Çanakkale Belediyesi Çalışanları Sosyal Tesisleri Ercan Adsız salonunda gerçekleştirilen konferansa Atatürkçü Düşünce Derneği  Genel Başkanı Mustafa Hüsnü Bozkurt, ADD Genel Merkez Yönetim Kurulu üyeler, ADD Genel merkez Genel Sekreter Yardımcısı Necmi Akyalçın, ADD Çanakkale Şube Başkanı Mehmet Emin Şevik ADD Çanakkale şubesi yönetim kurulu üyeleri, Çanakkale Belediyesi İyi Parti Meclis Üyesi Ahmet Uslu,  ADD üyeleri ve çok sayıda Çanakkaleli katıldı. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından konferansın açılış konuşmasını yapan ADD Çanakkale Şube Başkanı Mehmet Emin Şevik yaptığı konuşmada” Atatürkçü Düşünce derneğinde yıllarda Çanakkale şube başkanlığı görevini yürüten son Genel Merkez seçimlerinde ise Genel sekreter Yardımcılığı görevine seçilen Necmi Akyalçın’ın derneğimize katkısı çok büyüktür. Kendisin katkılarından dolayı teşekkür ediyorum. Çanakkale, Halkımızın ulus, Mustafa Kemal’ın kahraman, Mehmetçiğin şehit olduğu il’dir. Bugün özgür ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti varsa, bunu Mustafa Kemal Atatürk’e, Mehmetçiye ve şehitlerimize borçluyuz. Bugün Türkiye tarihinde hiç olmadığı kadar emperyal vesayet altındadır. İmzalanan yap işlet devret sözleşmeleri ile ulus devlet tasfiye süreci ile karşı karşıyadır. Dünyada Mustafa Kemal Atatürk’ün heykelinin yer aldığı 26 ülke var. Bu ülkeler arasında Atatürk’ün heykeline saldırıda bulunulan tek ülke ne yazık ki Türkiye’dir. Ancak umutsuzluğa gerek yok Türk Ulusu büyüktür canı pahasına da olsa Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşatacak güçtedir.” dedi.
Nasıl Bir Türkiye İstediğimizi Manifesto İle Açıklayacağız
ADD Çanakkale Şube Başkanı Mehmet Emin Şevik’ in konuşmasının ardından kürsüye gelen Atatürkçü Düşünce Derneği  Genel Başkanı Mustafa Hüsnü Bozkurt ADD Genel merkezi olarak 6 aydır yollarda olduklarını ifade etti. Bozkurt ”6 ay 10 gündür yollardayız Malatya’dan Giresun’a, Samsun’dan Bandırma’ya, Menemen’den Muğla’ya, Hatay’dan Sivas’a dün Burhaniye’ şimdi Çanakkale, yarın Tekirdağ oradan İstanbul oradan Ankara.  23 Nisan’da umuyor ve bekliyorum ki bütün şubelerimizin coşkulu bir katılımı ile Türkiye’ ye zaferin 100. Yılından Cumhuriyetin yüzüncü yılına ve yeni bir seçime giderken Atatürkçü Düşünce Derneği nasıl bir Türkiye olması gerektiğini bir manimesto ile ilan edecek. Cumhuriyet Gazetesi’de bu manifestoyu gazetelerinde yer vererek ilan edecekler. İşte bu amaç ile yollardayız.” dedi.
‘Dur Yolcu’ Laf Olsun Diye Yazılmamış 
ADD Genel Başkanı Bozkurt, konuşmasında Çanakkale’nin Türkiye Cumhuriyeti için önemine de değinerek  “Bugün benim için çok özel bir gün Çanakkale Benim doğduğum yer. Öğretmenlerim bana Çanakkale’de okuduğum dönemde Çanakkale’nin önemini anlatırdı. Çocukluğumun geçtiği  Eceabat’ta her yaz susam tarlalarında hasat yapılırken mutlaka ve mutlaka, çocukluğumun en canlı anılarındandır. Toprak kazılırken bir bomba patlar ve bu patlama neticesinde zarar görülürdü. Metrekareye yüzlerce merminin düştüğü toprağın üzerindeyiz. Buralarda yürürken gezerken hakikaten bastığımız yere dikkat etmeliyiz. Çanakkale’ den karşıya baktığımızda ‘Dur yolcu bilmeden gelip bastığın bu toprak bir devrin battığı yerdir’ ifadesi laf olsun diye söylenmemiş ve oraya yazılmamıştır. Hakikatten bir devrin battığı ve bir ulusa güneşin doğduğu kenttir. Çok değerli bir yer.” dedi.
