İstanbul’u ele geçirerek Anadolu topraklarını işgal etmek isteyen itilaf devletlerine karşılık Çanakkale’de destan yazan Mehmetçiğin direnişine dayanamayan, düşmanlar 9 Ocak 1916’da Gelibolu’yu terk etti. Düşmanın kaçış, Mehmetçiğin ise kesin zafer kazandığı 6 Ocak her yıl çeşitli törenlerle kutlanıyor. Düzenlenen törenler bu yıl da  104'üncü yıl dönümünde ‘Bir milletin yeniden dirilişi’ sloganıyla gerçekleştirildi.
Birinci Dünya savaşında büyük bir ittifak kurarak güçlü giren İtilaf devletleri, hem müttefikleri Rusya’ya destek vermek, hem de Osmanlı Devletinin Başkenti İstanbul’u almak için Çanakkale Boğazından geçmek istedi. Ancak Mehmetçiğin destansı mücadelesi ile önce donanmaları boğaza gömüldü ardından kara savaşlarında başarılı olamadılar. Mustafa Kemal Atatürk Başta Olmak üzere Osmanlı Devletinin üstün yetenekli komutanlarının savaştığı Çanakkale Cephesi geçilmez oldu. Her alanda dünyaya ders veren Mehmetçik Çanakkale’yi iman dolu yüreği ile savunarak ‘Çanakkale geçilmez’ demişti. 8,5 aya aralıksız süren savaşların ardından İtilaf devletleri 9 Ocak 1916 Tarihinde Çanakkale’yi terk ettiler. Düşmanın Çanakkale’den kaçmasının, Mehmetçiğin ise kesin zafer kazandığı 9 Ocak her yıl olduğu gibi bu yıl da törenlerle kutlandı.
Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı tarafından Seddülbahir Kalesinde düzenlenen törene Kültür Ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, Çanakkale Valisi Orhan Tavlı, anakkale Valisi Orhan Tavlı, Çanakkale Cumhuriyet Başsavcısı Ömer Karişit, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Avustralya Çanakkale Konsolosu Lucas Robson, askeri erkan, daire müdürleri, gaziler ve vatandaşlar katıldı. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşının ardından, şiir okunması ve Bando gösterisi gerçekleştirildi. Ardından  Günün anlam ve öneminin belirtildiği konuşmalarına geçildi. Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir “Bugün, bu mukaddes topraklardan, son düşman çizmesinin terk edip gittiği, firar ettiği gündür. Yaklaşık 8,5 ay süren, onurlu bir savunmadan sonra Hilâlin galip geldiği gün. Bağımsızlığımızın sembolü Hilâlimizi yere düşürmemek için, dönmemek üzere Çanakkale’ye gelip toprağa düşen ama bayrağı, ezanı, vatanı düşürmeyenlerin galip geldiği gün. Bugün memleketin kararan ufuklarında, şafağın sökmeye başladığı gündür. Uzun yıllardır süren bir geri çekilme sürecimizden sonra, ‘Buradan bir adım geriye gitmem’ dediğimiz, gündür. ‘Son Kale’ Çanakkale’nin düşmediği gündür.   Çanakkale, Türk Milletinin tarih yolculuğunda çok önemli bir yere sahiptir.  Çanakkale, haklının; ne kadar güçlü olursa olsun, haksızlık karşısında galip gelinen yerdir. Çanakkale, etin ve kemiğin, ama imanlı bir göğüse sahip etin ve kemiğin, çeliğe karşı zafer kazandığı yerdir.   Çanakkale, ‘İnsan Ruhunu yenmenin mümkün olmadığının’ anlaşıldığı yerdir.
İlk olarak 3 Kasım 1914 üzerinde tören yaptığımız topraklarda saldırdılar bize. İlk Çanakkale şehitlerimizi burada verdik. Sonra Türk milleti olarak koşup, geldik Çanakkale’ye aziz vatanın dört bir yanından. İstanbul’dan, Ankara’dan, Bitlis’ten, Kars’tan, Konya’dan, Edirne’den. Ve dahi Trablusgarp’tan, Kerkük’ten, Halep’ten, Bakü’den, Üsküp’ten, Saraybosna’dan, Şumnu’dan,  Kudüs’ten. Göğsümüzü siper ettik buralarda. Bir nesil feda ettik Çanakkale’de.   Amma vatanımızı koruduk. Ne pahasına olursa olsun, düşmanı geçirmedik buradan bir adım öteye. İşte buradan, bize ilk saldırdıkları yerden, geldikleri gibi geri gönderdik onları. Bize saldıranlar, o dönemde bu topraklarda en iyi yaptıkları şeyi yaptılar ve 9 Ocak 1916’da buradan çekip gittiler. ‘Çanakkale Ruhu’ bu topraklarda doğdu. Kendimize geldik buralarda. Adetâ küllerimizden yeniden doğduk Çanakkale’de…
