Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK), Irak ve Suriye'deki terörist unsurlarla mücadelesi kapsamında sınır dışında görevlendirilmesi hakkındaki tezkerenin, 1 yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi kabul edildi. 1 yıl daha uzatılan Tezkere, AK Parti, CHP, MHP ve İYİ Parti’nin oyları ile kabul edildi.

TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkanvekili Levent Gök Başkanlığı’nda toplandı. Genel Kurulda, gündem dışı konuşmalar ve grup önerilerinin ardından, Cumhurbaşkanlığı tezkereleri görüşüldü. Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK), Irak ve Suriye'deki terörist unsurlarla mücadelesi kapsamında sınır dışında görevlendirilmesi hakkındaki tezkerenin, 1 yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi görüşülüp kabul edildi. Tezkere ile Türkiye'nin menfaatlerini etkili bir şekilde korumak ve kollamak, gelişmelerin seyrine göre ileride telafisi güç bir durumla karşılaşmamak için süratli ve dinamik bir politika izlenmesine yardımcı olmak üzere hudut, şümul, miktar ve zamanı cumhurbaşkanınca takdir ve tayin olunacak şekilde, TSK'nın gerektiği takdirde sınır ötesi harekat ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi amaçlanıyor. Aynı amaçlara matuf olmak üzere yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması, bu kuvvetlerin cumhurbaşkanının belirleyeceği esaslara göre kullanılması ile risk ve tehditlerin giderilebilmesi için her türlü tedbirin alınması ve bunlara imkan sağlayacak düzenlemelerin yine cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması öngörülüyor. Tezkere, 30 Ekim 2019 tarihinden itibaren 1 yıl daha uzatıldı.

“EVLATLARIMIZIN İLERİDE BEDEL ÖDEMEMESİ İÇİN BİR ADIMDIR”
TBMM Genel Kurulunda söz alan Ak Parti Grup Başkanvekili Çanakkale Milletvekili Bülent Turan da bir konuşma gerçekleştirdi. Tezkerenin Türkiye’nin geleceği için bir umut olduğunu kaydeden Turan şöyle konuştu; “Bu tezkere, evlatlarımızın ileride bedel ödememesi için bir adımdır. Bu tezkere, Türkiye'nin Türkiye'den daha büyük bir ruhu olduğunun tescilidir. Bu tezkere, savaş değil, barış tezkeresidir. Bundan birkaç sene önce Kilis'e, Antep'e düşen bombaların özellikle Zeytin Dalı Harekâtı'ndan, Fırat Kalkanı Harekâtı'ndan sonra nasıl kesildiğini, nasıl güvenli bir hayata başladığımızı herkes gördü. Dolayısıyla bir daha söylüyoruz, bu adımı atarken Suriye'nin toprak bütünlüğünü kollamak kaydıyla ülkemizin güvenliği için, geleceğimizin, evlatlarımızın rahatı için bunu yaptığımızı ifade etmek isterim. Ancak bu tezkereyi belediyeden şehit yakınını atmayı görev bilenlerin anlamasını beklemiyoruz. Bu tezkereyi, Türk bayrağını tüm kimlik kartlarından çıkararak bir iş yaptığını zannedenlerin anlamasını asla beklemiyoruz. Bu tezkereyi Kandil'in vesayetinden kurtulamamış zavallıların anlamasını asla beklemiyoruz. Bu tezkere, Türk milletvekillerinin, Türk milletinin seçtiği vekillerinin gurur duyacağı tezkere. Türkiye'nin vekili gibi değil de PYD vekili gibi konuşanların bu tezkereyi anlamasını asla beklemiyoruz. Kandil'i kıble bilenlerin burada söylemiş olduğu, sözüm ona büyük laflara hepimizin karnı tok, aslında cevap bile hak etmiyorlar. Bu tezkereye destek olmak millî bir görevdir. Askerimizin, polisimizin yanında olmayı bir görev bildik. Bir parti hariç, tüm partiler bu gururla beraber bu tezkereye evet dediler. Hele ki konuşmanın bir bölümünde ‘Türkiye IŞİD'e destek oldu’ demek tam bir PKK söylemidir. Tüm dünya bilir ki IŞİD'le ilgili en çok mücadele veren ekip, parti, devlet, Hükûmet, Ak Parti'dir. Tüm dünya ‘Durun, yapamazsınız’ derken, ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diyerek Fırat Kalkanı'nı yapan bu ekiptir. O yüzden bizi IŞİD'e destekle itham etmek en büyük PKK söylemine destek olmak demektir.”

DHA - Haber Merkezi