.

Şifa dağıtan, derde deva için, ‘Korona’ vakasında ki gibi tüm risklerin odağında kalan Sağlık Çalışanları, sosyal medyadan çarpıcı ve bir o kadar da takdir toplayan çağrıya imza atıyor.
BİRİLERİ DE, FIRSATTAN SİYASET ÜRETME, ALGI OLUŞTURMA DERDİNDE…
Türkiye ve haliyle Çanakkale’ nin insanları neyin derdinde, birileri de adeta fırsattan istifade sözüm ona laf dokundurma, algı yaratma, siyaseten bonus’ lamaca da..
İki konuya iki kendimce bakış diyeceğim bu gün.
Başta kurduğum cümle önce; Şifa dağıtan, derde deva için, ‘Korona’ vakasında ki gibi tüm risklerin odağında kalan Sağlık Çalışanları, sosyal medyadan çarpıcı ve bir o kadar da takdir toplayan çağrıya imza atıyor.
Yani; Mehmet Akif Ersoy Çanakkale Devlet Hastanesi personeli, ölümcül virüse karşı uygulanan tedbirleri destekleyen şu ifadeyle ses verdi dün;
”Biz senin için burada kalıyoruz.  Sen de bizim için lütfen evde kal”
Birileri de, tam tersi, boş kalmış  sokakları doldurma telaşında adeta.. Kullanılan bazı ifadeler, insanı böyle düşünmeye zorluyor. Misal: ‘ ben..!’
Beyaz meleklerin derdi ve amacı ortada. Bir de ‘tersine’ düşünmeye zorlayan mesajlar veriliyordu ki sosyal medyadan, mesajın sahibine dair tersine düşününce, insanın aklına ne ters sözler geliyordu..
Tek tek izah etmeye, tek tek yorum yapmaya kalkılsa, sözüm ona bazı sosyal mesajların altındaki gerçek  niyet bir başkaydı ya neyse ‘sosyoculuk’ adına.
Algı oluşturmak adına verilen bir baba mücadele örneği diyerek, öyle çok sıralayabilirim ki renkli renkli sayfalara yazılanları, insanı tersine tersine düşündürmeye zorlayanları, yani koca koca ‘prof.’ ların, bazı zat-i muhteremlerin asıl niyeti nedir, hakikaten koca bir ‘SORU’ işareti..
‘Sos-yo’ yaklaşım adına mı bu dikkat çekici uğraş, yok sa; ver yansına mı zorlamak insanı..!
Bence bir güzel algı uğraşı kaleme alınan o ifadeler.
Sorular içinde yatan ve perde arkası subliminal yaklaşım, hayli süslü cümleler; “Koca Prof. konuşuyor.. Biz niye sorgula mıyoruz bu durumu?”  dedirtiyor adeta, o mesajlardan haberdar olana..
Hele hele yapılan yorumlar. Kimi veryansın, kimi nefret dolu, kimi nefrete teşvik içerir cümlelerle..
Okuyor, anlamaya çalışıyorum ve sonra da kendime soruyorum;”Uleeen kardeşim, benim de başka işim yok san ki !!!”
Biz dizi karar, bir dizi uygulama ve okkalı önlemler sayesinde, Sokakları boşalttık şükür.
Var sa bile sağ da sol da , kıyı da köşe de, benden ona, ondan size geçmeyecek bu sayede  lanet olası bu virüs.
Sağlığımız ve toplumun sağlığı için evde kalmamız, hepimizin vereceği en güzel destek bu durumda. Bu konuda herkesi teşvik etmek yerine, tıpkı Sağlık çalışanlarımız gibi, birileri koca koca hoca olmuş ya, veriyor gazı millete.
Yetmiyor, Sorgulatmaya çalışıyor dün’e dair konuları. Suçluyu aramış ve bulmuş gibi, adres dahi gösteriyor. Bu tavrıyla, ne geçecek ise  artık eline..?
Sorgulatan ifadeler, kendini şöyle üstten üsten göstererek , yanıt istemeler falan..! Yahu senin amacın ne..? Neyin kafası ile neyin algısı..? Suçlu mu aratıyorsun millete, kendine göre..
Tersten düşündürmeye zorluyor ve diyor ki; “Biraz da tersinden düşünelim: Bugün iktidarda CHP olsa ve camilerde namaz kılmayın deseydi, ne olurdu? Düşündünüz mü..?”
Misal ben den bir yanıt: “Heee düşündüm..Ben namaza gitmiyorum ki..?”
Ne zaman geçecek şu ölüm saçan tehlikeli yayılım. Birçok insanımız gibi, ben de bunun derdindeyim..
Çok düşünmeye zorlatınca insanları, virüsün bulaşma olasılığı mı geçiyor acaba..? Bir bilim insanımız bu konuda,  bir yanıt sunar mı acaba..?
İnsanlarımızın, çoluk çocuk bize Virüs bulaşmasın uğraşı bir yana, düşünceye virüssel katkı sunup, neyin planı yapılıyor, vallahi merak ediyorum..!
Daha ne örnekler verebilirim. Toplum sağlığı için, gecesini gündüz eden,   çoluk çocuğundan eşinden kopan Sağlık çalışanlarımızın mücadelesinde yardımcı olmak yerine, evde kalıp, yayılımı önlemeye katkı sunmak yerine, birilerinin milleti sokağa dökme uğraşı diye de yorumlanabilecek ifadeleri, hangi virüsten kaynaklı, merak etme de dur hadi..!
Bu arada, bende de bir bulaşık virüs hali var muhtemel. Baksanıza ne tür bir düşünceye zorluyor bendinizi.  Aklımda deli soru, bar bar bağırıyor.
Nasıl bir sorumu..? Hemen açayım, misal; 
“Şehrin sokakları 66 ya bağlamış. Bir iki haftalık sabır ve özveri ile atlatılabilmesi kuvvetle muhtemel durumdan, siyaset mi umuyor bu birileri?”
Soru böyle, pekala muhtemel yanıt; “Pek ukala bir arkadaşımın dediği gibi.  Size bu kiriz halinden mama çıkmaz. Çıksa da ‘ahaan da mama deyip, yutmaya kalkmayın lokmayı, yanlışlıkla hapı yutarsınız..’ ”
Türkiye ve haliyle Çanakkale’ nin insanları neyin derdinde, birileri fırsattan istifade sözüm ona laf dokundurma, algı yaratma, siyaseten bonus’ lamaca da..
Yahu,insan sormaz mı bu durumda;  ne farkınız var 50 kuruşluk maskeyi, 9 liraya satanla aranızda..?