17 Nisan 2012 yılında ameliyattan çıktıktan sonra bir hasta yakını tarafından öldürülen Dr. Ersin Arslan’ın Ölüm yıl dönümü olan 17 Nisan’ı Türk Tabipler Birliği tarafından ‘Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü’ olarak ilan edilmişti. Bu kapsamda Çanakkale Tabip Odasından yapılan açıklamada Sağlık çalışanlarının da sorunları dile getirildi. Açıklamayı yapan Tabip Odası Başkanı Güleda Erensoy,  Özellikle sağlıkta şiddet yasasına ihtiyaç olduğunu da belirtildi.

17 Nisan 2012 yılında ameliyattan çıktıktan sonra bir hasta yakını tarafından öldürülen Dr. Ersin Arslan’ın Ölüm yıl dönümü olan 17 Nisan’ı Türk Tabipler Birliği tarafından ‘Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü’ olarak ilan edilmişti. Koronavirüs ile bereber bu yıl da şartların sağlık çalışanları için daha da ağır olduğu bu günlerde Çanakkale Tabip Odası hem Sağlıkta Şiddet Gününü kutlamak hem de  sağlık sorunlarını dile getiren yazılı bir açıklama yapıldı. Anlamlı gün ile ilgili Çanakkale Tabip Odası Yönetimi adına açıklamayı yapan Çanakkale Tabip Odası Başkanı Güleda Erensoy, “Bundan tam dokuz yıl önce, 17 Nisan 2012 yılında sevgili Dr. Ersin Arslan’ı bir hasta yakınının saldırısında kaybetmiştik. Meslektaşımızı kaybettiğimiz 17 Nisan günü Türk Tabipler Birliği tarafından ‘Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü’ ilan edilmiştir. Dr. Ersin Arslan’ı ve sağlıkta şiddet nedeniyle kaybettiğimiz tüm canlarımızı saygıyla anıyoruz. Dr. Ersin Arslan’ın ameliyattan çıkıp servisine gittiği sırada öldürülmesinin ardından dokuz yıl geçti. O günden beri Türk Tabipleri Birliği olarak yaptığımız tüm uyarılara ve önerilere maalesef mevcut iktidar kulak tıkadı ve bizler görevimiz başında dövülmeye, sövülmeye, ölmeye devam ettik. Her gün işimize giderken çocuklarımızla, ailemizle, sevdiklerimizle sessizce vedalaştık. Çünkü sağlıkta şiddet nedeniyle sevdiklerimizi son kez görüyor olabilirdik. Mevcut iktidar sağlıkta şiddeti önlemek, tedbir almak yerine sağlıkta şiddeti körükleyen, kışkırtan politikalarını devam ettirecek yaklaşım sergiledi. Şiddetin münferit olmadığını bilakis açık bir biçimde politik ve toplumsal bir olgu olduğunu ülkeyi yönetenler de gayet iyi biliyor. Bu nedenle bugün, sağlık ortamı da tıpkı toplumun tüm parçaları gibi bir şiddet sarmalındadır” denildi.

Ağırlaşan Koşullara Psikolojik Şiddet de Eklendi
Osmaniye’de bir kaymakamın bir doktora randevusuz gelmesi ve doktoron kaymakamı randevusuz tedavi etmemesi üzerine Doktoron ters kelepçe ile gözaltına alınması olayının da hatırlatıldığı açıklamada, Güleda Erensoy,  fiziksel şiddete psikolojik şiddetin de eklendiği belirtilerek “Covid-19 sürecinin yönetilememesi, salgın yerine algı yönetilmesi ise sağlık alanının durumunu şiddet de dahil olmak üzere daha da kötüleştirdi. Geldiğimiz noktada meslektaşlarımızı hem pandemi koşulları hem de giderek artan şiddet ortamında kaybediyoruz ve artık hiçbir arkadaşımızı kaybetmeye tahammülümüz kalmadığını açıkça söylüyoruz. Sadece fiziksel şiddet değil, psikolojik şiddet, sözel şiddet artarak devam etmektedir. Daha birkaç gün önce Osmaniye'de bir kamu görevlisinin, bir cumhuriyet savcısının, kurallara uymadan keyfi taleplerini yerine getirmediği için bir meslektaşımızın ters kelepçeyle göz altına alınmak istenmesi, karakola ifadeye götürülmesi, her gün yaşadığımız şiddetin sadece bir örneğidir. Kamu gücünü kişisel hırsları için hoyratça kullanan ve suç işleyen Cumhuriyet savcısını kınıyor ve şiddete uğrayan meslektaşımızın yanında olduğumuzu belirtiyoruz” denildi.

Daha Etkili Bir Sağlık Yasasına İhtiyacımız Var
Sağlıktaki şiddetin azaltılması için mevcut yasaların yetersiz kaldığı belirtilen Erensoy,  yeni yasaların getirilmesi gerektiği ifade edilerek “Şiddet ortamınına daha fazla canımızı feda etmemek için daha etkin bir sağlıkta şiddet yasasına ihtiyacımız olduğu, çıkarılan ciddiyetten uzak, dostlar alışverişte görsün tarzı kanunun bu şiddeti önlemediği, tam tersi şiddet uygulayanları cesaretlendirdiği aşikardır.Meclisten geçen sağlıkta şiddet yasası etkisizdir ve taleplerimizi karşılamamaktadır. Her türlü şiddete maruz kalan meslektaşlarımız ve tüm sağlık çalışanlarının can güvenliğini korumak amacıyla oluşturulacak yasanın tarafı olduğumuzu ve yasa yapım sürecinde taleplerimizin alınması gerektiğini açıkça belirtmekteyiz. Buna rağmen ülkeyi yönetme iddiasında bulunanlar, talep ve önerilerimizi dinlemekten kaçınmaktadır. Bu bağlamda Covid-19 sürecinde sağlık emekçilerine dönük daha da yoğunlaşan, kanıksanan ve meşrulaştırılan fiziksel, sözel ve psikolojik şiddete hep birlikte ve en gür sesimizle karşı çıktığımızı belirtiyoruz. Dr. Ersin Arslan şahsında kaybettiğimiz arkadaşlarımızı saygı ve minnetle andığımız bu günde iktidarı, sağlıkta şiddeti kışkırtacak, koruyacak söylem ve politikalardan vazgeçmeye ve etkin bir sağlıkta şiddet yasası çıkarmak için TTB’nin talep ve önerilerini dinlemeye davet ediyoruz” ifadelerine yer verildi.
 
Şerife Erdem