Bugün 14 Mart. Yani, Tıp Bayramı. Bayram adeta ‘Tıp’ dedi yarıda kaldı..


Bugün 14 Mart. Yani, Tıp Bayramı. Bayram adeta ‘Tıp’ dedi yarıda kaldı..
Nereden mi biliyorum..?  e-posta adresime ulaşan bu açıklamadan.
Başlık şu; “TIP BAYRAMI”NI BAYRAM GİBİ KUTLAMAK SAĞLIK ÇALIŞANLARININ HAKKI..
Gelelim dile gelen ve yazıya dökülen ifadelere; “Ülkemizde gerek kamuda gerekse özel sektörde alın teri akıtan 1 milyondan fazla sağlık çalışanı; vatandaşlarımızın sıhhati, mutluluğu ve yaşam kalitesi standartlarını artırmak için gece gündüz çalışmaktadırlar.” vurgusu ile vurgulananlara..
 Dahası, şu sözlere; “Hemşiresinden doktoruna, teknikerinden hizmetlisine vefakar ve cefakar sağlık çalışanlarının tamamı, vazifelerini büyük bir sorumluluk ve çok yüce bir kutsiyetle yerine getirmektedirler. “
Bence de aynen de öyle.. Cefa hat safhada. Sefa mı? Ne sefası..!
Misal, okullar tatil olacak Pazartesiye. Çoluğu çocuğu olan sağlıkçı anne babalar, aile fertlerinden kimseleri yoksa yanlarında kalan, kara kara düşüncedeler..
Tatil nedeniyle evde kalacak çocuğu , mesela ilk okullu ise nasıl bırakcak bi başına evde..?
Neyse, bunlar çok ince detaylar. Bu konuda da lf söyleme ne haddime..!
Ben denilenlere döneyim özetle.. Yani şu ifadelere;
  “Sağlık çalışanları; olağan koşulların yanında savaş, afet, salgın gibi her türlü olağanüstü koşulda da insanımızın imdadına en önde yetişerek yardım ellerini uzatmaktadırlar. Bu nedenle de tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de toplum nezdinde saygın bir yere sahiptirler.” şeklindeki tartışmasız gerçeğe..
Ardından da hayli güncel bir hatırlatmaya; “Tüm dünyayı etkisi altına alan ve ülkemizde de nispeten hissedilen Corona virüsü olayı için de aynı durum geçerlidir.
Hizmet basamağının en tepesindeki sağlık çalışanından en altındaki sağlık emekçisine kadar, ülkemizin dört bir yanında görev yapan sağlık çalışanlarının tamamı, bu virüsle mücadele için adeta seferber olmuşlardır.” şeklinde dile gelene..
 Gecesi gündüzü mesai ve her anı risk altındaki ender sektör sağlık sektörü..
Sağlık-Sen Çanakkale Şubesi ses veriyordu dün.. Hem de ne ses..!
Tartışmasız doğru sözlerdi bence de bu sözler.  
Açıklamanın kalan kısmında; “Sağlık çalışanları tüm bunlara rağmen bu yıl da “Tıp Bayramı” olarak kutladıkları 14 Mart’a hüzünle girmektedirler.” deniliyor ve nedeni de dile geliyordu.
Nasıl mı? Aynen şöyle; “Çünkü döner sermaye adaletsizliğinden şiddet korkusuna, ağır iş yükünden karşılığı alınamayan icap nöbetine, sözleşmeli istihdamından hizmetlilere memur kadrosu verilmemesine gibi pek çok temel sorun çözüme kavuşmuş değildir.”  
Bitmiyordu denilen, altı çizilen. Misal şu sözler; “Sağlık çalışanları; haklı olarak bu sorunlar altında artık ezilmek istemiyorlar… hak ettiklerinin karşılığını bir an önce almak istiyorlar…
bayramlarını bayram gibi kutlamak istiyorlar. Döktükleri alın teri ile verdikleri mücadeleyle bunu hak ediyorlar. “
Sonra da sendikanın verdiği net ses..” Sağlık-Sen olarak, istendiği taktirde bu sorunların çözüme kavuşacağına inanıyoruz. O nedenle de yetkilileri adım atmaya, sağlık çalışanlarının sorunlarını ötelememeye davet ediyoruz.
Unutmamak gerekir ki sağlık çalışanlarının yüzü gülerse, Türkiye çok daha fazla gülecektir.
Bu duygu ve düşüncelerle sağlık emekçilerinin 14 Mart Tıp Bayramı’nı kutluyor, gerek özel yaşamlarında gerekse çalışma yaşamlarında  huzur ve mutluluklar diliyoruz.”  İfadesi.
Ve de nokta, atılan imza; “Sağlık Sen Çanakkale Şubesi Yönetim Kurulu”
‘Tıp’ diye kala kalınan bir Bayramdan söz ediliyordu adeta.. Hayatın en zor anlarında can veren, şifa dağıtan eller, hakikaten de ne kutlanası bayramlar hak ediyorlar.
Bu aralar en  çok konuşulan ve üzerine türlü yorumlar yapılan bir konu, bir risk ile karşı karşıya insanlık.. Biz dahil, birçok ülkenin tek gündemi, ölümcül Koronavirüs.
Uzak doğu dillerinde genelde sözcük  bölünerek telaffuz edilir.. Misal Japonca da kullanılan bir sözcük, ikiye bölünerek dile dökülür.
Peki  ya bu Korona bitişik mi ayrık mı..?
Aklım geldi de;  Tooo şii baa.. denilerek mi sese geliyor misal bu sözcük..
Şaka bir yana, savaştan doğal afete, hayata dair en zor anlarda sığındığımız, medet umduğumuz, şifa aradığımız Sağlık kurumlarının Beyaz melekleri, en hakikatli bayramları hak etmez mi sizce de?
Bir sağlık neferinin eşi olarak, “Sevgili Doktor. Tıp Bayramın kutlu olsun..” diyorum ben de, sevgili eşime..
BİR KÜÇÜK NOT;
Herkes maske derdine düşmüş, çok gözlemliyorum çaresizce verilen o telaşı.. Maske fiyatları artmış, dezenfekte için kullanılan jeller neredeyse üç beş katı fiyata  açıkmış..
Daha sayayım mı? Benzeri fırsatçılığı, 2004 kışında da görmüştük.. 25 -50 kuruşluk mumlar, 10-15 lira fiyatla satılmıştı.
Gün boyu düşündük benim kankalarla dün..  Mskeler üzerine fikir yürüttük. Sosyal medyada, havlu peçete ile yapılabilen maskelerden söz ediyorduk ki, birden akla düştü bir fikir..
Hani Pazar yerlerinde, bir sinema filminin ‘çuçulara dikala. İkizlere takke’ repliği ile satışı yapılan bir ürün vardır. Ucuzdur lakin, kalitelidir. Öyle duyarız..
Yani şöyle düşündük ‘‘‘çuçulara dikala. İkizlere takke işte buyrun size bir maske’’.
 
Üstelik bu ürünün bir tanesinden iki maske çıkabilir.. Nasıl fikir ama..?