Karadenizde yapılan Doğalgaz keşfi sanayi başta olmak üzere bir çok sektörde sevinçle karşılandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın müjdesini verdiği keşfe en çok sevinen kesim ise madenciler ve maden dernekleri oldu. Özellikle sözde çevrecilerin baskıları ile yıllardır engellerle karşılanan madenciler, bu keşifle büyük mutluluk yaşadı. Bu kapsamda bir basın toplantısı düzenleyerek Basın Mensupları ile bir araya gelen Çanakkale Madenciler Derneği Yönetimi, Madenlerin önemini bir kez daha  anlattılar. Madenlerin doğaya zarar vermek amacı ile çıkarılmadığını, aksine cari açık ve ekonomiye büyük katkı sağladığını belirten Çanakkale Madenciler Derneği Başkanı Mehmet Naci Tülek “Cevherleşmelerin olduğu   bölgelerde ve Petrol kaynakları kadar, yeraltında çıkarılmayı bekleyen madenlerimiz de çok önemlidir ve dış ticaret açığımızı kapatmakla en önemli unsurlardır. Karadeniz'de keşfedilen doğalgaz yatağı ile bölgemizde keşfedilmeyi bekleyen diğer doğalgaz sağlamaktadır” dedi.

Son yıllarda sahip olduğu jeopolitik konum nedeniyle hep enerjide transit ülke ya da enerji koridoru gibi kavramlarla anılan Türkiye, Karadeniz’deki Doğalgaz  keşifle beraber enerjide merkez olma hedefi için önemli bir adım attı. Karadeniz’de Doğal Gazın bulunması bir çok kesimde olduğu gibi madencilik alanında da büyük bir heyecan yarattı.  Son yıllarda sözde çevrecilerin hedefinde olan ve işlerini istedikleri gibi yapamayan Madenciler için de yeni bir umut oldu. Bu amaçla Çanakkale Badenciler Derneği Önceki akşam Basın Mensupları ile bir araya gelerek Madencilikte gelinen son nokta ve Madenciliğin Ülke gelirlerine yapacağı katkı hakkında bilgiler verildi. Bu kapsamda bir konuşma yapan Çanakkale Madenciler Derneği Başkanı Çanakkale Madenciler Derneği Başkanı Mehmet Naci Tülek,

Atatürk’ten Madencilere kalan en büyük emanete sahip çıkmak amaçlarından biri olduğunun altını çizerek yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Ulu önderimizin ve dava arkadaşlarının bizlere hediyesi bağımsızlığımızın sembolü 30 Ağustos Zafer Bayramımız bir kez daha kutlu olsun' Ulu' önderimizin de Türkiye'nin kalkınması için öncelik verdiği İktisadi egemenlik konusu, bu akşam bir araya gelmemize vesile olmuştur.  İktisadi egemenlik konusu, Atatürk'ün 17 Şubat 1923 tarihinde toplanan İzmir iktisat Kongresi'nde en çok üzerinde durduğu konudur. ‘Ulusal egemenlik, iktisadi egemenlik ile pekiştirilmelidir’ diyerek, iktisadi hayatın yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti için önemini belirtmiştir. Kongrede kabul edilen Misakı iktisat esasları,, iktisadi hayatın düzenlemesini amaçlamıştır. 12 maddeden oluşan Misakı iktisat esaslarının 5. maddesi madenlerle ilgilidir. Bu maddede, Türk halkının altın hazinesine sahip olduğu madenleri kendi üretimi için işleteceği ve sahip olduğu servetleri herkesten fazla tanımaya çalışması gerektiği belirtilmiştir. Bu amaçla; 20 Mayıs 1933 tarihinde Türkiye' de petrol ve bunlarla çıkacak diğer madenleri aramak ve sonuçları elverişli olanları işletmek üzere Petrol Arama ve İşletme İdaresi ve Altın Arama  ve İşletme İdaresi iktisat Vekâletine bağlı olarak,  14 Haziran 1935 tarihinde, Atatürk'ün direktifi ile Türkiye'nin yer altı kaynaklarını  işletmek ve değerlendirmek üzere Etibank, sanayinin ihtiyacı olan madenleri, endüstriyel hammaddeleri, enerjiyi üretmek  ve bu işlerin yapılması için gerekli sermayenin toplanacağı, her türlü bankacılık işlemini yapması için kuruldu” dedi

Bize Bırakılan Emanete Sahip Çıkmak Amaçlarımızdan Biridir
 Mustafa Kemal Atatürk’ün kendilerine bırakılan emanete sahip çıkmanın amaçlarından bir olduğunu belirten Çanakkale Madenciler Derneği Başkanı Mehmet Naci Tülek “Buradan da anlaşılacağı gibi bize bırakılan emanete sahip çıkmak, derneğimizin en kıymetli amaçlarından biri olmalıdır. Yeraltı zenginliklerimizin tespit edilip, üretilerek ekonomiye kazandırılması ekonomik bağımsızlığımıza büyük katkılar sunacaktır. Bu bağlamda değerlendirdiğimizde, Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Karadeniz'deki Tuna -1 kuyusunda keşfedilen doğalgaz yatağı ülkemiz için iktisadi anlamda büyük bir değer ifade etmektedir.  Karadeniz'de keşfedilen doğalgaz yatağı ile bölgemizde işletilmekte olan ve işletmeye hazırlanan maden konuları da bizim bu toplantıyı düzenlememize vesile olan iki önemli gündem maddesidir” dedi.
 
