Tonka’nın ifadeleri düşündürdü…
Facia olarak isimlendirdiği gözlemlerin sonucuna ilişkin konuşan Tonka, Sarıçay yatağında  oluşan çöp ve moloz alanlarında anlattı;
“Biz bu işe giriştiğimizde facianın boyutunun bu kadar büyük olacağını hiç düşünememiştik. Barajdan itibaren, Sarıçay’ın döküldüğü yere kadar.
Yani, Çanakkale şehrini ikiye böldüğü bu bölgede yaklaşık 55-60 dönemini, sarıcayı biliyoruz. Çünkü Çocukluğumuz burada geçti.
Sarıçay’ ın denizden baraja kadar olan bölgesini yürüyerek gezdik ve buradaki facia alanlarını tespit ettik.
Yaptığımız tespitlerden bir tanesi de, Sarıçay’ın ağzında Çimenlik kalesi tarafında kalan tarafta büyük bir kumluk vardı. Bu kumluğu ortadan kaldırmışlar. Yani buraları birine satmışlar ve buradan bir rant elde edildiğini düşünüyoruz.”
BÜYÜK ÖNDER, ÇÖP YIĞINLARI ARASINDA…
Gözlemlenen bölgede, çöp ve moloz yığınlarının yükseldiği alanda konuşan Tonka; “Bu bir utanç fotoğrafı” diyerek, çarpıcı sözler etti.
“Sarıçay’ın set taraflarına zaman içerisinde çöplük ve moloz dökülerek Sarıçay’ın yatağının değiştiğini gördük. Bu şekilde Sarıçay daha da daraltılmış oldu.
Çevre yolunun bulunduğu bölgeye doğru gelirken su makinası ile Çevre yolu arasında yoğun bir şekilde çöp döküm alanı haline getirilmiş orada bir Atatürk heykeli de var ve o Atatürk heykeli de çöpler arasında kalmış. “

SARIÇAY’DA YAŞANILANA İSİM VERDİ;
“HEM FACİA, HEM DE RANT..!”

Kent Şurası’nca oluşturulan Sarıçay Çalışma Gurubunun tespitlerini, Gazeteniz VİTAMİN’e değerlendiren Tonka; “TAHMİNİMİZDEN DE BÜYÜK BİR SONUÇLA KARŞILAŞTIK. YAŞANILAN, TAM BİR FACİA.” dedi..
Çanakkale Çevre ve Doğa Dernekleri Federasyonu Başkanı Bünyamin Nami Toka, Federasyona bağlı ‘Kent Şurası’ derneğinin bir çalışmasını anlattı. “Ürkütücü sonuç” diyerek özetlediği ve Sarıçay Çalışma Gurubunca gözlemlenenleri, kamuoyuna aktarmak için,  Sarıçay’ da açıklamalarda bulundu.

RANT İÇİN Mİ..?
Federasyon Başkanı Tonka, çarpıcı sonuçlara ulaşılan gözlemlere ilişkin, çok dikkat çeken bir çıkışa imza attı.
“Biz Çanakkale Çevre ve Doğa Dernekleri Federasyonu olarak, Çevre Meclisi ve Sarıçay Çalışma Grubu bünyesinde Sarıçay ile ilgili bazı çalışmalar yaptık. “ diyerek, üzücü gözlemler yaşatan çalışmaya ilişkin konuşan toka, şöyle devam etti;
“Biz bu işe giriştiğimizde facianın boyutunun bu kadar büyük olacağını hiç düşünememiştik. Barajdan itibaren, Sarıçay’ın döküldüğü yere kadar. Yani Çanakkale şehrini ikiye böldüğü bu bölgede yaklaşık 55-60 dönemini, sarıcayı biliyoruz. Çünkü Çocukluğumuz burada geçti. Sarıçayın denizden baraja kadar olan bölgesini yürüyerek gezdik ve buradaki facia alanlarını tespit ettik.
Yaptığımız tespitlerden bir tanesi de Sarıçay’ın ağzında Çimenlik kalesi tarafında kalan tarafta büyük bir kumluk vardı. Bu kumluğu ortadan kaldırmışlar. Yani buraları birine satmışlar ve buradan bir rant elde edildiğini düşünüyoruz.”

BÜYÜK ÖNDER, ÇÖP YIĞINLARI ARASINDA…
Gözlemlenen bölgede, çöp ve moloz yığınlarının yükseldiği alanda konuşan Tonka;
“Sarıçay’ın set taraflarına zaman içerisinde çöplük ve moloz dökülerek Sarıçay’ın yatağının değiştiğini gördük. Bu şekilde Sarıçay daha da daraltılmış oldu.
Çevre yolunun bulunduğu bölgeye doğru gelirken su makinası ile Çevre yolu arasında yoğun bir şekilde çöp döküm alanı haline getirilmiş orada bir Atatürk heykeli de var ve o Atatürk heykeli de çöpler arasında kalmış.
Çanakkale’nin çevre yoluna geldiğimizde, buradan geçenler Çanakkale’yi görecekler.  Çevreyolundaki köprüden itibaren de yoğun bir şekilde çöp ve molozun döküldüğünü görüyoruz. 
Bu uygulama Şehrin içinden başlayarak,  Saraycık  köyünün altına kadar hep devam etmiş. Buraya dökülen çöplerin üzeri toprakla kapatılmış ki daha sonra  burada alan daraltılıyor. Çevre yolu köprüsünün saraycık tarafında ise  bir moloz dökme yeri var. Bu molozlar büyük bir şekilde yığınlar haline getirilmiş. Bunların hangi amaçla burada durduğunu ve hangi ruhsatla bunların yapıldığı ise bilinmiyor.” diye konuştu.

