Çalışma hayatlarında primlerini doldurmuş ancak yaşları gelmeden emekli edilen kesimlerin oluşturduğu Emeklilikte Yaşa Takılanlar Derneği, hak arayışında 21 yılını geride bıraktı. Emeklilikte Yaşa Takılanların mücadelesinin 21’İnci yılı dolayısı ile Çanakkale Emeklilikte Yaşa Takılanlar Derneği tarafından bir toplantı düzenlendi. Yapılan toplantıda bir konuşma yapan EYT Derneği Başkanı Murat Çağlayan, Emeklilikte yaşa, ABO’ya, staja, siyasilerin verdiği sözlere takılmak yetmezmiş gib,i şimdi de virüse takıldıklarını belirtti.  Devletin genç görüp emekli etmediği ,iş verenin ‘yaşlısın’ deyip iş vermediği arafta kalan EYT’lilerin pandemi sürecinde zorlandığını da belirten Çağlayan “Yaşa Takılanlar ,ayakta  ve hayatta kalmaya, madden ,manen güçlü olmaya çalışsalar da , bitkin ve çaresiz durumdadırlar” dedi.

Emeklilikte Yaşa Takılarak haklarını arayan Çanakkalelilerin oluşturduğu Emeklilikte Yaşa Takılar Derneği, Mücadelelerinin 21’inci Yılı dolaysı ile bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Yapılan Toplantıda Emeklilikte Yaşa Takılar Çanakkale Derneği Yönetim Kurulu adına bir açıklama yapan Dernek Başkanı Murat Çağlayan, Emeklilikte yaşa Takılanların sorunlarına değinerek “ 08,09,1999 tarihinden önce iş hayatına atılıp çalışmaya başlayan, SGK sistemine  girişi olan ve devletiyle o dönemin iş kanuna göre sözleşme imzalamış farklı siyasi görüşlerden olan işçi,emekçi,esnaf,çiftçi,memurdur.Yani  21 yıllık mağduriyet yaşayanlardır,Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı ,yani halkın ta kendisidir. Emeklilikte Yaşa Takılanlar bir Türkiye gerçeğidir. Biz Emeklilikte Yaşa Takılanların anamızın ak sütü gibi helal olan  hak edilmiş taleplerini erken emeklilik, emeklilikte yaşı tutmayanlar, türemiş, boş işler ,ekonomiye yük diyerek algı yaratılması ve geniş kitleleri ilgilendiren bu mağduriyetin yok görülmesi doğru değildir.Bizler daha önce de yapmış olduğumuz açıklamalarda üstüne basa basa ve altını çize çize söyledik ve yine söylüyoruz. Bizler erken emeklilik değil, bir lütuf değil, sadece 8.9.1999 tarihinde çıkarılan 4447 sayılı kanunun geriye doğru işletilerek yarattığı  mağduriyetin giderilmesini,1999 yılı öncesi çalışma hayatına başladığımız haklarımızın ne bir eksik ne bir fazla,sadece haklarımızın iadesini talep ediyoruz. Sosyal ve Hukuk devletinde vatandaşının aleyhinde geriye doğru işletilen bir kanun olamaz, kabul edilemez.Çıkarılan kanun çıktığı tarih ve sonrasını kapsamalıdır.4447 sayılı kanun 1999 tarihinde çıkarılmıştır. Ama devlette devamlılık esastır ve geniş kitleleri ilgilendiren bu büyük 21 yıllık  mağduriyet görmezden gelinmemelidir. Emeklilik ve Yaşam Şartları olarak ülkemizden çok daha üstün olan İskandinav Ülkelerinin(Norveç,İsveç,Finlandiya..) örnek verilmesi, erken emeklilik algısının yaratılmaya çalışılması, zamanı gelip emekli olunca sanki daha fazla emekli maaşı alınacak söylemi, ayrıca emekli olunca EYT ‘nin  başka bir işte çalışıp işsizlik yaratacağı,yaşa takılanların bedelini fazlasıyla ödemesine rağmen bütçeye  yük sayıldığı gibi söylemler abesle iştigaldir”  dedi.