Ender Uluslardan Biri Olma Şansını Yakaladık
 Konuşmasında Mustafa Kemal Atatürk’ün getirdiği harf devrimi ile bu güne kadar sayılı milletler arasına girdiğimizi belirten ADD Genel Başkanı Dr. Mustafa Hüsnü Bozkurt “Mustafa Kemal Atatürk Elmalılı Hamdi Yazar cebinden para vererek Kuran’ı Kerim’in  Türkçe mealini hazırlatmış,  yüz binden fazla bastırılmış ve ülkenin dört biryanına dağıttırmıştır. Şu mübarek ramazanda ifade ediyorum ki, bütün Türkiye’de duysun ki şu milleti Allah’ın kelamı ile buluşturan adamın adı Mustafa Kemal Atatürk’tür. Atatürk’ün bu meal çalışmasından önce, bu topraklarda 600 yıl hüküm süren Osmanlı’nın Kuran’ın ne dediğinden haberi yok, bilmiyor. Tabi ki bilen biliyor ama halk, millet bilmiyor. O millet tam 600  yılda ağzından çıkan sözcükler ile alakası olmayan sessiz harfleri bulunmayan bir alfabeye mahkum edildiği için kadınlarda binde dört, erkeklerde yüzde yedi oda çoğunluğu gayri müslim, asker yada sivil bürokrat olduğu için okuma biliyor. 600 senede nüfusun yüzde 3.5’ u okur yazar yapılabilmiş. 1928 harf inkılabı 1938’de Atatürk’ü kaybettiğimiz zaman nüfusun yüzde yirmisi okuryazardı. Bugün yüzde yüzü okur yazar. Dünyada ağzından çıkan her sözcüğü yazıya dökebilen ender uluslardan biri olma şansı yakaladık” dedi.  
Mustafa Kemal Atatürk Hep Ülkesi Ve Halkı İçin Mücadele Etti
DD Genel Başkanı Dr. Mustafa Hüsnü Bozkurt “Mustafa Kemal Atatürk büyük bir kayayı alıp yıllar içinde yonta yonta Dünya’nın tüm olağanüstü heykelini ortaya çıkartmış bir heykeltıraştır. Atatürk’ ün her yerde heykeli var ve bu heykellerden en önemlilerini de yapancı heykeltıraşlar yapmıştır. Ama unutulmamalıdır ki Mustafa Kemal kendi heykelini yapmıştır. Atatürk harp okulunda okurken Selanik’e gider arkadaşlıkları ömür boyunca sürecek olan arkadaşlarına bir gün seni harbiye nazırı,  yapacam, diyerek görevlendirmeler yapacağını söyler. Atatürk’ün arkadaşlarından Salih Bozok ‘ya kemal sen bunları yapacaksın da bize bu görevleri vermek için sen ne olacaksın?’ Mustafa Kemal’de cevap verir’ sizi bu görevlere getirebilmem için ne olmak gerekiyorsa o olacağım’ der. Memleketin ne halde olduğunu görüyor. Bunun için daha harbiye sıralarındayken dernekler kuruyor gazeteler çıkarıyor. Mondros ateşkes antlaşmasının ardından orduların dağıtılması emrine karşı gelen, o kadar Osmanlı ordusundan bu emre bir tek karşı gelen Mustafa Kemal. Mustafa Kemal bu emri uygulamayacağım diyor. bunu kime diyor padişaha diyor. o sırada yıldırım orduları grup komutanı, ‘bu emri uygulamama karakterime uymuyor’ diyor. ‘Ben ordumu teslim etmem’ diyor. Sonra ordusu kapatılıyor” dedi.
Bizler Dünyanın En Haklı En Namuslu En Haklı Cumhuriyetin Yurttaşlarıyız
Şevik konuşmasının sonunda şunları söyledi. “Biz 23 Nisan’da  Ankara’dan Türkiye’ye sesleneceğiz. Kanları ve canları ile bu toprağı vatan yapan Kemalist Derimciler  akıl ve bilimden koptuğu için çöküşünü gördükleri, cepheden cepheye koşarak kurtarmaya çalıştıkları yıkılışını gözyaşları ile izledikleri Osmanlı devleti enkazı üzerinde Laik Türkiye Cumhuriyetini kurarken o Cumhuriyetin hamuruna bir maya kattılar. Hamur iyi kabarsın, tutsun, iyi ekmek olsun, hamur nitelikli olsun. O mayanın adı namustur. Kimin namusu? Reşat Çiğiltepe’nin namusu, kimin namusu? 1931 yılbaşı akşamında sabahın üçüne kadar Türk hava kurumunun hesaplarındaki kırk para açığı arayan İsmet İnönü’nün namusu, kimin namusu? Bütün mal varlığını millete bağışlayan Mustafa Kemal Atatürk namusu. Bizler dünyanın en haklı en namuslu en haklı Cumhuriyetin yurttaşlarıyız” dedi.
Burcu Erdal