Elma ve Şeftali Bahçeleri Zarar Görüyor
Saraycık Köyünün altına dökülen Midye kabuklarından çıkan tozların bahçelere zarar verdiğini de belirten Bünyamin Nami Tonka;
 “Arıtma tesisinin tam karşısındaki bölgede ise  yüzlerce kamyonluk denizden bazı malzemeler çekilmiş    ve oraya. Yani deniz mahsulü olan karides kabukları, midye kabukları gibi kabuklar buraya dökülmüş. Özelikle yaz aylarında bu kabuklardan çıkan tozlar da yan taraftaki şeftali, elma bahçelerine zarar veriyor.  Bu bölge arasında tarım ile uğraşan insanların da artık tarımla uğraşamaz hale geldiklerini görüyoruz. Yani biz Sarıçay’a  sahip çıkmamak kaydıyla Çanakkale’deki tarımı da  çevreciliği de öldürmüş oluyoruz” dedi.

Sarıçay Artık Çöplük Çay Haline Gelmiş
Tonka konuşmasının devamında Sarıçay’a dökülen çöplükler ile çayın daraltıldığını belirterek “Çevre yolu köprüsünden başlayarak Saraycık Köprüsüne kadar olan bölgede ise özel sektöre ait bazı binalar var. Bunların sınırlarının nerede başladığını, arazilerinin kaç metre kare olduğunu, Sarıçay’a ne kadar müdahale ettikleri konusunda şüphelerimiz var.  Orada gördük ki bazı işletmeler Sarıçay’ı dolgu yapmak sureti ile 3-4 metre daraltmışlar. Sağ tarafta çöplük sol tarafta ise özel işletmeler Sarıçay’ı daraltmış. Bu yüzden Sarıçay artık sarıçay olmaktan çıkmış, tamamı  ile daraltılan ve çöplük çay haline gelmiş” dedi.

Sarıçay’ın Çöplük Olmasının Birinci Müsebbibi Çanakkale Belediyesi ve DSİ’dir
Sarıçay’ın çöplük alanı haline gelmesinin birinci derecede müsebbibinin Çanakkale Belediyesi olduğunu belirten Bünyamin Nami Tonka “ Burada yaptığımız incelemeler sonucunda görüyoruz ki Çanakkale Belediyesinin bir moloz dökülme yeri yoktur. Çanakkale’de yıkılan inşaatlardan çokan molozları dökecek bir çöplük alanı yoktur. Buradan Çanakkale Belediyesine soruyoruz; Sizin hafriyat döküm yeriniz neresi? Toprak döküm yeriniz neresi?  Çanakkale çok değiştirilmeye müsait bir yapıya sahip. Bunun için Vatandaş da ne yapsın? Geceleri, Belediye’nin göz yumması ile de  Sarıçay’ın etrafına çöplük olan malzemeleri döküyor. Buna bağlı olarak yükselti de yukarıya çıkmakta.  Buna bağlı olarak artık Sarıçay çay olmaktan çıkıyor. Bizim çocukluğumuzda suyunu içtiğimiz, balığını pişirerek yediğimiz ve ağaçlarının altında gölgelendiğimiz, kumunda güneşlendiğimiz Sarıçay artık çöplük çay, pislik çay ve lağım çay haline gelmiş ki bunun da birinci müsebbibi Çanakkale Belediyesi ve bunları kontrol etmeyen Devlet Su İşleridir” dedi.

Çevreciyiz Diyen, Ama Çevrenin Katledilmesine Göz Yuman Çanakkale Belediyesini Kınıyorum
Tonka konuşmasının sonunda Çanakkale Belediyesini yaptığı bu çalışmadan dolayı kınayarak “Görüyoruz ki 22 Kasım 2000 yılında  Devlet Su İşleri ile Çanakkale Belediyesi bir protokol yapmış. Protokole göre bu bölgede Sarıçay’a zarar vermeksizin Atikhisar Barajından su alınmasına Devlet Su İşleri izin vermiş. Ama bir daha da Çanakkale Belediyesi bir kamu kuruluşudur bunlara sahip çıkar diye ilgilenmemiş. Görüyoruz ki burada büyük bir facia var.  Sarıçay yatağı tamamen işgal edilmiş ve çöplük haline gelmiş. Bunların her birine Çanakkale Valiliğimiz, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğümüz, İl Özel İdaremiz ve Sarıçayın halk sağlığı açısından tahlil yapacak olan Sağlık İl Müdürlüğü ve burası ile ilgili daha hangi kuruluşlar varsa onların da derhal bu işe müdahil olmaları gerekiyor. Dileğimiz o ki bu konuda bir koordinasyon çalışması yapılması lazım, tespitlerin yapılması lazım ve bu tespitlerin sonucunda da  Sarıçay’ın derhal eski yatağına geri getirilmesi lazım.  Çanakkale Belediyesinin derhal Sarıçayda bulunan tüm pislikleri temizlemesi lazım. Çevreciyiz diyen, ama Çevrenin katledilmesine göz yuman Çanakkale Belediyesini de bu anlamda kınıyorum. İnşallah Sarıçayı tekrar yaşanılır,  etrafında insanların yürüyebileceği alanların olduğu, parkların olduğu, yaşam alanlarının olduğu, en azından sportif faaliyetlerin yapılabildiği bir alan haline gelir diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Cuma Deren