Kent Konseyi’ nin  ‘Kültür ve Sanat Meclisi Bilgilendirme Genel Kurulu’ nda, kendisinin çevreci bir anne tarafından yetiştirildiği ve her türlü çevre karşıtı etkinlikte yer almaya hazır bulunduğunu ifade eden ve ‘Dersimliyim..’ vurgusunda bulunduğu öğrenilen bir ismin, Çanakkale’de siyaset kulislerinin ‘tartışılır’ gündem maddesine dönüştüğü öğrenildi.
‘Kültür ve sanat Meclisi Bilgilendirme Genel Kurulu’nun bir katılımcısının İfadeleri, sokaktan hem yorum, hem de soru getirdi; ‘İL DIŞINDAN SIZMALAR  MI BAŞLADI..?’
GÖZLEMLERE BAĞLI,  SES VERMİŞTİ…
Geçtiğimiz hafta dikkat çekici bir çıkışa imza atan Ticaret Borsası Meclis Başkanı Deniz’ in ifadeleri tam da şöyle olmuştu;
  “Bugün Çanakkaleli insanların bir tanesi Kazdağı’nda çadır kurmuyor.
Dışarıdan gelen provokatörler orada eylem yapıyorlar.
Eylemi kime karşı yapıyorlar, ‘bize karşı yapıyorlar..’ ”
------------------------------------
‘İL DIŞINDAN PROVOKATÖRLER’ ÇIKIŞINA,
‘BUYURUN SİZE ÖRNEK…’ DER GİBİ;
‘BEN DERSİMLİYİM…!’
-----------------------------
Çanakkale Kent Konseyi’nin, ‘Kültür ve Sanat Meclisi Bilgilendirme Genel Kurulu’nda, “Ben Dersimliyim” şeklinde gelen kişisel tanıtım,  ‘Dışarıdan gelen provokatörler’ çıkışını doğrular bir örnek olduğu değerlendirmesine yol açtı.
 Önceki hafta başında,  Ticaret Borsası Meclisinde sesini yükselten ve dikkat çeken bir uyarıya imza atan Abdullah Deniz günler önce şöyle demişti; “Kirazlıyı Bilmeyen Konuşmasın, Provokatörlere Gereken Dersi Verelim”
Hafta sonunda, Kent Konseyi’ne bağlı ‘Kültür ve Sanat Meclisi Bilgilendirme Genel Kurulu’nda, bir katılımcının, Türkiye’nin şehri Tunceli’den, seçim kazanmış Belediye Başkanının, Belediye binası tabelasına yazdığı şekilde, ‘Dersimliyim’ ifadesiyle kendini tanıtıp, ardından da, doğaya duyarlı bir anne tarafından yetiştirildiğini anlatması, şehirde adeta günün konusuna dönüştü.
Kendisini ‘Dersimliyim’ diye tanıtan katılımcı,  günlerdir Su ve Vicdan nöbetine katıldığını, bölgede yaşam şartlarını çetin olduğunu, kamp alanının boşaltılmasının ardından, lojistik destek ihtiyacının da hat safhaya ulaştığını, buna rağmen eyleme devam edeceklerini söylediği edinilen bilgilerden.
1 YIL SÜREYLE, ETKİNLİKLERE DEVAM KARARI…
Kültür ve sanat meclisi Bilgilendirme Genel Kurulu’ nda, birde dikkat çeken karar çıktı.
Bir yıl boyunca, Kirazlı Balabantepe bölgesinde, metalik maden karşıtı eylem ve söylemlerin desteklenip, dile getirilmesi konusunda, Meclis mensupları karar aldı. Ayrıca, Meclisin maden karşıtı projelere açık olduğu ve destekleyeceği yönünde de karar alındığı öğrenildi.
DENİZ’ İN SERT VURGUSU AKILLARA GELDİ..,.
Kirazlı Köyü Balaban Tepe Mevkiinde gerçekleştirilen altın arama çalışmalarına ilişkin, Metalik maden karşıtı söylem, eylem, miting ve konserler ile ilgili birçok Çanakkaleli değerlendirmede bulunmuştu. İn dikkat çeken ifadelere ise, Ticaret Borsası Meclis Başkanı Abdullah Deniz imzasını atmıştı.
“Marka değerlerimize de bu sayede zarar veriliyor” görüşünü savunan Deniz’ in, provokatörler vurgusu da ses getirmişti.
Ticaret Borsası Meclis Başkanı Abdullah Deniz, alanda yapılan provokasyonlara dikkat çekip, Çadır Kuranların Çanakkaleli değil,  il dışından gelen provokatörler olduğunu ve bu provokatörlerin asıl olarak Çanakkale Halkını protesto ettiklerini, bu provokatörlere gerekli dersin verilmesi gerekliliğini savunmuştu.
Borca Meclis Başkanı Deniz; “Kirazlı Köyü’nü bilmeyen vatandaşlar orada savunma yapmasın. Konuşacaksak, çile çeken insanlar olarak biz konuşalım. 
