.  Değerlendirmesinde Gündeme dair bir çok konuya değinen Erkek, iktidara yüklendi. Hukuk başta olmak üzere bir çok konuya değinenGenel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek’in en önemli çıkışı ise  AK Partinin içinden çıkan eski kurucuların parki kuracakları söylentilerine yönelik verdiği cevap oldu. içlerinden bazı milletvekilleri ‘ artık AK Parti kapatılmalı ve yeni bir parti kurulmalıdır’ diyor. Her halde bütün günahlarını partiye yıkıp yine bir gömlek değiştirme sürecine giriyorlar.  Herhalde reddi miras yapmak istiyorlar” dedi.
 
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, İl Başkanlığı binasında bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıya,   CHP Milletvekili Özgür Ceylan, Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Kepez Belediye Başkanı Birol Arslan, İl Başkanı İsmet Güneşhan, Merkez İlçe Başkanı Ali Uyanık,  Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi Serdar Soydan ve partililer katıldı.
Konuşmasına İzmir’deki orman yangını ile başlayan Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek “İzmir’de çok dikkat çeken tespitlerimiz oldu.  Orman bakalnlığı ile Türk Hava Kurumu arasındaki koordinasyonsuzluk, inatlaşma, yangının çok daha önce kontrol altına alınmasını engelledi.  Ormanları korumakla görevli Orman Bakanlığı Maalesef İzmir’de de basiretsizliğini bir kez daha gösterdi.  Türk Hava Kurumuna ait faal durumda  Menderes ilçesinde bulunan Uçak dahi kullanılmadı.  Çünkü Orman Bakanlığı Yangın söndürme ihalesini özel bir şirkete verdi ve o özel şirketin de yangın uçağı yok. Türk Hava Kurumunun açıklamaları bazı gerçekleri ortaya koydu. Bu yangına Türk Hava Kurumu ile birlikte koordineli bir şekilde müdahale edilseydi  kayıp olmazdı. Orman Bakanının birazcık onuru varsa istifa etmeli. 17 yıllık tek başına bir iktidarın Bakanı çıkıp ‘Teknik olarak uçaklarımızın kullanılması mümkün değildir’ diyor. Eğer bu mümkün değilse neden mümkün hale getirilmedi? Eğer uçaklarımız eskiyse niye yeni uçak alınmadı? Bugün kışlık saraylar, yazlık saraylar, uçan saray alanlar, niye bu memleketin ormanları için yangın uçakları almadı? Bugün Ülke yönetilmiyor adeta savruluyor. Bugün İktidar sahipleri gaflet, delalet ve hıyanet içerisinde.  Nasıl Kazdağlarında bu memleketin havasına, suyuna, ormanlarına ihanet ediliyorsa İzmir’de de ihanet edildi. 

 “Yeni Bir Gömlek Değiştirme Sürecine Giriyorlar”

