SAKIN UNUTMAYIN...

Geçenlerde bir kitapçının rafında gördüğüm kitaptan bikaç satır alarak başlamak istedim yazıma. Şöyle bir başlık ve üzerinde ilginç bir figür barındıran bir kitaptı ama öyle bir güzel ismi vardı ki almadan da edemedim tabi …
Nasip Niyete Vurgundur(Ethem Emin Nemutlu) ismi ve yazarını paylaşmak istedim belki almak okumak isteyenleriniz olur diye.. Bana sorarsanız okumanız gereken bir kitaptır.
 
Söyle başlıyor ilk satırları:
Her şey güzel derken başına öyle şeyler gelir ki “Yandım!” dersin, “Bittim!” Düşersin…
İşte o an, içindeki iyilik çıkıp gelir ve kapını çalar. “Kalk!” der, “kalk!”
Tutar elinden, karanlığı yırtar ve seni güzel günlere götürür. Korku nedir bilmez iyilik.
Aydınlık, karanlıktan korkar mı hiç? İyilik adına yanan ateşi, kötülük söndürebilir mi hiç?
Kötü günler ile karşılaştığında kimseye ihtiyacın yok! Önce Allah, sonra içindeki iyiliğe güven.
Çok manalı bir yazı ile başlamış yazar. Sonuçta hepimiz şimdiye kadar hayatımızda  ruhumuzu doldurmadan gardroplarımızı doldurduk. Kimimiz ruhumuz dedik,  kılıfını unuttuk. Bazımız her ikisine de küstük ve bıraktık… Şimdi her ikisini de derleyip toplama zamanı. Zira birini seçmek zorunda değiliz ve aslında ikisi de birbirini etkiliyor: Tıpkı doğadaki kusursuz denge ve uyumda olduğu gibi!
Ruhumuz güzelleştikçe, güzel düşünüp güzel baktıkça dışımıza yansısın ışığımız. Dışımız parladıkça da aydınlatsın, ferahlatsın içimizi... İkisi de olsun, denge olsun, uyum olsun… Öyle bir olsun ki; rengarenk çiçek bahçesi gibi açıp neşe verelim birbirimize…
Bu cümleler yüzünü gülümsetti ve kalbini ısıttıysa dileğim gerçek olmuştur.  Şimdi sıra sende… Bir dilek tutabilir ve bu konular gönlünü şenlendiriyorsa, kapaktan içeri girebilirsin. Kim bilir, belki sen renklerini buldukça ve daha çok paylaştıkça senin dileğin de gerçek olur...
 
Bazen hayatınız sadece geçip gidiyormuş gibi hissediyor musunuz? Çok iyiymiş gibi davranıp, gizliden gizliye yalnız ve kopuk hissettiğiniz oluyor mu? Belki çok güzel bir hayatınız var, işinizde çok iyisiniz ama bu durum sizi mutlu etmeye yetmiyor mu?

Öyleyse yalnız değilsiniz. Dünya sizin gibi düşünen insanlarla dolu. Kendini bu dünyaya ait hissetmeyen, hissettiklerini kelimelere dökemeyen ve yeteri kadar mutlu olmadığı için kendini suçlayan birçok insan var.
Siz de bu kişilerden biriyseniz, eşinize yeteri kadar bağlı olmadığınızı düşünebilirsiniz, diğer insanlar kadar derinden sevemezsiniz ya da kendinizi mutlu hissetmezsiniz.
 
Yaşanmamış bir hayattan daha üzücü ne olabilir?
Yaşam size ne getirir bilemezsiniz ama sizden ne götüreceğini siz belirlersiniz.
İnsanız. Yanlışlarımızla doğrularımızla, başarılarımızla başarısızlıklarımızla, sevdiklerimizle sevemediklerimizle, yaptığımız ve var olduğumuz her şeyde her an gelişiyor ve büyüyoruz.
Bazen canımız o kadar acıyor ki hayata küsüp büyümeyi ve gelişmeyi unutuyoruz. Oysa varlığımızın en anlamlı kısmı hatalarımızdan, tecrübelerimizden ders alarak gelişmek, ilerlemek ve en büyük besinimiz sevgiye her zaman yer açmaktır. Unutmayın, hiçbir zaman, bir daha sevemeyecek, yeni bir hedefin peşine düşemeyecek, yeni hayaller kuramayacak kadar yaşlanmayacaksınız. Hâlâ nefes alıyorken yaşamdan istediğinizi alın. Çünkü hayattaki her yaran iyileşir.
ve sen Korkma yaranın kanamasından, durur.
Sen yeter ki acının sana söylemeye çalıştığını duy.
Çünkü sana kim olduğunu fısıldıyordur. Sevgiyle kalın.