Son yıllarda özellikle sahil şehirlerinde sıkça ihlal edilen Kıyı Kenar Çizgileri, Anayasada yer alan maddeye göre eski haline çekildi. Bu kararla son yıllarda kıyı kenar çizgisi sınırı içerisinde yapılan yapılara da boşaltma tebligatları gönderilmeye başlandı ve bazı alanlar da yıkılmaya başlandı. Ancak  yıkımlarda bazı ayrımcılıklar yapılıyor. Özellikle Yeni Kordondaki bazı yapıların yıkımına başlanırken, bazılarına boşaltma kararı bile çıkarılmadı. Çanakkale’nin sahil kesiminde yaşanan bu ikili uygulamaya ise en sert tepki   Çanakkale Çevre ve Doğa Federasyonu Başkanı Bünyamin Nami Tonka’dan geldi. Yeni Kordonda yaşanan Kıyı Kenar Çizgisi uygulaması ile ilgili yaşanan ikili uygulamaya değinen Tonka “Eğer kıyı kenar çizgisi olacaksa halka bunları mal etmek gerekiyorsa devlet bunları kamulaştıracak ve buraların tamamını kamunun hizmetine vermesi lazım. Bir kısmını yıkıyorsunuz, bir kısmına ses çıkarmıyorsunuz ikili bir uygulama yapılıyor. Bunu kabul etmek de pek mümkün değil” dedi.

Kıyı kenar çizgisi deniz, tabii ve suni göl ve akarsuların alçak-basık kıyı özelliği gösteren kesimlerinde kıyı çizgisinden sonraki kara yönünde su hareketlerinin oluşturduğu, kumsal ve kıyı kumullarından oluşan kumluk, çakıllık, kayalık, taşlık, sazlık, bataklık ve benzeri alanların doğal sınırı; dar-yüksek kıyı özelliği gösteren kesimlerinde ise, şev ya da falezin üst sınırıdır olarak belirleniyor.  Ancak Anayasa çerçevesinde belirlenen bu sınırlar son yıllarda özellikle kumsala alanlarda çok ihmal edildi. Konu ile ilgili yönetmeliklerin sürekli değişmesi nedeni ile  adeta kafasına göre kıyıda yapı yapanlara  Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden boşaltma tebligatları gitmeye başladı.

Çanakkale kıyılarında yaşanan bu işgaller, yapılan son değişiklikle Kıyı kenar çizgilerinin eski doğal sınırlarına çekilmeye karar verildi. Bu kapsamda doğal sınırların içinde kalan yerlere boşaltılma tebligatları gönderildi. Özellikle yeni kordondaki bazı yapıların yıkılması gündemde olurken konu ile ilgili  Çanakkale Çevre ve Doğa Federasyonu Başkanı Bünyamin Nami Tonka  bir değerlendirme yeptı. Tonka, “Yapıldıktan sonra yıkılmasının anlamı yoktur. Devlet her zaman tutarlı davranış yapmak zorundadır. Belediyemizde buralara imar izni veriyorsa, bir projesi,  vizyonu olacak, bu vizyona göre de biz böyle istiyoruz, halk da böyle istiyor diyecek. Hem halk mağdur olmayacak, kamu yararlanacak yürüyecek, dinlenecek yani halkı denizle buluşturmamız lazım” dedi.

