Çanakkale ‘Çevre ve Doğa Dernekleri Federasyonu’ Başkanı Tonka, Müsilaj illetine ilişkin esti yağdı..
 
Federasyonun yayın organında, Müsilaj tehlikesine vurgu yaptıklarının üzerinden aylar geçtiğini vurgulayan Federasyon Başkanı Bünyamin Nami Tonka;
 
“Yayın Kurulu Üyemiz Hidrobiyolog  Levent Artüz, Marmara Denizi' nde, deniz salyası tehlikesini anlatmış... Aynı sayıda, ben de Sarıçay' ın temizliği konusunda uyarı yapmışım...
 
BİZİ DUYAN OLMAMIŞ…
 
Kasım Ayı içinde yaptığımız bu uyarılar duyulmamış...
 
Sonra, her taraf Müsilaj olunca biz sesimizi yükselttik, Marmara Denizi Ölüyor, hasta komada, dedik. Yine, duyan olmadı...
 
Biz, hem sosyal medyada hem de yerel basın organlarında durumun vehametini hemen hergün anlattık... Bizi yakından takip eden arkadaşlarımız da, kendi sosyal medya hesaplarından bize destek verdi... Böylece kamuoyu oluştu... “ifadelerini kullandı.
 
---------------------------------
AYLAR ÖNCESİNİ HATIRLATTI,
ESTİ YAĞDI…
 
“MARMARA ÖLÜYOR, KOMADA DEDİK, DUYAN OLMADI…”
---------------------------------
 
Bunun adı açık çağrı.. Çağrı, Çevre ve Doğa adına geldi. Maddeler sıralandı, şöyle denildi; “Siyaset Kurmuna Çağrı...”
 
Çanakkale ‘Çevre ve Doğa Dernekleri Federasyonu’ Başkanı Bünyamin Nami Tonka, Müsilaj illetine ilişkin adeta esti yağdı..
 
Federasyonun yayın organında, Müsilaj tehlikesine vurgu yaptıklarının üzerinden aylar geçtiğini vurgulayan Federasyon Başkanı Bünyamin Nami Tonka;
 
“Yayın Kurulu Üyemiz Hidrobiyolog Sayın Levent Artüz, Marmara Denizi' nde, deniz salyası tehlikesini anlatmış... Aynı sayıda, ben de Sarıçay'ın temizliği konusunda uyarı yapmışım...” diyerek söze bayladı, ardından da esti yağdı.
 
BİZİ DUYAN OLMAMIŞ…
 
Tonka; “Kasım Ayı içinde yaptığımız bu uyarılar duyulmamış...
 
Sonra, her taraf Müsilaj olunca biz sesimizi yükselttik, Marmara Denizi Ölüyor, hasta komada, dedik. Yine, duyan olmadı...
 
Biz, hem sosyal medyada hem de yerel basın organlarında durumun vehametini hemen hergün anlattık... Bizi yakından takip eden arkadaşlarımız da, kendi sosyal medya hesaplarından bize destek verdi... Böylece kamuoyu oluştu... “ ifadelerini kullandı.
 
Yazılı açıklama ile; “Siyaset Kurmuna Çağrı...” yapanr Tnoka;
 
“Biz, Sarıçay Dosyasını yayınladığımız "Çanakkale Çevre ve Doğa Dergimiz" de, Çanakkale Boğazı 'nın nasıl kirletildiğini de, anlattık...
Yayın Kurulu Üyemiz Hidrobiyolog Sayın Levent Artüz, Marmara Denizi' nde, deniz salyası tehlikesini anlatmış... Aynı sayıda, ben de Sarıçay'ın temizliği konusunda uyarı yapmışım...
Kasım Ayı içinde yaptığımız bu uyarılar duyulmamış... Sonra, her taraf Müsilaj olunca biz sesimizi yükselttik, Marmara Denizi Ölüyor, hasta komada, dedik. Yine, duyan olmadı...
 
Biz, hem sosyal medyada hem de yerel basın organlarında durumun vehametini hemen hergün anlattık... Bizi yakından takip eden arkadaşlarımız da, kendi sosyal medya hesaplarından bize destek verdi... Böylece kamuoyu oluştu... Çevre Bakanlığımız ve Üniversiteler önce sustu... Kamuoyu bastırınca önce üniversiteler, bu doğa olayı korkulacak bir şey yok, dedi... Halk aldatılmak istendi... Bu dönemde Çevre Bakanlığı yine sustu... Nihayet Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olaya el koydu ve devlet erki de harekete geçti... Sonra, birbiri ardına bilim dünyası konuştu... Sadece Bandırma 'dan bir bilim adamı doğruları söyledi... Diğer bilim adamları, Kirlilikten çok, Müsilajı enerji üretiminde ve gübre olarak da kullanmak mümkün söylemleriyle bu işten sevinilecek sonuç bile çıkarttılar...
 
En son, en doğru bilgilerin anlatıldığı yer, ÇOMÜ oldu... Burada Valimiz Sayın İlhami Aktaş ve Rektörümüz Sayın Prof. Dr. Sedat Murat ve bilim insanlarının katıldığı bir toplantı yapıldı... Basından öğrendiğimiz kadar güzel bilgiler aktarılmış...” dedi.
 
BÜTÜN, GÖRÜLEMEMİŞ…
Çözüm açısından zayıf verilerin gündeme getirildiğini savunan Federasyon Başkanı Tonka, şöyle devam etti;
 
“Herkes, parçaları anlatmış ama, bütünü görememiş...
Bir kısım, bilim insanları da, farklı şeyler söylersem başım belaya girer, diye susmuş...
Bilim susarsa, çözüm olmaz...
Şimdi, daha radikal söylemler zamanı ki, tedbir alınsın...
Bunları kimse söylemediği için biz söyleyelim istedik... Doğruları duymak istiyorsanız, bir de bizi dinleyin, derim...
 
