Tamamlandığında dünyanın en büyüğü olacak Çanakkale 1915 köprüsü için şok iddia geldi.
Köprünün iki fay hattı üzerine inşa edildiğini, olası bir depremde sıkıntıların olabileceğini savunan isim, ÇOMÜ’ den emekli Prof. Dr. Doğan Perinçek oldu.
“DİKİNE GEÇEN FAYLAR ÜZERİNDE YÜKSELİYOR..!”
“Boğaz Köprüsünü yaptığımız alanda dikine geçen faylar var.” diyerek hayli dikkat eken bir açıklamaya imza atan Prof. Dr Perinçek;
“Eğer bunlar bir şekilde aktiflik kazanırsa köprü için endişeler doğuracaktır. 
Benim bir arkadaşım bununla ilgili İngilizce makaleler hazırlamıştı. Umarım köprüyü yapan firma bu makaleleri okumuştur.  
Bir öz eleştiri de yapacağım. Eğer oradaki çalışmaları bir Türk firması yapıyorsa o makaleden haberleri yok.  Köprünün bulunduğu bölgenin tam altındaki boğazdan iki tane fay geçiyor” dedi.
BÜYÜK DEPREM KAÇINILMAZ..
Çanakkale’de büyük bir depremin yaşanmasının kaçınılmaz olduğunu söyleyen Prof. Dr. Perinçek,  Çan, Yenice,  Biga hatlarında büyük deprem beklediğini, AFAD’ın eğitimlerde yetersiz kaldığını, özellikle köylülerin deprem konusunda bilgilendirilmesi gerektiğini de savundu.

Çanakkale Köprüsü İçin Deprem Gerçeği dedi ve ekledi;
 “İki Fayın Üzerine İnşa Ediliyor”

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nden emekli  Jeoloji Profesörü Dr. Doğan Perinçek, Topluma Destek Derneği tarafından düzenlenen ‘Deprem ve Çanakkale’ Konferansında 1915 Köprüsüne dir şok iddiada bulundu.
Çanakkale’nin deprem gerçeklerini anlatan Prof. Dr. Perinçek,  Çanakkale’de büyük bir depremin yaşanacağının kaçınılmaz olduğunun altını çizdi. Dahası sözleri ise hayli düşündürdü.
 Önce deprem hakkında bilgiler veren, sonra da Çanakkale’de yaşanabilecek olası depremlerde, AFAD çalışmaları ve Çanakkale Boğaz Köprüsünün konumu hakkında çarpıcı ifadeler kullanan Prof. Dr. Perinçek, iki fay üzerinde inşasının sürdüğünü söylediği 1915 için, düşündüren sözler etti.
Tamamlandığında dünyanın en büyüğü olacak 1915 köprüsü için dikkat çeken ifadeler sarf eden Perinçek, köprünün iki fay hattı üzerine inşa edildiğini, olası bir depremde sıkıntıların olabileceğini savundu.
Bir makaleye de dikkat çeken ve ‘umarım firma görmüştür’ diyen  Perinçek “Boğaz Köprüsünü yaptığımız alanda dikine geçen faylar var. Eğer bunlar bir şekilde aktiflik kazanırsa köprü için endişeler doğuracaktır” dedi.
Özellikle Elazığ ve Manisa depremlerinin yaşanmasının ardından Türkiye gündemine oturan deprem Çanakkale’de günlerdir gündemden düşmüyor. Birinci derece deprem bölgesi olan Çanakkale’ de vatandaşların bilgilenmesi, deprem hakkında bilgi verilmesi aması ile yapılan çalışmalar da devam ediyor. Bu kapsamda Topluma Destek Derneği tarafından gerçekleştirilen ‘Deprem ve Çanakkale’  konferansının konuğu, yürüttüğü tahminlerle depremin yaşandığı bölgeleri belirleyen Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nden emekli  Jeoloji Profesörü Dr. Doğan Perinçek oldu.

