Sosyal medya hesabından, çarpıcı ifadelerle bir anlatımda bulunan isim, Çevre ve Doğa Dernekleri Federasyonu Başkanı Tonka oldu.
“ Çanakkale 'nin dağını taşını geziyoruz...
Nerede bir olumsuzluk varsa onları da faş ediyoruz...” diyerek, Çanakkale’ nin, maden açısından çok zengin bir yer olduğuna dikkat çeken Tonka;
“Ağı Dağı...” vurgusu yapıp ekledi;  “Bir Maden Hikayesi Daha…!”
Gazeteniz VİTAMİN’ in ısrarlı soruları üzerine, bir görsel ile objektiflerimize poz veren Tonka şöyle dedi;
“Tüm detaylar işte bu haritada..!
Ürküten detaylar, yok olacak köyler ve endemik bitkiler…”
 
-------------------------------------
ŞOK PAYLAŞIM, SERT ANLATIM…
ÜRKÜTEN, DÜŞÜNDÜREN SÖZLER
------------------------------------

Çanakkale Çevre ve Doğa Dernekleri Federasyonu Başkanı Bünyamin Nami Tonka, okuyanı düşündüren ifadeler eşliğinde, çarpıcı bir paylaşıma imza attı.
Gazeteniz VİTAMİN’ in ısrarlı soruları üzerine, bir görsel ile objektiflerimize poz veren Tonka; “Tüm detaylar işte bu haritada..! dedi.
 ‘Ağı dağı’ vurgusu yapıp, Çanakkale 'nin dağını taşını gezdiklerine dikkat çeken Tonka; “Nerede bir olumsuzluk varsa onları da faş ediyoruz...” dedi.

Çanakkale’nin , maden açısından çok zengin bir yer olduğunun altını çizdiği paylaşımında;
“Bir maden hikayesi daha..” vurgusunda bulunan Tonka;
“Bizans döneminde, Ezine- Kızıltepe' de demir çıkarılmış... Yayla Tepe çevresinden mermer çıkarılmış... Yine, Çanakkale'ye su aldığımız Ağı Dağı çevresinde kurşun çıkarılmış...
Sonra Çan'da linyit kömürü çıkarıldı... Daha sonra çimento ham maddeleri için her şey mevcut... Ayrıca, Arnavut Kaldırımı için gerekli taşlar da Yaylacık'ta çıkarılmakta...
1990'lı yıllarda da altın ve gümüş rezervleri bulundu...” anlatımı ardından, bazı köylerin risk altında kalıdğı bir çalışmadan söz edip, imalı ifadeler kullandı. “O maden hikayesi, pek yakında..” dedi
Şu an, Lapseki- Şahinli'de siyanürle altın üretiminin üçüncü yılının geride kaldığının altını çizen Tonka;
 “Kirazlı-Balaban'da başka bir şirket altın üretimi yapmak istemiş ve halkın biraz da ajite edilmesiyle( çünkü burası Kaz Dağı değil, artık tüm çalışmalarda Kaz Dağı Yöresi denilmekte, protestoyu başlatan Çanakkale Belediyesi de aylık bültenlerinde önce Kaz Dağı Ayazmaya gideceğiz, sonra da altın üretim alanı Balaban'a, diye yazmıştır... Biz, önce coğrafyayı düzgün ifade edelim, dedikçe de Belediye ve Kantoncu zihniyet bize hücum etmişti... Siyanür içten  karikatürümüze kadar her şeyi yaptılar... Sonra gerçekleri öğrendikçe saldırıları da bitmiş oldu... Biz de herkesi bilime davet ettik... Etmeye de devam ediyoruz...) büyük bir protesto dalgası başladı... Herkes vahşi madencilik yapılacak, diye ayağa kalktı...” şeklinde sözlerle bir hatırlatmada bulundu.

Çevre ve Doğa dernekleri Federasyonu Başkanı Tonka’nın sonraki sözleri şöyle geldi;
“ Biz, çağ değişti, bilim izin veriyorsa ve Türkiye için elzemse neden olmasın, dedik... Tabii ki, bir şartımız daha vardı...
Eğer, maden çıkartılacaksa biz denetleyelim'e talip olduk... Maden sonrası için rehabilitasyon amaçlı çalışmalarda da sorumluluk almaya hazırız, dedik... Sonra, iktidarca daha önce verilen karar, askıya alındı... Şimdi belirsizlik devam ediyordu ki, bir saldırı fitili daha ateşlendi...”

