.

“Yat vakti olsa; Yat.. Kalk vakti olsa; Kalk..”
Sonunda tüh be dememek için son günlerin en çok işitilen sözüne kulak vermek gerek bence.
KAR KIŞ FRITINA, ONLAR HEM YANIMIZDA…
O halde dediklerine, yaptıkları çağrıya kulak asmalıyız kesinlikle..
Bahsedeceğim, hemen her gün, Asya ile Avrupa’ yı, Çanakkale’ nin iki yakasını bir eden aslan denizciler.
Her biri ‘Barbaros’ un torunu..!  En kötü hava koşullarına, sert dalgalara, delirmiş denizlere dahi kafa tutunlar. GESTAŞ’ ın filosunda görev almış , bence en hakiki Leventler..!
Onların da yaptığı çağrı aynı idi.. Sevenleri sevdiklerine kavuşturanlar. Boğazda karşılıklı seferler ile iki yakanın ulaşımını sağlayan yürekli insanlar.
Onların da bildiği tek gerçek, ‘EVDE KAL’ demekti,  uyandırayım..
En kötü hava koşullarının,  fırtınalı, kar kış günlerin korkusuz denizcilerinin sözüne kulak vermeliyiz bence.
Denizci söylüyor ise, iki kere düşünmek gerek bir meseleyi. Hava yat havası ise, yat der denizci. Kalk havası ise kal..!
Süt liman olur vakit gelir deniz.. Lakin,  denizci anlar az sonra kopacak ‘Ayandon’u.. Serttir o fırtına, bilenler bilir.
105 yıl önce, Aslan yürekli Mehmetlerin, Nusret’ in denizci Alplerinin, Düşmana geçilmez kıldığı Çanakkale’nin boğazında;  Sevenleri sevdiğine kavuşturmak adına onlarca yıldır dümen tutan, bir limandan bir limana, sağ salim bizleri ulaştıran, bir isim Tombik’ ten geliyordu çağrı, aslan yürekli mürettebatı ile..
Tombik diyorum, kendisi çocukluk arkadaşım, mahalle çocuğu, köylümdür. Kaptan Mustafa.. Ben gibi, bir tek arkadaşları diyebilir ona Tombik..
Yiğit ne de olsa, lakabı ile anılır. Mustafa Kaptan, yani Mustafa Kocabıyık, içinde bulunduğumuz zor günleri atlattıktan sonra, yine sevenleri, sevdiklerine ulaştırmak adına,  yani boğaz geçişinde yolcusu olabilmemiz için bizler yeniden,  ses veriyordu, Gemisinin güvertesinden. ‘EVDE KAL’ şeklinde..
Fotoğraflar bazen konuşur hakikaten. Anlamlıdır yakalanan ve tekrarı bir daha yaşanmayacak o anlar..
Bazen tek bir kare, olayı anlatır. Kazada, belada.. Oluşan görüntüdür zihinlerde kalan işe o anlarda.
Bir görünmez düşmana karşı verilebilecek savaşın, en büyük silahı olacak davranışı söylüyordu bahsettiğim aslan parçaları.
NETTİ SÖYLEDİKLERİ. KONUŞUYORDU ASLINDA VERDİKLERİ BU POZLARI..
“BİZLER SİZLER İÇİN BURADAYIZ. LÜTFEN EVDE KALIN..” diyordu, iki yakayı bir eden, ulaşımı en kötü şartlarda dahi sağlayan Çanakkale’nin aslan yürekli denizcileri.
(Not: ‘Evde Kalın’ mesajı veren  elin sahibi, en berbat havalarda dümen tutup, bizleri sağ salim limana ulaştıran Kaptan arkadaşım Tombik..Hey Maşallah… ETA’ nız her daim NETA ola. Allah Selamet versin..)   
BAŞLIK ŞU; ‘ÇEK ÖDEME..’
NE DE SEVİNMİŞTİM ASLINDA..!
Meğer Türkçe’ nin azizliğine uğramışım, ilk okuduğum karşısında.
Bir bilgilendirme düştü e-posta adresime. Haliyle açtım gelen iletiyi. Başlık şuydu; ‘ÇEK ÖDEME DESTE KREDİSİ’
Ohaaa.. Nasıl yani oldum önce.. Öyle ya, çekeceksin, ödemeyeceksin. Mükemmel destek bu.. diye düşündüm. Akin, Çek’ ten sonraki anlatım, kesilen çekleri içeriyormuş sonradan anladım. Güldüm tabiî ki de, kahkaha atarak hem de.
Mesai arkadaşlarım: (Ki bu aralar, uzaktan çalıştığımız için, çoğu yanımda değildi.. Kalanlar, baktı yine saf saf.. Ne gülüyorsun? der gibi..)
‘der’ gibi olanlara, aktardım okuduğum başlığı,  İnanın, hepsi benim ilk düşündüğüm gibi düşündü. “Bırak abi dalganın sırası mı?” dediler..
Anladım ki, sorun bende değil, yanlış anlama ve algılama hali, bu aralar kara günde olmamızdan kaynaklı, herkeste demek ki. ..
Gelelim, duyuruya Yani e-posta adresime gelen mail’e..
Bilgi notunun başlığı ‘ÇEK ÖDEME DESTE KREDİSİ’
Gönderen kurum, ÇTSO yani Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası
Ardından gelen hitap ise; “Sayın Üyemiz, Koronavirüs salgınının istihdam, üretim, ticaret ve ödeme sistemine olası etkilerini en az düzeyde tutumak amacıyla uygulamaya alınan "Ekonomik İstikrar Kalkanı" tedbirlerinin sağlıklı olarak işlemesi ve ekonomik faaliyetin desteklenmesi için bankacılık sektörü tarafından aşağıdaki uygulamalar başlatılmıştır” ifadesiyle idi.
Ve dahası, rakamlarla geliyordu, madde madde. Dilerseniz uzatmayayım ve kısaca özet geçiyim. Öyle ise buyurun işte ilk madde. Yani (1)
Şöyle kaleme alınmıştı mesele; ‘1- Çek Ödeme Destek Kredisi’ Hazine destekli Kredi Garanti Fonu (KGF) kefaleti ile başta KOBİ'lerimiz olmak üzere kurumsal ve ticari müşterilerin bugüne kadar gerçek ticari işlemlerine dayalı olarak keşide ettikleri ve edecekleri çeklerin ödenmesi amacıyla, her bir banka tarafından ayrı ayrı belirtilmek üzere tahsis edilen limitler dahilinde kredi kullandırılmaya devam edilecektir.
Sonrasında ise geçen anlatım tam da şöyle geliyordu;
"Çek Ödeme Destek Kredisi" ile müşterilerin ticari itibarlarının korunmasına katlı sağlanması amaçlanmaktadır.”
Şimdi, ilk başta ben gibi anlayanlara gelince; ‘Tüh be..’ dedik hep birlikte. Öyle değil mi..?
Öyle destek için kredi olsa, çekip ödemesek ne kaa güzel olurdu ya, neyse…!
Bu arada; “Kredi desteği; 3 ay anapara ve faiz ödemesiz, toplam 12 ay vadeli ve yıllık %9,5 faizli olacakmış.. İlgilileri bilgisine..