 Biz Çanakkale’de; bir yok oluş sürecinden, bir varoluş destanı yazdık âdeta. Buralarda, bu toprakları hak ettiğimizi ve bu toprakların bizim olduğunu dünyaya ilân ettik. Zaten dünya yüzünde, Türk Milleti kadar, üzerinde yaşadığı toprakları hâk eden başka hangi millet vardır? Ne diyor Çanakkale Kahramanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ‘ Türk Milleti, bağımsız yaşamış, bağımsızlığı var olmanın yegâne koşulu olarak kabul etmiş, cesur insanların torunlarıdır.  Bu millet, hiçbir zaman hür olmadan yaşamamıştır, yaşayamaz, yaşamayacaktır. İşte şimdi bu vatan topraklarında, bağımsızlığımızın sembolü olan Hilalimiz, Uğrunda ne güneşler batırdığımız Hilalimiz, Bir mezar yeri bile olmadan, bu toprakların altında kefensiz yatan yiğitlere, Kandil olmaktadır. Biz bu savaşa, var olma ve yok olma savaşına girerken, Halide Edip Sultanahmet semalarını çınlatan haykırışı ile ne diyordu? ‘Toprağımızın üstünde şerefsiz yaşamaktansa, toprağın altında yatmayı şeref sayarız’ Diyordu. İşte biz, bizim dedelerimiz, bu topraklarda, şerefli bir vatan müdafaası yaptı. Bizler de; bu topraklardaki milli ve manevi duygunun, Çanakkale Ruhu’nun sadık hizmetkarları ve bekçileri olarak çalışıyoruz. Bu toprakları, şehitlerimize ve gazilerimize yaraşır hâle getirmek için çabalıyoruz.  Gerçi bizler ne yapsak, hangi anıtı yaparsak yapalım, hangi abideyi dikersek dikelim, Onların hakkını ödeyemeyiz. Çünkü bu topraklardaki en büyük anıtı ve abideyi,  105 sene evvel Mehmetçiğimiz, kazandığı zaferle dikmişti zaten. Bütün şehit ve gazilerimizin ruhu şad olsun. 9 Ocak Zafer Günümüz kutlu olsun” dedi.

“Vatanın, merhametin, Sevginin Dünyaya Üretildiği Yerdeyiz”
Bir konuşma yapan Kültür Ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan ise “Bugün burada  Çanakkale Zaferi’nin gerçekleştiği,  Gelibolu Tarihi Alanı’nın  Manevi değerinden ilham almak, Ve tarihin en gerçek kahramanlarını Anmak için bir aradayız. Çanakkale Savaşı’nı sonlandıran Gelibolu Tahliyesi  Sayısız zafer, şan ve şerefle dolu tarihimizin en parlak sayfası. Üzerinde durduğumuz toprak ise Yalnızca bir kara parçası değil. Dünyada eşine benzerine az rastlanır  Bir tarihi alan üzerinde duruyoruz. İstiklal şairimiz,  şehadete yürümüş kahramanlarımız İçin diyor ki; ‘Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi. Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi’  Bu mısraların da işaret ettiği gibi Milletleri ayakta tutan  Maddi imkânlardan ziyade  Manevi değerlerdir. Vatan nedir, memleket nedir, sevda nedir İman nedir, merhamet nedir, Bunların tüm dünyaya anlatıldığı yerdeyiz. Bu yüzden Gelibolu  Yalnızca topun, tüfeğin, merminin hikâyesi değil, Bundan tam 104 yıl önce Bir daha geri dönmemek üzere yola çıkan Vatan evlatlarımızın şahsiyetidir. Allah ruhlarını şâd etsin.
Bu yüzden Gelibolu,  Meçhul askerler, kınalı mehmetler, Ersiz kalan eşler, oğulsuz kalan analardır. Evlatlarını, yarlarını ölüme gönderenlerin Gözyaşlarını içine akıtırken sergilediği vakur duruştur. Mananın maddeye galip geldiği, Yokluk zannedilenin varlık kabul edildiği, İnsanlığın gönül gözünü açan bir ruhaniyet diyarı, İrfanı altında yaşadığımız tüm değerlerimizin temsilidir. Medeniyetimizin, tarihimizin, milli karakterimizin  Bu sulardan başlayarak bütün dünyaya aksetmesidir. Allah bu dünyaya bir dünya savaşı daha yaşatmasın, Ama dünyanın zor zamanlardan geçtiği bir dönemdeyiz. Gelibolu Tarihi Alanı bize gösteriyor ki; Önemli olan karşımızda kimin durduğu değil, Şartlar ne olursa olsun,  Kişiliğimizden, kimliğimizden ödün vermeden  Bizim nasıl durduğumuzdur. Tüm dünyanın gıpta ederek baktığı  Ve sahip olmak istediği tek şey: Tarihimiz boyunca sergilediğimiz bu duruş. Bu yüzden ‘Çanakkale Geçilmez’, Bu yüzden biz geçilmeziz. Yalnızca bileğiyle değil,  Merhameti, inancı ve yüreğiyle,  Bu unutulmaz insanlık destanını yazan Şehitlerimizi rahmetle anıyor, Gelibolu’daki inanç ve merhamet ruhunun Dünyanın yaralarına merhem olmasını diliyorum” dedi.
Tören, İstanbul Tarihi Türk Müzik Topluluğu’nun mehter gösterisi, tüm şehitler için sela okunmasının ardından Kuran-ı Kerim tilaveti ve ikramlar ile sona erdi.
 
Şerife Erdem