UNESCO Dünya Müras Listesine girişinin 20. Yılı olan 2018 Troya Yılı kapsamında tamamlanarak hizmete giren Troya Müzesi, geçtiğimiz aylarda 18. Altın Pusula ödülü almıştı. Troya Müzesi bu kez de Avrupa Yılın Müzesi Ödülü için başvurusu yapıldı.  Avrupa Yılın Müzesi Ödülü’ne aday olan Troya Müzesi  ile ilgili Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünce, müzeye ait tüm ayrıntıların yer aldığı  adaylık başvuru formu hazırlandı. Form Gerekli yerlere teslim edilerek Avrupa Yılın Müzesi Ödülü adaylık başvurusu gerçekleştirildi.
 
 
 
Yaklaşık 70 milyon TL’lik harcamayla tamamlanarak, ören yerindeki teşhir ve tanzim uygulamasının bitmesiyle kazılarda ortaya çıkarılan 2 bin eserin sergilendiği Troya Müzesi, Avrupa Konseyi desteğinde faaliyet gösteren Avrupa Müze Forumu'nca her yıl kamusal kalitesi yüksek olarak değerlendirilen müzelere verilen Avrupa Yılın Müzesi Ödülü'nün 2020 yılı adaylığına başvurdu. Troya Müzesinin başvurusu Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünce de uygun görülürken, yerine getirilmesi gerekli işlemler yapılarak Avrupa Yılın Müzesi Ödülü adaylık başvurusu gerçekleştirildi.
 
Korumak ve Gelecek Kuşaklara Aktarmak Misyonu
 
10 Ekim 2018’de ziyarete açılan, resmi açılışı ise 18 Mart 2019 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapılan Troya Müzesi’nin misyonu adaylık başvuru formunda şöyle aktarıldı; “Troya Müzesi’nin misyonu, İlyada ile efsaneleşmiş, arkeolojiyle belgelenmiş Doğu ve Batı’yı
buluşturan evrensel bir miras olan Troya kültürlerini ve ardıllarını korumak ve gelecek kuşaklara aktarmaktır. Müze, Ege, Anadolu ve Balkan coğrafyasının ve arkeolojisinin buluştuğu Troas bölgesinde yaşamış kültürlerin günümüze bıraktığı izleri tespit edip araştırmayı, korumayı, insanlığa ait bu üstün evrensel değeri yorumlayarak paylaşmayı ve kültürlerarası etkileşimi zenginleştirmeyi amaçlar.
Bu amaçla müze, çeşitli kurum ve kişilerle işbirliği içinde, kazı ve konservasyon çalışmaları yürütür,
iletişim, sergi ve eğitim etkinlikleri düzenler ve araştırmalara destek verir. 2018 yılı itibariyle Troya Müzesi Troas bölgesinde yer alan bakanlık izinli sekiz arkeolojik kazının devamlılığı ve eserlerinin güvenli bir şekilde depolanması ve sergilenmesi için çalışmalarını sürdürmektedir. Kazı ekipleri ulusal ve uluslararası birçok bilim insanının katılımıyla oluşur. Müze aynı zamanda 1998 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınan Troya antik kentine 800 metre mesafede Troya milli parkı içinde yer alır. Bu çerçevede müzenin temel hedeflerinden birisi de örenyeri ile anlatılamayan aktarılamayan Troya, Troas bilgisini tamamlamaktır.”
 
 Her Seferinde Bir Başka Katman
 
 “Müze tasarımı, yapı programının büyük bir bölümünü yer altında gizlenmiş bir katta toplar. Sadece sergilemeye dair olan yapı kütlesi kendisini Troas bölgesinin uçsuz bucaksız kırsal peyzajının içindeki bir yarıktan yükselircesine gösterir. Ziyaretçiler bu 5000 yıllık yerleşimin dünyasına tarih katmanlarının ardı ardına tanımlandığı uzunca bir rampayı kat ederek girerler. Peyzaj ve çevreye bağlı her tür referans rampada ilerledikçe yavaşça kaybolur. Geriye gökyüzü ve yer altına gizlenen yapı kalır. Ziyaretçiler yer altına indiklerinde sergi yapısı olarak tanımlanan 32X32 metre ebatlarında robust paslı nesnenin sokak boşluğundan yukarı yükselişini görürler. Tüm sergi katlarına ulaşan, yapıyı dört cephesinden saran rampa, ziyaretçileri her defasında Troya’nın başka bir katmanına, dönemine ve hikayesine taşır. Katlar arasında hareket ederken hem az önce gezilen sergi katı hem de Troas coğrafyası izlenebilir. Seyir terasında son bulan bu yolculuk, ziyaretçileri kontrollü olarak tecrit edip tekrar coğrafyaya, zamana bağlar.”
 
