOPLUMSALKENülke dışı tamamen ULUSALDIR !?..
Tüm kötülüklerden UZAK, tüm güzelliklere YAKIN olmak dileğiyle !?…
                                                          
                                                                                                       06.09.2020 
                                                                                                  Dr. Hayrettin Parlakyıldız  
                                                                                                  Kıbrıs İLİM Üniversitesi 
                                                                                         E-posta:  hparlakyildiz@mynet.com