Yeni Kordon Yapıldığında Kıyı Kener Çizgisi Herkesin İsteğine Göre Yapılıyordu
Bünyamin Nami Tonka açıklamasında Kıyı kenar çizgisinin yapılara göre yapıldığı dönemlere değinerek. O dönemde yapılan yeni kordonun yapısını da örnek gösterdi. Tonka   “Çanakkale’nin en prim alan arazisi burası birinci kordon Çanakkale’nin sosyalleşmesi alanı açısından fevkalade önemli bir yerdi, Orada da 6-8-9  katlı binaları yaptık ki, kordonu bir bakımda da öldürmüş olduk. Aslında daha çok sosyalleşme alanı halinde kullanmış olabilirdik. Yeni Kordon ise, burası şehirciliğin daha da gelişmiş olduğu bir dönemde  kıyı kenar çizgisi açısından uygulamalar herkesin istediği şekilde yapabiliyordu. Daha sonra baktılar ki kenarlar Anayasa gereği tamamen kamunun hizmetindedir. İnsanlar istediği gibi buradan istifade edebilirler, tapulama yapılamaz. Anayasa maddesi bu, bunun üzerine bunun uygulanması ile ilgili kanunlar çıkarıldı. Bu kanunlardan bir tanesinde 100 metre alan içerisinde hiç bir konut, herhangi bir şey yapılamaz dendi. Fakat burada özelleştirme ile PETKİM arazisi vardı. PETKİM arazisi özeleştirilirken müstecir istediği gibi yapılaşma izni verdi. O 5O metrenin hemen kıyıyı da almaksızın böyle bir uygulama yaptılar. Buradaki uygulamalardan bir tanesi de yine eski köy hizmetleri il müdürlüğü arazisinde de yanlış uygulamalar oldu. Hemen arkasında kanyak, şarap fabrikası vardı. Orada bazı yanlış uygulamalar yapıldı. AKFA arazisi hep kangren gibi orda duruyor. Daha sonra özel mülkiyete ait Erhan Tez beylerin arazisi vardı. Ondan sonraki bölümde Hüseyin Akif Terzioğlu vakfının arazileri var. Daha sonrada şimdi  Polis evi olarak kullanılan sahildeki sosyal tesis yeri olarak kullanılan yer var, Piri reis çeşmesine kadar gidiyor. Bu bölgede eğer tam kamuya uygun yer yapılacaksa bu kıyı kenar çizgisinin orijinal hale getirilmesi lazım. Ama bunu zaten doldurma yapmak suretiyle kıyı kenar çizgisini ortadan kaldırmışız. Eğer 50 metrelik alan içerisinde bir yapılaşma olmayacaksa, bizim eski Ezine Caddesi dediğimiz bu caddenin sağ tarafının tamamını yıkmamız gerekir. Çünkü orası kıyı kenar çizgisi açısından 50 metrenin altında olan yerler var. Yine sahilde sıfır noktasında küçük iskelelerde küçük tesisler yapmak suretiyle kıyının kullanılmasını bu tesisler ortadan kaldırmış durumda, ya bunlara zamanında müktesep hak doğurmayacak şekilde ruhsat verilmeyecekti, ruhsat verildiyse de artık adamların müktesebat hakları, bunlara müdahale edilmemesi lazımdı. Sadece hijyene bakmak lazımdı, güvenlik açısından neler yapılabilir diye bakmak lazımdı” dedi.

İkili Uygulama Yapıyorsunuz
Sadeve belli kesimlere gönderilen tebligatların üzerinde de değerlendirme yapan Nami Tonka, Kıyı Kenar Çizgisine göre hatalı olan tüm yapıların yıkılması gerektiğini söyledi. Tonka  “Burada gördüğümüz kadarıyla eski salhanenin olmuş olduğu yer 5 metre falandı, şimdi deniz 30-40 metre nerdeyse deniz doldurulmuş sosyal tesis olmuş. Kıyı kenar çizgisi burada uygulanıyor. Ama hemen sol taraftaki binalarda ne hikmetse bu uygulanmıyor. Daha ileri gittiğimiz zaman müktesep haktan kaynaklı evler var. Eğer kıyı kenar çizgisi olacaksa halka bunları mal etmek gerekiyorsa devlet bunları kamulaştıracak ve buraların tamamını kamunun hizmetine vermesi lazım. Bir kısmını yıkıyorsunuz, bir kısmına ses çıkarmıyorsunuz ikili bir uygulama yapılıyor. Bunu kabul etmek de pek mümkün değil. Yine burada arkamızda binalar, hem vali konağı, Tekel Kanyak fabrikasının arazisi, hemen yanında Akfa, Onun yanındaki Kıyı AVM ve ondan sonraki yapılaşmalarının hepsi uymamışlar. Bunların her birine müdahale etmek lazım. Bir kısmına müdahale edip bir kısmına etmeyince o zaman da insan vicdanen rahatsız oluyor. Ta Kepez’e kadar kordon olsun istiyorsak bazılarını denize kazık çakmak manasıyla yapılabilir. Yine burada eğer yapılar size sıkıntı yaratıyorsa Ezine asfaltının sağındaki her yeri yıkacaksınız, soyunma kabinleri yapar, yelken yapılabilir. Eski belediye plajında soyunma kabinleri duşlar yıkılmış, soyunma kabinleri bizim çocukluğumuz da yani 50 60 yıl evvelde vardı. Aile plajının olduğu yerde vardı. Onu modern hale getirmek için değiştirmişler, eski halinden farklı diye bunu yapamazsınız deyip kanunun arkadaşından dolanıp bunu yıktırmışlar. Bana göre buraya yatırım yapan müstecirlerin parasını sokağa atmış gibi olduk.  Yapıldıktan sonra yıkılmasının anlamı yoktur. Devlet her zaman tutarlı davranış yapmak zorundadır. Belediyemizde buralara imar izni veriyorsa bunları bir projesi olacak vizyonu olacak, bu vizyona göre de biz böyle istiyoruz, halk da böyle istiyor diyecek. Hem halk mağdur olmayacak, kamu yararlanacak yürüyecek, dinlenecek yani halkı denizle buluşturmamız lazım” dedi.

Cuma Deren