AK Partinin içinden doğacak yeni parti sürecine de değinen Muharrem Erkek “AK Parti 14 Ağustosta 18. Yılını kutladı biliyorsunuz. Ama kutlamada öne Çıkan Sayın Erdoğan, damadı. Kibirli bir damat ve kayın pederi onun dışında bir parti görünümü olmadığını görüldü ama biz Ak Partiye gönül veren, oy veren tüm hemşehrilerimizin 18. Yılını kutluyoruz.  Çok yakında  9 Eylülde biz de 96 yılı bitirmiş olacağız. Dünyanın en köklü en büyük partisi olarak 100. Yılımıza hazırlanıyoruz. AK Parti 17 yıllık tek başına iktidarın muhasebesini yapmak zorunda. Çünkü 17 yıl tek başına ülkeyi yönettiler. Memlekette ne Adalet kaldı, ne de kalkınma.  Ve bugün içlerinden bazı milletvekilleri ‘ artık AK Parti kapatılmalı ve yeni bir parti kurulmalıdır’ diyor. Her halde bütün günahlarını partiye yıkıp yine bir gömlek değiştirme sürecine giriyorlar.  Herhalde reddi miras yapmak istiyorlar.” Dedi.
Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek konuşmasının devamında yaşanmış bazı süreçlere de değinerek verdiği örneklerle gelinen süreci açıkladı. Erkek “Ama örnek vermek gerekirse, iktidar olduktan çok kısa bir süre sonra 1 Mart 2003 teskeresini getirdiler.  Irak topraklarının bizim topraklarımız  üzerinden  işgali amacı ile 1 Mart 2003 teskeresini getirdiler.  O dönemdeki Türkiye Büyük Millet Meclisinin onurlu duruşuyla bu gerçekleşmedi.  Bunu vurgulamamın sebebe, Türkiye’nin her zaman çok güçlü bir meclise ihtiyacı var.  Dünyanın bütün gelişmiş demokrasilerinde siyasi güç merkezleri meclislerdir. Ama bugün siyasi güç merkezi  5 tepe külliyesi ve sarayındır. 16 Nisan 2017 suiistimalci, kötü niyetli Anayasa değişikliğine kuvvetler ayrılığı yıkıldı.  OHAL şartlarında gerçekleştirildi o Anayasa Değişikliği bunu asla unutmamalıyız. Kuvvetler ayrılığının yıkıldığı yerden de Hukuk devletinden zaten bahsedemezsiniz.  Yasama, yürütme, Yargı bir elde toplanmışsa,  Türkiye Cumhuriyeti devleti bir Şahıs devletine dönüştürülmüşse işte o 1 Mart teskeresi ile yapamadıklarını bugün yapıyorlar.  Bugün yine Amerikan askerleri bizim topraklarımızda tek adam rejiminde gerçekleştiriyorlar.  Çünkü egemen güçler, emperyalizm tek adam ister.  Çünkü tek adamı ikna etmek kolaydır. Ki bugün Büyük Ortadoğu Projesinin eş başkanı olduğunu söyleyen Recep Tayyip Erdoğan’la zaten istediklerini yapıyorlar.  İktidar olur olmaz bunu yaptılar.   2004 yılında  Milli Güvenlik kurulu toplantısında Hükümete , dönemin Başbakanı Erdoğan ve Bakanlarına Fettullah Gülen’in nasıl bir tehdit olduğunu ve devleti ele geçirmek için nasıl yapılandığı anlatıldı. Ama bunu da duymazdan geldiler.  2004 yılında devletin, MİT’in ve Genelkurmay’ın kendilerine sunan bu gerçeğin üzerine gitselerdi, bugün Türkiye bu acıları yaşamayacaktı. Darbe teşebbüsleri ile  karşı karşıya kalmayacaktı” dedi.
“Hukukun Üstünlüğü Endeksinde 50 Sıra Geriledik”
Baro Başkanlarının Cumhurbaşkanı tarafından verilecek Adli Yıl Açılış Programına katılmama kararına da değinen Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek “Gelinen tabloda son 5 yılda Hukukun Üstünlüğü Endeksinde bir iki değil,  tam 50 sıra geriledik.  Onun için Bugün 44 Baro 2 Eylülde gerçekleştirilecek Adli Yıl açılışına katılmıyor.  Adaletten yana oldukları duruşlarından dolayı kutluyoruz.  Niçin katılmıyorlar? Kuvvetler ayrılığına verdikleri önem nedeni ile  katılmıyorlar.  Bir siyasi partinin Genel Başkanı huzurunda , Adli Yıl açılışı olmaz. Bir siyasi Parti Genel Başkanı Huzurunda Hakim, Savcı kura çekimi olmaz. Bugünkü sistemdeki Cumhurbaşkanı, parlamenter sisteminin Cumhurbaşkanı değil.  Bir siyasi partinin Genel Başkanı 82 Milyonu temsil edemez.  Onun için ilk yerel seçim ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde  biz, demokrasiye inanan milyonların ve milletimizin desteği ile seçimleri kazandığımızda, bizim Cumhurbaşkanımız, bir siyasi partinin yada bizim partimizin Genel Başkanı olmayacak. Bugün Türkiye’deki Avukatların %90’ını temsil eden  44 Baro bu nedenle  Hukuk devleti için Saraydaki,  Beştepe külliyesindeki, yani Yürütmenin yerindeki, yani siyasi parti Genel Başkanının yerindeki  Adli Yıl açılışına katılmıyor” dedi.
 
Önümüzdeki Ekim ayında meclise gelecek olan Yargı Reform Strateji Belgesi hakkında da bilgi veren Muharrem Erkek “ Yargı Reform Strateji Belgesi tartışılıyor. Ekim ayında paketin birinci kısmı meclise gelecek. Adil yargılanma hakkı ve ifade özgürlüğünü engelleyen önemli maddeleri tabi ki destekleyeceğiz.  Ama bu bir reform değil. Reform olabilmesi için Anayasa değişikliği yapılması lazım. Strateji belgesinde zaten böyle bir şey yok.  Bugün yargıçlar ve Savcılar diyor ki ‘Hakimler, Savcılar Kurulunun bu yapısı sürdüğü sürece bizden kahramanlık beklemeyin’ diyorlar. Çünkü güvenceleri yok.  Yargıç güvencesi Anayasa ile alınan bir şey.  Hakimler Savcılar kurulu Anayasal bir kurum.  Bugün Hakimler ve Savcılar Kurulunun 13 üyesi var.  6 üyesini, biri Adalet Bakanı, biri  Bakan yardımcısı ve 4 üyeyi tek imza ile  bir siyasi partinin Genel Başkanı belirliyor.  Kalan 7 üyeyi de Meclisteki salt çoğunluk belirliyor.  Onun için Hakimlar Savcılar Kurulunun, Anayasa Mahkemesinin yapısında değişiklik yapmadan zaten bir reformdan bahsetmek son derece  hiyerli yaklaşım olur. HSYK üyelerini Yüksek Yargı belirlemeli. Ancak o zaman bağımsız bir yargıdan bahsedebiliriz” dedi.

