.

Pisagor’a göre güzellik şeylerde doğuştan vardı. Güzelliğin kaynağı sayılardı. Sayılar ise mistik ilişkilere sahipti. Heraklit’e göre güzellik ve uyum karşıtlıkların mücadelesi ve birliğinden gelmekteydi. Güzelliğin göreliliği hakkında: “insan türüyle karşılaştırıldığında en güzel maymun çirkindir” demiştir.Sokrates‘e  göre güzellik görelidir. “Her şey, uyum sağladığı amaçla ilişkisi içinde iyi ve güzeldir.” Eflatun güzellik ile güzel arasındaki ayrıma dikkat çeker.  Güzelin özü sonsuz, kesin ve ilahi bir ideadır. Tüm güzellikler ona bağlıdır. İnsan bu güzelin benzetmesini seyretmektedir. Güzel ideasının taklitlerini, güzellik olarak görmektedir. Aristoteles “güzellik ile güzelliğin varlığı bir olmalıdır “der. Hocası Eflatun‘un idea görüşüne karşı çıkarak, güzelin gerçekliğin nesnel bir niteliği olduğunu savunur. Güzelliğin gerçeklik kanunlarının bir görünümü olduğunu belirtir. Ona göre güzelliğin başlıca biçimleri: düzen, simetri ve kesinliktir.

Aydınlanma döneminde güzellik, çağdaş uygarlıkların çelişkilerini bertaraf etmek amaçlı araştırma konusu yapılmıştır. Güzellik akıl ve duygu arasındaki bağ olarak tanımlanmıştır. Soyut işlem ile doğal eğilimler arasındaki ilişkidir. Fenomenlerin özgürlüğü ve ideal ile doğru olanın birliği(Diderot) olarak da tanımlanmıştır.Immanuel Kant’a göre estetik nitelik tamamen özneldir. Beğeniler, zevk yargıları bilişsel değildir. Bir objenin güzelliği ona önyargısız yaklaşmaktan gelir.
Hegel içinse güzellik nesnel anlamda, ideanın makul tezahürüdür. Doğadaki idealar düzensiz biçimde tezahür eder. Sadece sanat idea ile görüntü arasındaki uyumu gerçekleştirebilir. Sanatta güzellik idealdir. Pragmatizme göre güzellik deneyimin niteliğidir. J. Dewey ‘e göre güzel “özgün duyguyu belirten” terimdir. Marksist estetik güzellik ile insan işçiliği arasında bağ kurar. K. Marks’a göre insan maddeyi evrensel güzele göre şekillendirir. Hayvanların aksine, evrensel bir üretim yapar. Fiziksel gereklerden azadedir. Güzellik insan çalışmasının ürünlerinde amaçlılık ve tamamlamanın belirtisidir. Güzelin deneyimi önyargısızdır, çünkü kişisel ve toplumsal çıkarlar onda birleşmiştir.

GÜZELLİK ELEŞTİRİSİ
Güzel olmak önemli midir? Güzellik dış görünüşün beğenilere uygun olması mı demektir? Evrensel bir güzel var mıdır?Hepimiz farklı zevklere, farklı düşüncelere, farklı kişiliklere sahibiz. Bu nedenle tercihlerimiz değişiktir. Bir konu hakkında zıt şeyleri savunabiliyoruz. Peki, güzellik anlayışımız ne durumdadır? Ortak bir güzelde karar kılabilir miyiz? Yoksa düşüncelerimiz gibi, güzellik ölçütümüz de değişir mi?
En azından filozoflara göre, güzellik ölçütü değişkendir. Birbirinden farklı güzellik anlayışları, birbirinden farklı güzellikleri akla getirir. Manzaranın güzelliği, karşı cinsin güzelliği, seyahatin güzelliği ve bebeğin güzelliği aynı güzelliğe mi işaret eder? Şüphesiz ki, hepsi farklı anlamları içinde barındıran benzer güzelliklerdir. Bir anlamda dilsel varlığımızın tasarrufu ile, iyi niteliklere güzel demişizdir. Güzel sözcüğünü beğendiğimiz bir duruma veya görünüşe yakıştırmışızdır.
Güzellik farklı anlamlara gelebilmektedir. Aynı konu üzerindeki güzellik algısı da kişiden kişiye göre değişmektedir. En azından felsefede bu böyledir. Tarih boyunca iyi, onaylanan ya da beğenilere uygun anlamında kullandığımız sözcüğe evrensel anlamlar arasak da, bu olanaklı görünmüyor. Güzellik bu halde kişisel onamadan ibaret oluyor. Fakat hayatta birçok şeyin etrafımızdakilerce güzel addedildiği olmuştur. Öznel olmayan güzellik var mıdır?
Her ne kadar hayatta her şeyin öznel olduğunu, evrensel yasaların dahi, en azından toplum açısından, paradigmalardan ibaret olduğunu söylesek de, bazen ortak güzellik anlayışları oluşabiliyor. Bir bebek herkese güzel gelebiliyor. Ya da bir manzara ortak bir kanı oluşturabiliyor. Ne yazık ki bu ortaklıklar da, ortaklık, yani toplumsal birliktelik bitene kadardır. Kendi değer yargılarımıza göre olmadıkça en sevimli bebeği bile beğenmeyiz. Siyahi bebekler beyaz insanlara güzel gelmeyebilir. Diğer hayvanların bebekleri, mesela yılanın bebeği güzel gelmeyebilir. Kendi çocuğumuz bize güzel görünürken, sevmediğimiz bir kişinin çocuğu güzel olmayabilir.
Dünyanın en güzel kadını ya da erkeği seçilen insanlar çoğumuza güzel gelebilir. Ancak felsefe yapan birine göre bu insanların güzelliği serbest piyasanın bir ürünüdür. Önyargısız estetik bir anlayış değil, pazarlama ürünü güzel kılmaktadır. Ayrıca insanın herhangi bir türlüsünü güzel görmeyebiliriz. Neticede yeryüzünde akıllı olmakla övünüp, kendini yok eden başka bir tür yoktur. Bu nedenle insanı beğenmeyebiliriz. Kimi insan da insanları çok sevdiğinden vahşi hayvanları beğenmeyebilir. Kirli ya da pis diye sevmediği hayvanlar başkasında büyüleyici özelliklere sahip güzel canlılar olabilir. Bir şehrin manzarası izlerken güzel gelebilir. Ancak daha sonra, kaynakların tutarsızca israfı ve doğanın katledilmesini düşündüğümüzde çirkin gelebilir.