Çocuklarımızın Geleceği Bizimkinden Daha Zor Olacak
Emeklilikte Yaşa Takılanlar Çanakkale Derneği Başkanı Murat Çağlayan, 2008’de yapılan değişikliğe de değinerek “Bizler Emeklilikte Yaşa Takılanlar 2008 yılında çıkarılan kanun ile Aylık bağlama oranı mağduru da olduk.Sadece bizler değil şu an tüm çalışma hayatında olanlar aylık bağlama oranı mağdurudur.2008 yılında 5510 sayılı kanun ile yapılan düzenleme ile aylık bağlama oranları %78’lerden, %28’lere kadar düşürülmüştür. Ayrıca şu an uygulanan emeklilik sitemimizde çalıştıkça ve fazla prim ödedikçe bağlanacak emekli aylıkları düşmektedir.Bu sistemden dolayı  çocuklarımızın geleceği bizden daha zor olacaktır. Asgari ücret ve civarında primi yatan bir kişiye ,emekli olduğunda şu an 1000 TL ile 1500 TL arası bir maaş bağlanmaktadır. Asgari ücretin 2324 TL, açlık sınırının 2431 TL olduğu ülkemizde bağlanacak olan ve bağlanan 1000 TL 1500 TL emekli maaşları ile geçinmek için çalışmamak ,ek iş yapmamak mümkün değildir.Bu maaşlarla geçinmek zaten mümkün değildir.Şu an 12.000 milyon civarı emeklimizin düşük emekli aylıkları yüzünden yaklaşık 5,5 milyonu aktif çalışma hayatındadır.Emeklimizi de düşük maaşlardan ötürü  iş hayatından çekemediğimiz sürece de genç işsizlik sorunu artarak devam edecektir” dedi.

Aylık Bağlama Oranları %70-%80’den %28’lere Düşü
EYT Başkanı Çağlayan, emekliler için bağlanan aylık oranlarına da değinerek, 2008  yılında yapılan kanun değişikliği ile aylık bağlama oranlarından da çok yüksek oranda düşüşlerin olduğunu belirterek “Çok önemli olduğu için tekrarlamakta fayda görüyoruz. En önemli konulardan biri de aylık bağlama oranlarıdır.1999 yılı öncesi aylık bağlama oranları %70-80  civarı  iken 2008 yılındaki 5510 sayılı kanun ile yapılan düzenlemeyle şu an %28’lere kadar düşmüştür. Bizler ayrıca aylık bağlama oranlarıyla da mağdur olmuş durumdayız.Bu aslında sadece Emeklilikte Yaşa Takılanlar değil tüm çalışanları ve çalışma hayatını kapsayan ve ilgilendiren bir durumdur. Dolayısyla SGK ve emeklilik sistemimizde de bir sorun olduğu aşikardır” dedi.

EYT Halkın Ta Kendisidir
Emeklilikte Yaşa Takılanların farklı siyasi görüşlerden de olduğunu belirten Çağlayan “Emeklilikte Yaşa Takılanlar; bilinçli, belli bir yaşa gelmiş, çoluk çocuk ,torun  sahibi olmuş,farklı siyasi görüşlere sahip olmasına rağmen, aynı mağduriyeti yaşayan ve bunun için  mücadele eden,devletine bağlı ve devletine karşı üzerine düşen yükümlülüğü ,ödemesi gereken primleri ve bedeli yaklaşık 7000,8,000- 10.000 iş günü, yani  2 katını ödeyen ,emeklilik hakkı geciktirilmiş mağdurlardır, kısaca halkın  ta kendisidir. EYT nin parti kurduğu ile ilgili haberlerin de asılsız oluğunu tekrarlamakta fayda görüyoruz .EYT kimsenin keyfi uygulamalarına maruz kalacak bir topluluk değildir.Şerefiyle onuruyla örnek mücadelesiyle hak davasını sürdürendir. Burası çok önemli. Bizim işimiz siyaset değil ,siyasilerledir.Bu sorunu siyaset kurumu çözecektir,çözmelidir. Bu yüzden kimse Emeklilikte Yaşa Takılanları farklı algılarla başka mecralara çekmeye çalışmasın” dedi.
 
