.

Askerlik anılarına dönenler v ardı şehrimin sokaklarında. Dirsek mesafesi, uzun kol hizaya gel türünden..
Koskoca muhtardı ilk hareketi yapan. Cevatpaşa’ nın efsane muhtarı Ali Tuzlu..
İridendir malum kendisi. Sesi de gürdür. Tekmil verir gibi, “Hoop uzak da dur. Bir değil, iki metre ötede kal” diyerek bir güzel farkındalığa imza atıyordu sokakta.
Bu aralar, kahvehaneler, çay ocakları da kapalı olduğundan, işi olmasa da kendini sokağa atan birçoğumuz ne yapsın, gır-gıra dönüşüyor selamlaşma sırası kısa sohbetler.
Şakalaşmadan durur muyuz hiç..? Şaka genlerimiz sayesinde mutluluk hormanımız artıyor, neşemiz yükseliyor ki, bu da direnci yüksek tutmak anlamına geliyormuş, bu nu da uzmanlar söylüyor. Mutlu olmak gerekmiş bu sıralar, üstelik her zamankinden de çok..
İlletin adı var. Kendi görünmez olsa da, mücadele için tedbirler biliniyor. Mesafeli duruş bunların en birincisi..
Şatlar belli lakin, hayat devam ediyor ayrıca. Selamlaşmadan duramayız, çatlayıveririz sonra. Hele ki tanıdık çok olunca çevremizde,  olur mu hiç selam vermemek. Sağ el avuç içi kalp hizasında, “merhabalar..” demekte bir sakınca yok bu arada.
Fakat mesafe önemli. Açık havada dahi en az bir metre mesafe olacak aramızda.. Uymayanlara koskoca muhtar gibi, “Hooop, bir değil iki metre..” misali.
Görünmez düşmana ilişkin haberlerle yatıyor, yine onlarla kalkıyoruz haftalardır. Çin’ de başlayıp, bulaşımı artarak yayılan ölümcül virüs Avrupa kıtasında ‘pik’ yapmış durumda. Avrupa der iken, karşı kıyıdan bahsetmiyorum, sınır ötesi Edirne kapılarından çıktıktan sonraki Avrupa..
Denilenleri, görünmez tehlikeye dair önlemleri elbette çoğumuz ezber yaptık. 14 kural deyip, laf salatası yapmayacağım. “En başta el yıkama..” diye söze girmeyeceğim ayrıca.
‘Korona’ ya da ‘Corona’, adı ne halt ise. Ülkemiz genelinde olduğu gibi Şehrimizde de bu illete karşın uygulamaya alınan tedbirlerden biri, 65 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı bulunan hemşehrilere yönelik hayata geçen sokağa çıkma yasağı. Bu noktada hepimize bir görev düşüyor. Mutlak ki yaşam alanlarımızın yakınında, komşularımız var 65 yaş üstü.
Sokağa çıkan her kim var ise, bir hayır yapmak zorundayız. İnsanca.. 
Sabahı köründe olmasa da, makul bir saatte kapıları tıklatıp, “Bir ihtiyaç var mı?” diye sormakla başlayan bir görevi ivedilikle üstlenmeliyiz bence. Çünkü, özellikle Polis teşkilatı bu noktada çok yoğun görev aldı üstüne. Sanki işleri azmış gibi,
65 yaş üstü yasağı ardından; “İmdat” diyenin, “İhtiyacım var.. Yardım…” ifadesini kullananın yanında olmaya çalışıyor Polislerimiz. Bu gözle görünür  yoğunluğu ve uğraşı, Polislerimiz üzerinden azaltmak için gençlerin, orta yaş altı hatta orta yaşın yapabileceği bir şey var yani, bu önemli mücadele günlerimizde.. Kapıları tıklatmakla başlayıp, en azından ekmek, su ve benzeri konularda, market alış verişlerine yardımcı olmamız kesinlikle mümkün. “Komşu, komşunun külüne muhtaçtır” sözü tam da bu günler için bence..
YAĞMALAR G İBİ DEĞİL, İHTİYAÇ KADAR..
Market alışverişlerimize de dikkat etmemiz gereken günlerdeyiz vesselam. Boşalmış raf görüntüsü kimin psikolojisini bozmaz ki? Sanki kıtlık varmış gibi davranır, ihtiyaç fazlası halde yüklenir isek marketlere, konumuzun komşumuzun aklına soru getiririz diye düşünüyorum. Kaldı ki, TV haberlerinde, Avrupa ülkelerinden de yansıyan çılgınca alışveriş haberleri, şehrimizde de sorgulatıyor meseleyi. “Ya bizde de olursa?” endişesi..