 Ziyaretçi Sayısı Giderek Arttı
 
Adaylık başvuru formunda dikkat çeken detaylardan biri de müzenin önceki hali ve yeni haline ilişkin ziyaretçi sayılarındaki artış oldu.  Önceki dönemlerde Troyaya fazla ziyaretçi olmazken 2018 yılının ardından hem ören yerine hem de Troya Müzesine ziyaretçi akını yaşanmıştı. Açıklamada “İnşaat öncesi müzenin yıllık ziyaretçi sayısı; yeni binaya geçmeden önce Çanakkale il merkezinde yer alan müze 6.763,72 metrekarelik bahçe alanı, 3.623 metrekarelik oturum alanı ve 2.400 metrekarelik sergi salonundan oluşmaktaydı. 2016 yıllık ziyaretçi sayısı 8.305’ti. 2017 yılında bu sayı 10.147’ye çıktı. Yeni müzeye taşınma çalışmaları sebebiyle eski müzenin teşhir salonu 8 Şubat 2018’de ziyarete kapatıldı. 2018 yılı içindeki ziyaretçi sayısı 534 kişiydi. Yeni evindeki açılışından sonra Troya Müzesi’nin ziyaretçi sayısı dikkat çekici oranda artmıştır: Açılış sonrası ilk 10 günde ziyaretçilerden ücret alınmamıştır. Bu süre içinde ziyaretçi sayısı 25 bindir. 10 Ekim 2018-31 Aralık 2018 arası ziyaretçi sayısı 12 iken, 2019 yılının ilk beş ayında bu sayı 15 bine ulaşmıştır” ifadeleri başvuru formunda yer aldı.
 
 Savaşın Anıtlaştırılması Değil, Uzlaşı Ve Barışın Evrenselleştirilmesidir
 
Ziyaretçi geliştirme, eğitim ve toplumsal nitelik çerçevesinde müzenin vizyonu ve misyonu ise şu ifadelerle anlatıldı; “Troya Müzesi tarihi olarak savaşlarla anılan bir coğrafyada yer almaktadır. 20. yüzyılın başındaki Çanakkale Savaşları savaşa katılmış herkesin belleğinde önemli bir yere sahiptir. Çanakkale savaşından yaklaşık 3000 yıl önce gerçekleştiği düşünülen bir başka savaş, Troya Savaşı da aynı şekilde belleklerde yer etmiştir. Bir hikayeci ve bellek olarak Troya Müzesi’nin eğitim, sergi ve etkinliklerinin toplumsal nitelik çerçevesinde vizyonu çatışma ve savaşın anıtlaştırılması değil, uzlaşı ve barışın evrenselleştirilmesidir. Uzlaşı doğayla, tarihle, yerelle, evrenselle ve farklı kimliklerle beraberliğe bir davettir. Troya ve Çanakkale Savaşlarıyla tarihe geçmiş bu bölgede barış ve uzlaşı, geçmişin tanıklıklarını koruyan Troya Müzesi’nin sergi dilinde ve mimari tasarımında varlığını gösterir. Troya Müzesi, dört bir yönden gelen ziyaretçilerini, efsane, arkeoloji, tarih ve doğal çevrenin buluştuğu topraklarda, üstün evrensel değer olarak ilan edilmiş bu insanlık mirasını koruma ve aktarma çabasına katılmaya davet eder. Bu davet, ziyaretçileri Troya kültürlerinin katmanlı geçmişi, İlyada efsanesindeki insanlık dramı, tarihe tanıklık etmiş verimli Troya ovası ve zengin yerel tarihle tanıştırmakla kalmaz, onları insanlığa ait evrensel değerlerin koruyucuları olarak doğa, kültür ve toplumsal barış üzerine beraber düşünmeye, diyaloğa, uzlaşıya ve birlikteliğe çağırır.”
 