Perinçek hoca, Çanakkale’de büyük bir depremin yaşanmasının kaçınılmaz olduğunu belirterek yaptığı sunumunda, yapılan çalışmalar, depremin aktif fayları ve Çanakkale’nin deprem gerçeği hakkında bilgiler verdi.  Çan, Yenice,  Biga hatlarında büyük deprem beklediğini, AFAD’ın eğitimlerde yetersiz kaldığını, özellikle köylülerin deprem konusunda bilgilendirilmesi gerektiğini belirterek, en vurucu konuşmasını ise  tamamlandığında dünyanın en büyüğü olacak Çanakkale Köprüsü için kullandı. Köprünün yapıldığı alanda iki fay hattının geçtiğini hatırlatarak, fayların aktif hale geçmesi ile ciddi sorunların yaşanabileceğini söyledi.
Topluma Destek derneği tarafından gerçekleştirilen ‘Deprem ve Çanakkale’  konferansı konuşmasında ilk olarak deprem bölgelerine değinen Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nden emekli  Jeoloji Profesörü Dr. Doğan Perinçek “Doğu Anadolu ile Kuzey Anadolu fay hatlarımız var.  Bu Faylar Türkiye’yi ikiye bölmüş ve Türkiye’nin orta kısmı hareket halinde.  Bu da yılda ortalama 2 cm hareket ediyor.   Bu hareket birikerek enerji yaratıyor ve büyük patlamalar gerçekleşerek büyük depremler meydana geliyor. Bu depremlerden bir tanesi de 1939 Erzincan depremi olmuştu.  Türkiye’yi ikiye bölen Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu Fay hatlarının Türkiye’yi ikiye bölerek hareket ettirmesine bağlı olarak Ege bölgesinde bir açılma söz konusu.  Bu nedenle Menderes Grabeni dediğimiz grabenlerde değişik çapta depremleler oluyor.  Yani Kuzey Anadolu Fay hattındaki depremler ile Ege’de olan depremler kısmen farklı.  Kuzey Anadolu Fay Hattı ve Doğu Anadolu Fay hatları üzerindeki depremlerin etkileri genelde daha büyük oluyor” dedi.

Büyük Depremler 250 Yılda Bir Yaşanıyor
Perinçek “ Biz meslekte depremlere geriye dönük olarak bakıyoruz ve kaç yıl arayla büyük deprem olduğuna bakıyoruz. Yaklaşık 250 yılda bir aynı fay üzerinde büyük deprem yaratıldığını görüyoruz.  Bu İstatistiklere bakarak 1939’da Erzincan’da 7.9 depremi var.  Sonrasında 1943’te Tokat, 1944’te de meydana gelen depremler ile giderek gençleşen ve 1999’da  Adapazarı depremi meydana geliyor. Adapazarı depreminden sonra  Tüm meslektaşlarımız İstanbul ve Marmara denizinde deprem bekliyorlardı. Ama orayı sıçrayarak biz Gökçeada’da 2014’te bir deprem yaşadık. Deprem sayısı yıllar içinde farklılık görüyoruz. Bazı yıllarda artma bazı yıllarda ise azalmaları görüyoruz. Şu anda da deprem sayılarının Türkiye’de arttığını görüyoruz.  Bunun için bu noktada dikkatli olmamız lazım. Eğer Depreme dayanıklı binalarımız yoksa  onları belirlememiz lazım. Özellikle köylerde  yığma binalar var onun için bunlara dikkat etmemiz gerekiyor” dedi.