O yüzden provokatif hareketlerden vazgeçelim diyorum. Bunu yapanlara da ders verelim. Çanakkale’yi aşağı çekmeye çalışanlara fırsat vermeyelim.” diye konuşmuştu.
Çadır kuranların Çanakkaleli değil dışarıdan gelen Provokatörler olduğu ısrarında bulunan  Deniz “Bugün Çanakkaleli insanların bir tanesi Kazdağı’nda çadır kurmuyor.
Dışarıdan gelen provokatörler orada eylem yapıyorlar. Eylemi kime karşı yapıyorlar, bize karşı yapıyorlar” demişti.
Deniz ayrıca; “Çanakkale’de herkes bir telden konuşuyor. Bilgisi olmayan, fikri olmayan insanlar konuşuyor. Altın madeni gündemimizde, ben de Ticaret Borsası Meclis Başkanı olarak, tarımla uğraşan insanların temsilcisi olarak bir tarafım.
Siyanür konuşuluyor, ağaç konuşuluyor.
Ülkenin altınları Kanada firmasına peşkeş çekilmiş gibi haberler çıkıyor. Özetle, ülkemin ve Çanakkale’min marka değerleri siyasi malzeme yapılamaz.
Şuanda zaten ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik kriz var. Bu krizi il olarak ne kadar az atlayabiliriz, ne kadar teğet geçebilir, biz bunun derdinde olmamız gerekirken, bakıyorum ki buharlaşması olmayan siyanürü, farklı mecralarda kullanıyorlar.
Ezine peyniri, coğrafi işaretleri olan bir markamızdır. Bugün Türkiye’nin her yerinde marka değeri olan Bayramiç beyazımız coğrafi işareti olan bir markadır.
Bugün Çanakkale Ziraat Odası başkanımızın uğraştığı Çanakkale domatesi bir markamızdır.
Bugün bu markalarımızı hibe etmek adına siyanür kampanyasıyla Çanakkale’nin kirli havası varmış gibi, kirli yerde oluşuyormuş gibi, tarım arazilerinin hepsi gitmiş gibi bir kampanya yapılıyor. Bizim de iş dünyası olarak rakiplerimiz var. Bu rakiplerimiz, iş dünyasında farklı mecralara çekebilir.
Çanakkale’deki bir esnafın sattığı malı kötüleyebilir, siyanürlü olarak. Bunu en başta Çanakkale Belediyesi yapıyor. Bu beni korkunç derece üzüyor. Çanakkale Belediyesi, bugün Borsa’nın arkasında yol yapıyor. Borsa 110 bin lira gibi bir para ödemek zorunda kalıyor.
Ama bakıyorum ki, dışarıdan gelen vatandaşlara otobüs tahsis ediyor. Bakıyorum ki, burada festivali iptal edip oradaki insanların yemeklerini, erzaklarını, taşımalarını yapıyor. Çanakkale’deki su parası ödeyen, Çanakkale’de imar barışından yararlanıp da belediyemize imar parası yatıran, inşaat yapıp da emlak vergisi ödeyenler, bu paralara yazık günah değil mi? Çanakkale’mizi hüsnüniyeti olarak savunmuyorlar.” Şeklinde ses getiren açıklamaya imza atmıştı.
BEN SİYASET YAPMIYORUM…
Ticaret Borsası Meclis Başkanı Deniz’ in bir diğer dikkat çeken çıkışı ise şu sözlerle gelmişti:
“Ben siyaset yapmıyorum ama ben bir tüccar olarak bunu satan bir vatandaşım. Yarın deseler, ‘sizin ununuz siyanürlü biz almıyoruz’,
Çanakkale’ye ambargo koydukları zaman diğer illerde rakiplerimiz varken… Bugün Biga etimiz marka değerimizdir. Diğer illere baktığınızda etimiz daha yüksek fiyata gider.
Bugün Çanakkale etinin kalitesini ve değerini düşürmenin kimsenin hakkı olduğunu düşünmüyorum. O siyanürün orda ot bitecek, hayvan yiyecek, hayvan ölmeyecek, hayvanın etini yiyen insan ölecek, böyle bir algı sistemi yaratılıyor. Bu Çanakkale’nin acı bir kaybıdır, yazıktır. Herkesin duyarlı olması gerektiğini düşünüyorum”
SOKAK, DÜN DE KONUŞTU…
CHP’ li Çanakkale Belediyesi imzalı afişlerin, Tarih, Kültür ve Turizm Şehri Çanakkale’nin en bilindik noktalarında,  billboard’ lara yerleştirilmesine, sokağın tepkisi dün de geldi.
Çanakkale’nin Marka değerlerine zarar verecek şekilde algıya yol açtığı ileri sürülen afişler için bir çok Çanakkaleli; “Tanıtıma değil, kötü propagandaya en güzel örnek bu afişler, Çanakkale’nin Şanlı ismini, ‘Siyanürlü’ ye çıkardı” görüşünü savundu.

Erdem Sürek