Tüm Emekliler Sendikası Çanakkale Şube Başkanı Emin Ergun, 10 Ekim Behice Boran ve 8 Ekim 7 Türkiye İşçi Partisi (TİP)’li gencin ölüm yıldönümü dolayısıyla basın toplantısı düzenledi. Belediye İş Merkezi’nde bulunan Tüm Emekliler Sendikası Şube salonunda düzenlenen basın toplantısına sendika, oda ve STK temsilcileri de katıldı. Behice Boran’ı ölüm yıldönümünde anan Sendika Şube Başkanı Ergun; “Herkes bir ülkede doğabilir ama o toprağın gerçek sahipleri, onun için mücadele edenlerdir. Behice Boran, bu ülkenin gerçek sahiplerindendir. Bir yurtsever olarak yaşar, vatansız bir yurtsever olarak ölür. Anısı mücadelemize dahildir, mücadelesi mücadelemizdir. Işığı her zaman yolumuzu aydınlatıyor” dedi.  8 Ekim 1978 yılında katledilen 7 TİP’li genci de ölüm yıldönümlerinde anan Sendika Şube Başkanı Ergun, basın toplantısında; “Faruk Ersen, Hürcan Gürses, Serdar Alten, Latif Can, Osman Uzunlar, Efraim Ezgin ve Salih Gevenci kardeşlerimizi unutmadık unutturmayacağız. Behice Boran, dengelerin altüst olduğu, imparatorlukların yıkıldığı bir dönemde doğar. Onun doğduğu dönemde kurulur kısa Paris Komünü deyiminden feyiz olan ilk sosyalist ülke. Ülkesinin topraklarını işgal edildiğini de görür, işgalin bitişini de. Doğduğunda ülkesinin adı Osmanlı İmparatorluğu, 13 yaşındayken Türkiye Cumhuriyeti olur. Tarihler 1975’i gösterdiğinde TİP ikinci kez kurulduğunda soldaki tartışmalar ve bölünmeler hiç bitmedi ama Boran birlik ve teklik çalışmalarından hiç vazgeçmedi. 12 Eylül geldiğinde MYK kararıyla yurt dışına çıkması kararına çok direndi ama bu parti kararıydı. Birleşme çalışmalarına büyük bir gayretle yön verdi. Nihayet TİP-TKB birleşme kararı alındığında sağlığı çok endişe vericiydi. Doktoru kendisi gibi siyasi sığınmacı Şilili ‘Siz intihar ediyorsunuz’ demesine karşın birleşme metnini okudu ama daha da kötüleşti ve iki gün sonra yaşamı sonlandı. Herkes bir ülkede doğabilir ama o toprağın gerçek sahipleri, onun için mücadele edenlerdir. Behice Boran, bu ülkenin gerçek sahiplerindendir. Bir yurtsever olarak yaşar, vatansız bir yurtsever olarak ölür. Anısı mücadelemize dahildir, mücadelesi mücadelemizdir. Işığı her zaman yolumuzu aydınlatıyor” dedi.
 
 Tüm Emekliler Sendikası Şube Başkanı Ergun; “8 Ekim 1978 günü Ankara Bahçelievler'de bir öğrenci evinin gece kapısı çalınır, açılır açılmaz uzun namlulu silahlarla içeriye 4 kişi dalar. İçerde 5 öğrenci vardır. Ellerini arkadan bağlarlar ve bir süre sonra Çatlı’nın ulaştırdığı tiner ile bayıltırlar. Tekrar 2 öğrenci geldiğinde onları da bağlayıp bayıltarak araba ile Eskişehir yolunda bir tarlada, kafalarına şarjör boşaltarak katlederler. Evdekilerin birini yastıkla boğup, diğerlerinin de kafalarına sıkarlar. Ülkemiz tarihinde en vahşi katliam olarak bilinen kıyımı kimler yapmıştı. Ülkü Ocağı Başkanı Yazıcıoğlu'nun emri ve ikinci Başkan Abdullah Çatlı'nın liderliğinde MHP'li faşistler Haluk Kırcı, Duran Erdoğan, Ercümen Gedikli, Ünal Dumanoğlu vb. ‘öldü’ diye bıraktıkları Serdar Alten, verdiği ifadede katillerin eşkalini vermiş ve ‘birine reis diye sesleriniyolardı’ diye Çatl’ıyı tarif etmiştir. Aramalarda yakalanan Kırcı, 7 kez müebbet hapis cezası yemiş ama iki kere yanlışlıkla tahliye edilmiş. Diğerleri de benzer cezaları alsa da af yasası ile özgür kalmışlardır. Hatta Osmanoğlu, aranırken 1980 yılında Maden İş Başkanı Kemal Türkler’i de öldürmüştür. Kırcı firardayken Mehmet Ağar’ın nikah şahitliği ile evlenmiştir.  Çatlı, bir türlü yakalanmamış ta ki Susurluk'ta meydana gelen kazada bir milletvekili, bir Emniyet Müdürü ve bir hayat kadını ile arabada ölmüş, yalnızca milletvekili sağ kalmış, arabadaki silahlar savcı gelene kadar başka bir yere nakledilmiştir. Katliamda yaşamını yitiren TİP ve Geç Öncülü Faruk Ersen, Hürcan Gürses, Serdar Alten, Latif Can, Osman Uzunlar, Efraim Ezgin ve Salih Gevenci kardeşlerimizi unutmadık unutturmayacağız” dedi.
 
Cuma Deren