Madden ve  Manen Çaresiz ve Bitkin Durumdayız

Emeklilerin geçim sıkıntılarına da değinen EYT Başkanı Murat Çağlayan, özellikle pandemi döneminde Emeklilikte Yaşa Takılanların ciddi sıkıntılar çektiğini,    Madden ve manen bitkin ve çaresiz durumda kaldıklarına  belirterek “Derneklerimiz sayesinde Artık herkes emeklilik sistemi ve EYT ve çalışma hayatı  konusunda daha da bilinçlenmiş vaziyettedir.En önemli ayrıntı ise bu  davanın haklılığı  ve çözülmesi gerektiği  toplum vicdanında da   kabul görmüştür. Emeklilikte Yaşa Takılanların mağduriyeti bu zorlu pandemi döneminde daha da artmıştır. Emeklilikte Yaşa Takılanlar yıllardır üretmiş, çalışmış,devletine karşı yükümlülüğünü ,vergi ve primlerini kat kat ödemiş ikiye katlamıştır. Yaşa Takılanlar ,ayakta  ve hayatta kalmaya, madden ,manen güçlü olmaya çalışsalar da , bitkin ve çaresiz durumdadırlar. Olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. Ülke olarak covid-19 (korona) salgınından çok olumsuz etkilendik ve etkilenmeye devam ediyoruz. Her kesime destek sağlanmaya çalışılıyor ama EYT mağdurları yine göz ardı ediliyor. Emeklilikte Yaşa Takılanlar da birer can’dır,Ana’dır,Baba’dır,çocuğunun geleceği ,evinin direğidir.Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır.Evin direği yıkıldı mı, tamiri telafisi olmayan yaralar açılabilir” dedi.

“ Primlerimizin Vadesi Doldu,Ömür Vadesi Dolmadan Bu Zor Dönemde Bu Sorun Çözülerek Tarihe Gömülmelidir”
Çağlayan “Devletin genç görüp emekli etmediği ,iş verenin yaşlısın deyip iş vermediği arafta kalan EYT’lilerin geçim sıkıntısı bu dönemde daha da artmıştır. Mağduriyetlerin  günden güne arttığı ve artacağı aşikardır.Önümüzdeki süreç iş ve aş bakımından daha da zorlu olacaktır.   Devletimizin ve iktidarın ,bu haykırışı ve çığlığı duymasını ,Sosyal Devlet anlayışıyla Emeklilikte Yaşa Takılanların haklarını iade etmesini ve mağduriyetlerin daha da artmadan bu kesime de nefes aldırmasını ve artık bu 21 yıllık mağduriyeti sonlandırmasını, çözüm bulmasını istiyoruz.  Emeklilikte yaşa takıldık ,ABO ya takıldık, staja takıldık, siyasilerin verdiği sözlere takıldık,virüse takıldık… Seçim malzemesi olmaktan bıktık usandık. Yatırdığımız primlerimizin vadesi doldu, ömür vadesi dolmadan bu zor dönemde bu sorun çözülerek tarihe gömülmelidir”.

Çağlayan Konuşmasının sonunda ise davalarında haklı olduklarını belirterek yapılacak faaliyetlere değinerek  “Bizler Türkiye genelinde açılan ve açılmakta olan derneklerimizle Marmara Federasyonunu kurduk.Şimdi de konfederasyon olma çalışmalarıyla  Haklı olduğumuz mücadelemize yasal çerçevede ve kanunların gerektirdiği hükümler doğrultusunda saygılı ve kararlı bir biçimde sonuç alana kadar  devam edeceğiz.Gücümüz haklılığımızdan kaynaklanıyor.Bu bağlamda kenarda durup,ne olacak halimiz diye bizlere sorup ,uzaktan izleyen tüm eyt mağduru arkadaşlarımızı  bu mücadelede öncülük eden derneklerimize sahip çıkma adına üye olmaya, haklı davamıza ve çocuklarımızın da geleceğine sahip çıkmaya davet ediyorum.Tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz demiş atalarımız.Bizlerin sorunlarını çözme amaçlı yasa teklifleri mecliste beklemektedir.Ekim ayında açılacak olan meclisimizde 21 yıllık mağduriyetin giderilmesi için çalışmaların acilen yapılmasını ve gündeme alınmasını istiyor ve bekliyoruz. Kısacası vaad değil artık icraat bekliyoruz” dedi.
 
Cuma Deren – İsmail Şen