Çanakkale’deki Madene Dayalı Fabrikalar Ekonomiye Büyük Katkı Sağlıyor

Çanakkale’deki zengin maden yataklarına bağlı olarak faaliyet gösteren fabrikaların çalışmalarına da değinen Çanakkale Madenciler Derneği Başkanı Mehmet Naci Tülek “ Maden çeşitliliği açısından zengin olan Çanakkale ilimizin ekonomisiyle ilgili olarak; Seramik fabrikalarımızın kullandığı endüstriyel hammaddelerin üretimi, Termik santrallerin kullanmakta olduğu kömür üretimi,  Diğer sanayi dallarında kullanılan Çimento Hammaddeleri, Kalsit, Agrega üretimi, Sanayimizin ana metallerinden Bakır, Altın, Kurşun gibi metalik madenlerin üretimi, Çanakkale ve Ülkemiz ekonomisine büyük katkı sağlamaktadır. Çanakkale ilimiz genelinde maden üretimi ile ilişkili olarak; 3 adet firmanın 5 Seramik fabrikası, 6 adet Kömüre dayalı Termik santral, 1 adet Demir Çelik fabrikası, 1 adet Altın Tesisi, 7 adet Doğal Gaz kullanan fabrika, bulunmaktadır. Her doğrudan çalışan kişi başına 12 dolaylı kişi fayda sağlamaktadır. Yukarıda belirttiğim', tesislerde çalışanların sayısı dikkate alındığında, Çanakkale'mizin bu kutsal topraklarında maden ve madencilikle ilgili tesislerden ne kadar çok insanın fayda sağladığı anlaşılmaktadır” dedi.

Madenlerin  Nerede Oluşup Oluşmayacağı İnsanlar Karar Vermiyor
 Cari açığın kapatılması için petrol üretiminin yanı sıra diğer madenlerinin de çıkarılmasının önemli olduğunu belirten Madenciler Derneği Başkanı Mehmet Naci Tülek “Karadeniz'de keşfedilen doğalgaz yatağı ile bölgemizde keşfedilmeyi bekleyen diğer doğalgaz ve Petrol kaynakları kadar, yeraltında çıkarılmayı bekleyen madenlerimiz de çok önemlidir ve dış ticaret açığımızı kapatmakla en önemli unsurlardır. 1980'li yıllarda bütün dünyada artan çevre bilincinin sonucu oluşan, çevre mühendisliği disiplini insan türünün dünya üzerinde devamlılığı için şart olan üretimin yine başka bir şart olan çevresel değerlerin korunduğu yaşanılabilir bir çevreyle uyumlu olarak gerçekleşebilmesine olanak sağlamıştır. Bu anlayışın en ileri safhada uygulandığı proje ve işletmeler altın ve bakır Proje ve işlemleridir.  Madenler, denizler, ormanlar, dereler gibi yer kabuğu içindeki oluşumlardır. Bu nedenle Madenlerin  nerede oluşup oluşmayacağı insanlar karar vermiyor. Bu sebeple madenler oluştukları yerlerde çıkartılıp işletilme mecburiyeti arz ederler. Madenler kısıtlı kaynaklardır, belirli sürelerle üretilirler ve tamamı işlendikten sonra bu yerler tekrar doğaya kazandırılarak eski statülerine geri dönerler. Kısaca, yeraltında olan bu kaynakların üzerindeki örtü belirli bir süreyle açılarak, tamamen alıcı ortam olarak adlandırdığımız etrafı ile bağlantısı kesilerek izole bir şekilde kapalı devre işletilirler. Adı üzerinde bu metal madenleri doğanın doğal süreçleriyle oluşuyor ve oluştukları bölgelerde yerkabuğu üzerinde metal içeriğini yükseltiyor

Madenciler, Madenleri Çıkardıktan Sonra Sahayı Terk Etmezler
Tülek “Cevherleşmelerin olduğu  bu   bölgelerde sağlamaktadır. Madencilik faaliyeti yapılmadığı takdirde özellikle su kaynaklarında metal kontaminasyonuna  sebebiyet veriyor.  Ve bırakıldığı taktirde  yıllarca bu kontaminasyon devam ediyor.  Halbuki Madenciler Doğal Kaynaklarımızda  bu kontaminasyona yol açan bu oluşumları içindeki metalleri alarak ve doğadan bunları izole ederek daha fazla kontaminasyon  oluşumunun önüne geçmektedir. Faaliyeti bitirip sahayı bırakıp gitmezler, sahada sıyrılıp depolanan bitkisel toprağı çalışma biten alanlara sererek, yeşillendirilip ağaçlandırılarak doğaya uyumlu hale getirirler. Sözün özü buradan öncelikle Çanakkaleli hemşehrilerimize ve Türkiye kamuoyuna ilan etmek istiyoruz; Çevresel değerlerin korunduğu sürdürülebilirlik madencilerin asli işlerinin başında gelir, tıpkı maden jeolojisi ve maden mühendisliği gibi.  Yapılan ve yapılacak olan tüm bu yatırımlar için şimdiden yatırımı yapacak olan yatırımcıları derneğim ve arkadaşlarım adına tebrik ederim. Bizler, yapılacak olan sektörümüzle ilgili tüm yatırımlarda siz değerli  Çanakkale'nin tüm sivil toplum örgütlerine köprü vazifesi görmeyi görev edinmiş bulunmaktayız. Bu sebeple; Çanakkale ve Türkiye ekonomisine katkı sağlayacak tüm sektör yatırımlarında, Çanakkale'nin tüm STICIarı   çalışmaktan onur duyacağımızı belirtmek isterim” dedi.
 
 Cuma Deren