CHP LİDERİNE TEŞEKKÜR..
Önce, Sayın Kılıçdaroğlu'na çok teşekkür ederim... Marmara Denizini kirleten Ergene Su yolunun nasıl kirli olduğunu gösterdi... Hatta, biz de mutlu olduk... Yine "bu su temizse için de görelim" söylemi de çok hoşumuza gitti...
 
Şimdi, bizim de söylemimiz:
Çanakkale Merkezi, aralıksız 32 yıldır sizin partinizin Belediye Başkanları yönetmektedir...
Hani, Ergene Suyu yirmi yılda kirlendi. ‘Temiz diyorsunuz, temizse gelin için’ söylemine karşı; sizin Belediye Başkanınız da,’Sarıçay (Çöpçay) suyu temiz’, demekte... Aşağıda, bilimsel bir çalışmadan örnek sunuyorum... Kirliliğin boyutunu görebilirsiniz...
Ben de, Sayın Kılıçdaroğlu'na ;Sarıçay'ın suyu temiz, diyen Belediye Başkanı'nızdan rica ederek, bir bardak su getirttirin ve grup toplantınızda afiyetle için, biz de ‘ne güzel! Şifa olsun’ diyelim...
Sözün kısası...
Genel ve yerel iktidarların çevreyi kirletme konusunda birbirinden farkı yok, diyebiliriz...”
 
Peki, neler yapılmalı?
 
Federasyon Başkanı Tonka, yayılmasını savunduklarını madde madde sıraladı.
 
Çevre ve Doğa Dernekleri Federasyonu Başkanlığına göre, 15 madde de, yapılması gerekenler;
 
“1- Marmara Denizine yapılan tüm derin deşarj lar hemen iptal edilmeli...
2- Tüm sanayi tesislerinin atıklar konusunda, Marmara Denizi'yle ilişiğini kesmeliyiz...
3- Marmara Denizi ve Boğazları yakın ne kadar termik santral varsa kapatılmalı... Yeni yapım talepleri de iptal edilmeli...
4-Marmara Denizine akan ne kadar dere, ırmak varsa bunların suları sadece yağmur ve kar suyu akacak şekilde kontrol edilmeli... Buralara, kanalizasyon atık suyu dahil, doğrudan akıtılan ne kadar pis atık su varsa engellenmeli...
5-Limni Adası'ndan başlayarak, Semadirek Adası, Gökçeada, Bozcaada bölgesi, Çanakkale Boğazı, Erdek- Şarköy arasına kadar yeni sünger tarlaları oluşturulmalı... Midye, pina, deniz patlıcanı ( deniz hıyarı), yosunların doğal büyümesi, gelişmesi sağlanmalı...
6- Marmara Denizi'nde ve Boğazlarda ( olta balıkçılığı hariç) beş yıl süreyle ağ balıkçılığı yasaklanmalı... Algarna, gırgır, tirol ve diğer balıkçılık faaliyetleri on yıl boyunca bu bölgede yasaklanmalı... Büyük balıkçılar, açık deniz balıkçılığına  yönelmeli, küçük sandal balıkçılığı da kontrollu yapılmalı... Küçük balıkçı esnafını da beş yıl süreyle Suriyelileri baktığımız gibi bakmalıyız...
7- Marmara Bölgesini, inşaat yapımı açısından, on yıllık bir yasak dönemine almalıyız...Saroz Körfezine, ne ad altında olursa olsun hiçbir şey yapılmamalı... Doğal haliyle körfez korunmalıdır.
8-Sadece, göstermelik olarak yapılan ve bir işe yaramayan Müsilaj toplama işinden vaz geçilmeli...
9- Marmara Denizi kurtulana kadar, İstanbul Kanalı projesinden vaz geçilmelidir...
10- Marmara Bölgesinde, Yeni bir facia yaratacak olan, Ekoturizm işinden derhal vaz geçilmelidir...Çanakkale ekoturizm işgali altındadır... Bu, büyük bir çevre faciası yaratacaktır...
11-Çevreye duyarsız kamu idarecileri ile Belediye Başkanları görevden alınmalı... Yerlerine Çevre ve Doğa seve kişiler atanmalı... Belediye Meclisleri de, Yeni başkanlarını bu kritere göre seçmeli...
12- Üniversitelerin ürettiği bilgiyi kamunun hizmetine sunmalıyız... ( Biz, sekizi doktora, kırk biri yüksek lisans tezi olmak üzere elli bir tezi inceledik... Güzel bilgiler edindik... Bu tezler, kitap olarak yayınlanmalıdır... Bizim, dergilerimizin de çevre ve Doğa severler için mutlaka okunması gereken dergiler olduğu unutulmamalıdır.)
13- Marmara Denizini ve Boğazları Kirlilikten Koruma Kanunu, çıkarılmalıdır...
14- Mevzuatta, Çevre ve Doğa Dernekleri Federasyonu'nun da  yer aldığı karar mercilerinin oluşturulmasına izin verecek değişiklikler yapılmalıdır...
15-İller için total ÇED çıkarılmalı ve buna göre maden üretimi, sanayi tesisi ve işletmeler kurulmalı... Zeytinlikler ve tarım arazileriyle Ormanlar tam koruma içinde olmalıdır..”
 
Cuma Deren