BİR MADEN, ÜÇ KÖYÜ YOK EDECEK..
Tonka, kullandığı ifadesini okuyana;: “Yok artık” dedirten bir çıkışa imza atıp, şöyle devam etti;
“Bir şirket, Ağı Dağı'nda üç köyü de yok edecek metalik madencilik yapmak istiyor...
Tabii ki, bu madenle ilgili ÇED raporunu okumadık... Ancak, araziyi yerinde inceledik...
Harita üzerinde çalışma yaptık... Burası da Kaz Dağı' na daha yakın ama farklı bir dağ silsilesi... Yani, Kaz Dağlarının, tepeleri olan Dede Dağ, Dikili Dağ, Kaz Dağı, Gürgen Tepe, Karakatran Tepe, Susuz Tepe gibi Çanakkale sınırları içinde kalan Kaz Dağı Tepelerinin içinde değil... Karakatran Dağı ve Susuz Tepe ile Biga Dağları arasındaki  dağ grubudur...
Bu alan üzerine yapılan bilimsel çalışmaları incelediğimizde bu yöre: Biga Yarımadası'nın güneybatı kısmında, doğu- batı yönünde uzanmaktadır... Doğu-batı yönünde yaklaşık 11 km, kuzey-güney yönünde ise 16 km' dir. Bu alan Çan-Bayramiç arasında kalmaktadır... 1/25.000 ölçekli Türkiye Topoğrafya  haritaları'nın İ 17-bl, b2, b3, b4 paftalarında yer almaktadır... Morfolojik alan dağ, tepe, ova, derelerdir. En yüksek yeri güneydeki Ağı Dağı (989 m), en alçak yeri kuzeydeki Höyücek Mevkii' dir(84 m)Bu saha(84-989) metreler arasındaki yükselti basamaklarından meydana gelmektedir. Genel olarak kuzeyden güneye doğru gittikçe yükselti artmaktadır..

ÖNEMLİ AKARSULAR..
Buranın en önemli akarsuları Katran Deresi, Karaköy Deresi, Gölcük Deresi, Ozancık Deresi, ve Uzunalan Deresidir...
Bu bölgenin önemli olan yerleşim yerlerini şöyle sıralamak mümkündür... Alibey Çiftliği, Bardakçılar, Bilaller, Büyükpaşa, Cicikler, Dereobası, Etili Köyü, Göle Köy, Kanlıoba, Keçiağılı, Küçükpaşa, Ozancık, Söğütalan, Tepeköy, Uzunalan, Muratlar, Halilağa, Osmaniye, Yanıklar, Yaylacık, Söğütgediği'dir...

BİR TÜR YOK OLACAK..
Kaz Dağı'nda 67 endemik bitki bulunurken Ağı Dağı ve çevresinde 17 endemik bitki bulunmaktadır... Yine farklı bitki türü açısından da 500 kadar bitki çeşitine sahiptir...
Bu firmanın yaptırdığı Çed Raporunu görmedik... Bu kadar zengin floraya sahip olan bir bölgede, madenin yeraltı sularına etkisini, maden sonrası morfolojik yapıyı, madenin sosyolojik yapıya etkilerini, maden sonrası sosyo - ekonomik yapının ne olabileceğini araştırmadık...

Şimdilik sadece durum tespiti yaptık... Bu maden ülkemiz için gerekli ve hayati bir yapıda ise çıkarılabilir ama bizim denetlememiz kabul edilirse... Bizim şartlarımıza uyacaklarsa... Çevreye saygılı olacaklarsa ve maden sonrasını da bizim istediğimiz gibi planlama yaparlarsa ve en son Çed Raporlarında bizim  aradıklarımızı bulursak bu olabilir... Bunu da kamuoyuyla paylaşacağız... Yoksa bilimsel tenkitlerimizi sürdürerek halka doğru bilgi gitmesini sağlamayı taahhüt ederek gereğini yapacağız...”

Cuma Deren