AFAD Görevini Yapmıyor
AFAD’ın yaptığı çalışmaların yetersiz olduğunu, ayrıca köylülerin de bilgilendirilmesi gerektiğini belirten Doğan Perinçek “Çok basit bir şeye dikkat çekmek istiyorum, Köylerde ve hatta her yerde eğitim çok önemli. Eğitim bina yapmaktan çok daha ucuz. Eğitimle vatandaşlarımızın can kaybını önemli oranda azaltabiliriz. O bakımdan sürekli uyardığımız gibi AFAD’ın görevi  ki bence görevini yapmıyor.  AFAD’ın görevlerinden bir tanesi de eğitim vermek. Onun için köylere gidip eğitimlerin verilmesi lazım. Muhtarları Çanakkale’ye çağırıp veriyorlar eğitimi sonra köye geri gönderiyorlar. Muhtar da geri döndüğünde anlatmıyor bile köyde. Onun için başta AFAD olmak üzere köylere gidip eğitimlerin verilmesi lazım” dedi.
 
Yıllara göre Çanakkale’de yaşanan depremlere de değinen Perinçek “1999’da yaşanan depremde Alüvyon zemin üzerindeki binalar yan yattı veya zemine battı. Bina sağlam olmasına rağmen deprem anında zeminin sıvılaşması ile yan yattığını gördük. Çanakkale’de de şehrimiz alüvyon zemin üzerinde. Eğer mecbur kalırsanız Alüvyon zemin üzerinde de bina yapabilişiniz. Ama zemine göre kazık temel yapılmalı.  Eğer zemin güçlendirilmezse, binalar yan yatıyor.  Çanakkale’de de bir deprem yaşarsak ki yaşayacağız.  Bunun sonucunda da binaların yan yattığını göreceğiz. 1991 Ayvacı, 1912 Şarköy, 1935 Sarıköy, 1942 Biga, 1953 Yenice, Ezine, Manyas, saros Körfezi gibi 7 büyüklüğünde bir çok deprem meydana gelmişti. Mayıs 2014’te Gökçeada depremine değinmek gerekirse. Bir kere şu yanlış anlaşılmasın, bizim kesinlikle deprem anını tahmin etme imkanımız yok. Ama geçmişte olan depremlere bakarak tahminde bulunabiliyoruz. 11 Mayısta Saros ve Şarköy’de 3’ten büyük iki tane deprem oldu. Böyle bir şeyin olması mucize olmuştu ama dedim ki ‘endişeliyim daha büyük deprem gelebilir’ dedim. Ve 2 hafta sonra 6.5 büyüklüğünde bir deprem oldu. Biz depremin kesin tarihini veremeyiz ama bir takım ipuçları ile bunun geleceğini söylüyoruz. Eğer bir bölgede hiç deprem olmuyorsa o da bir işaret.  Bu da enerji birikiyor anlamına geliyor.  Geçmiş dönemde yaşanan büyük depremlerin tekrardan yaşanma aralığı  7 büyüklüğündeki bir deprem aynı fay hattı üzerinde  250 yılda bir tekrarlanıyor. Ayvacık’ta da depremler yaşadık bu da tam bir sürpriz oldu. Çünkü burada doğru dürüst fay yok” dedi.
 
Çanakkale Köprüsü İki Fayın Üzerinde
Tamamlandığında dünyanın en büyüğü olacak köprü için dikkat çeken ifadeler sarf eden Perinçek, Köprünün iki fay hattı üzerine inşa edildiğini, olası bir depremde sıkıntıların olabileceğini söyledi.   Perinçek “Boğaz Köprüsünü yaptığımız alanda dikine geçen faylar var. Eğer bunlar bir şekilde aktiflik kazanırsa köprü için endişeler doğuracaktır.  Benim bir arkadaşım bununla ilgili İngilizce makaleler hazırlamıştı. Umarım köprüyü yapan firma bu makaleleri okumuştur.   Bir öz eleştiri de yapacağım. Eğer oradaki çalışmaları bir Türk firması yapıyorsa o makaleden haberleri yok.  Köprünün bulunduğu bölgenin tam altındaki boğazdan iki tane fay geçiyor” dedi.
 
Cuma Deren – Şerife Erdem