STOK ÇOK, SIKINTI YOK..! çıkışına imza atan Ticaret Borsası Başkanı Kaya Üzen, bence bu konuda hissedilen endişeye çok güzel bir yanıt sunmuş geçenlerde.
Başkan Üzen; “Temel Gıdada Stok Çok, Sıkıntı Yok” diyor ve ekliyordu, hatırlatayım istedim o sözleri. Herkes rahat olsun yani..
Çanakkale Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı ve aynı zamanda Kale Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Kaya Üzen, paniğe gerek olmadığını yeterli sayıda stokların olduğunu söylüyordu, “Ya yiyip içecek bir şey kalmaz” endişesi duyanlara ilişkin..
İnsanlarımızı bu endişeye çeken, sosyal medyaydı bilindiği üzere. Çünkü birileri; sosyal medyada yayınlanan ses kayıtları ile telaşa kapılmamıza neden oldu son günlerde.
Bilinçli ya da bilinçsiz, birilerinin; ‘Sokağa çıkma yasağı ilan edilecek mümkün olduğu kadar evinize erzak alın’ şeklindeki sözde çağrısı, hükümet yetkilileri tarafından yalanlansa da, tut tutabilirsen vatandaşı..  
Çanakkalelileri rahatlatan sözler eden Üzen’i bu noktada tebrik etmek gerek. Sayın Üzen; paniğe gerek olmadığını yeterli sayıda stokların olduğunu söylemesi bir yana, detaylıca paylaşıyordu hepimize gerek bilgileri.
Koronavirüs nedeni ile insanların salgın paniği nedeni ile evlerine gıda malzemesi stoklama düşüncesi ile alışveriş yaparak ihtiyaçlarının, 3- 4 katı gıda malzemesini evlerine stoklamalarına ilişkin şöyle diyordu Başkan Üzen, Çanakkalelilere ‘Panik yapmayın’ şeklinde seslenerek;
 “Panik yapmayın, ürünlerin üretilmesinde ve tedarikinde hiçbir sorun yok, yeter ki panikle hareket etmeyelim.
Biz Kale Gıda olarak şanslı sektörler arasındayız. Tabiî ki Koronavirüs salgınından her sektör derinden etkilendi. Bizde etkilendik ama gıda temel bir ihtiyaç maddesi olduğu için faaliyetlerimize devam ediyoruz.
Geçtiğimiz son 1 haftalık süreçte normalin üzerinde bir talep var. Bu biraz talepten kaynaklanıyor. İnsanların bir takım öngörüleri var. Önümüzdeki dönemde gıda ile ilgili temel ihtiyaç maddelerini bulamama ile ilgili tedirginliği var. Bu nedenden dolayı da  insanlar gıda ile ilgili ihtiyaçlarını öne çektiler.
Herkesin normal haftalık tüketimi 1 ise kendini mevcut durumda iyi hissetmek adına imkanları da varsa dolabına üç dört tane ürün koydu ve stokladı. Bu ürünleri özellikle bölgemizde, bütün perakende noktalarını en hızlı şekilde ulaştırdık.
Tüm talepleri ve ihtiyaçları da karşılamış durumdayız.  Ben sadece şunu söylemek istiyorum, panik hareketlerin hiçbir şeye faydası yok. Bu panik hareketlerin yavaşlaması lazım. Çünkü ihtiyacın dışında bir talep olduğu zaman, otomatik olarak yoğun talep gören ürünler yok’a düşüyor. Bazı kişilerde ürünler gereksiz stoklanırken, bazı kişiler o ürünlere ulaşamamış oluyor”
Sözün özü; Gıdı da sorun yok. Sorun, asısız haberlerde. Yığılmalara bağlı alışveriş esnasında oluşan, bir metre kuralını hiçe saymamıza neden market yığılmaları, maazallah hastalığının farkında olmayandan, virüs bulaşımını sağlar ki, Allah korusun..
Kol mesafesi ile hareket edip, gerekir ise bir değil, Koskoca Muhtar Ali nin de dediği gibi iki metre mesafede kalalım. Haydin hoşça kalın..