“Terörün Değirmenine Su Taşıyorlar”
Görevden alınan Belediye Başkanları ile ilgili de açıklamalarda bulunan Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, AK Partili Belediye Başkanları bile istifa ettirilirken yanlarında olduklarını belirterek “17 yıl sonun da geldiğimiz noktada bugün seçilmiş Belediye Başkanlarını da görevden alıyorlar. Ahmet Davutoğlu seçilmiş bir Başbakan olarak ettirildiğinde, Cumhuriyet Halk Partisi olarak savunduk. AK Partinin seçilmiş Belediye Başkanları zorla İstifa ettirtildiğinde biz tavır koyduk.  Sonra dediler ki ‘onlar FETÖ ile irtibatlıydı’ dediler ama haklarında bir tek soruşturma açmadılar. FETÖ terör örgütü ile iktisatlı olduğunu söylediğiniz Belediye Başkanlarını niçin yargıya teslim etmediniz? Niçin haklarında bir tek soruşturma dahi yok.  Bugün PKK Terör örgütü ile iltisatlandırdığınız Belediye Başkanları hakkında soruşturmalar var.  31 Martta aday yaptığınız, yani demokratik bir ülkede yaşayan kanunlarına göre aday olan insanlar seçimleri kazandılar ama mazbatalarını vermediniz.  Son 10 yılda Türkiye AK Parti İktidarında demokrasiden ve hukuktan hızla uzaklaştı. Seçilmiş Belediye Başkanlarına mazbatalarını vermediğiniz gibi İstanbul seçimlerini de iptal ettiniz. Şimdi seçilmiş Belediye Başkanlarını, seçimden önce var olan soruşturmalar sebebi ile  o soruşturmalara atıf yaparak görevden alıyorsunuz. Bu hukuk dışı ve seçmen iradesini gasp etmek demektir.  Ne diyordu AK Parti Genel Başkanı? ‘Demokrasilerde bu işin namusu sandıktı. Sandık sonuçları her siyasi parti için bağlayıcıdır’ demişti. Terör değirmenine su taşıyorlar. Bu uygulamalar, bu hukuksuz uygulamalar terörün ekmeğine yağ sürüyorlar. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak Adalet temelinde vicdan siyaseti yapmaya devam edeceğiz.  Bizim mücadelemiz demokrasi, hak, hukuk, adalet mücadelesi. Demokratik yollarla , seçim kanunları uyarınca seçimlere girmeye hak kazananmış ve seçmen iradesi ile  Belediye Başkanı seçilmiş kişileri, seçim öncesi var olan soruşturmalar yaparak görevden alma seçmen iradesinin gaspıdır” dedi

“Artık Aldatma ve Katletme Partisi Diyebiliriz”
Konuşmasının devamında AK Partinin ismindeki Adalete güven kalmadığını belirten Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek “Seçme ve seçilme hakkı Anayasada güvence altına alınan bir haktır. Seçmen iradesi keyfi uygulamalara heba edilmeyecek kadar önemli ve kutsaldır. İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu Seçilmiş Belediye Başkanlarını görevden alıyor. 31 Mart seçimleri öncesinde de Süleyman Soylu, Türkiye’de il il gibi gezip Belediye Başkan Adayı gibi çalıştı. Gittiği yerlerdeki diğer partilerin adaylarına saldırdı. Şimdi her halde sandıkta yenemediği Belediye Başkanları merkezi İdarenin yerel idare üzerindeki vesayetini kötüye kullanarak görevden alıyor. Bu demokrasiye darbedir.  Artık AK Partiden adındaki adaleti beklemek  mümkün değildir. Artık Aldatma ve Katletme Partisi diyebiliriz. Çünkü demokrasiyi olduğu gibi ormanları da katlediyorlar” dedi.

Şerife Erdem