 
Ziyaretçi geliştirme, eğitim ve toplumsal hizmet kalitesi çerçevesinde müzenin yenilikçilik alanında gerçekleştirdikleri için ise adaylık başvurusunda şu ifadelere yer verildi; “Türkiye’de birçok arkeoloji müzesi kent merkezinde yer alırken, Troya Müzesi kırsal alana, Tevfikiye köyüne inşa edilmiştir. Bu mekânsal taşınma Müze’yi, sergilediği eserlerin kaynağına, Troya’ya yakınlaştırmıştır. Böylece, ziyaretçilerin, Troya ve Troas hikayelerini mekânsal olduğu kadar eserleriyle de tanıması ve farklı deneyimler edinmesi amaçlanmıştır. Bu anlamda Müze, hikayesini temsil ettiği UNESCO
Dünya Kültür Mirası Troya’yla bir köprü kurar. Diğer bir köprü çevre köyler ve müzenin de içinde bulunduğu Troya Milli Parkı’yla kurulur. Tarımsal üretimin en verimli bölgelerinden biri olan Troas ve çevresi doğal kaynakları, tarihi-mitolojik noktaları ve peyzajıyla ‘efsanevi’ bir üne sahiptir. Homeros’un Troas tanımlarının izlerini coğrafyada bugün hala takip etmek mümkündür. Müze sergileriyle, bahçesiyle ve terasındaki muhteşem manzarasıyla ziyaretçiyi bu doğal ve tarihi peyzajı keşfe davet eder. Müzede, Çanakkale Bölgesi’ndeki köklü geçmişe sahip uygarlıkların geçmiş yaşamlarına ışık tutan kültürel değerler ve eserler sergilenmektedir. Kırsalda yerel yaşam unsurları ve köy yaşamı Troya Antik kenti ile benzetim kurularak incelenmiştir. Troya’dan başlayarak Çanakkale’de seramik üretiminin uzun tarihi Müze’nin mimarisinde, iç mekanın tasarımında ve sergilerde aktarılmıştır. Bu bağlamda örneğin, Ezine İlçesi, Akköy’de yalnızca kadınların yaptığı Akköy testileri geleneğine de yer verilerek Çanakkale’nin devam eden kültür unsurlarında Anadolu Kadınının üretken gücü vurgulanmıştır. Müze mimari olarak içinde yer aldığı doğaya, peyzaja ve köy yaşamına uyumlu olma iddiası taşır. Ören yeriyle uyumlu mimarisi, sergi tasarımıyla, doğal ve tarihi peyzaj içerisinde geri planda dururken modern müzeciliğin gerektirdiği ziyaretçiye yönelik hizmet alanları, konferans ve eğitim salonları, sergi alanları, depolar, atölyeler ve ofisleri ile zenginleştirilmiş bir yapıdır. Keşif ve deneyimi öne çıkaran mimari düzenlemeleri ziyaretçilerin bir cam arkasından laboratuvar alanlarında yapılan restorasyon ve konservasyon çalışmalarının aşamaları hakkında bilgi edinmesini sağlar.
Troya Müzesi mit ve gerçeğin, doğa ve tarihin, yerel ve evrenselin buluştuğu noktada bir hikayeci ve bellek görevi görmektedir.”
 
 
Doğunun ve Batının Belleğini Tutuyor
 
“UNESCO’nun belirlediği kriterleri sağladığı ve üstün evrensel değer taşıdığı için Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınan Troya örenyeri Avrupa medeniyetinin gelişiminin erken dönemine ışık tutması açısından büyük öneme sahiptir. Avrupa edebiyatını ve sanat dünyasını etkileyen Homeros’un İlyada’sındaki kent olması da bu seçimde rol oynamıştır. Troya Müzesi bu evrensel değerin, yerli ve yabancı ziyaretçileri tarafından, tarihi, kültürel, sanatsal ve toplumsal yönleriyle anlaşılması amacını güder. Bu amaçla farklı yaşlardan ziyaretçilerine katmanlı ve zengin bir hikaye anlatır. Etkinlikleriyle hikayeyi deneyime ve tartışmaya açar. Müze, Troya efsanesinin birleştirici gücünden yola çıkarak Doğu ve Batı’nın belleğini tutar.”
 
 Köylülerle Komşuluk İlişkisi İçinde
 
Kullanılan teknik ve  malzeme çalışmaları ileçevre dostu olan müze  “Ekolojik anlamda sürdürülebilirlik; Yapının 4’te 3’ü yer alında yoğunlaştırılmış yeşil çatı ile çözülmüştür. Bu yer altındaki bölüm taze hava ve gün ışığı alabilecek şekilde düzenlenmiştir. Böylece iklimlendirme ve havalandırma giderleri düşürülmüştür. 7500 metrekare büyüklüğünde görünen yeşil çatı izi küçültülmüş böylece coğrafyada daha görünmez ve çevre dostu bir yapı lekesi elde edilmiştir. Ayrıca yapı inşa edilirken tasarım karar olarak az çeşitlilikte ve geri dönüşü kolay yapı malzemeleri kullanmaya özen gösterilmiştir. Isıtma soğutma sistemlerinde geri dönüşüm verimliliği yüksek cihazlar kullanılmıştır. Toplumsal anlamda südürülebilirlik; Müze, Troya örenyerine gelen ziyaretçinin Troas Bölgesi’ndeki diğer doğal ve tarihi değerleri keşfetmesini sağlar. Müze bu açıdan Troya kültür güzergahının başlangıç noktası olarak tanımlanmıştır. Yerel halkın beklentisi Müze’nin yeme içme, konaklama ve alışveriş konusundaki hareketliliği artıracağı doğrultusundadır. Tevfikiye köyünde başlatılan arkeo-köy projesi Troya Müzesi’nin açılmasıyla artan turizm hareketliliğine hazırlık amacı taşımaktadır. Köy yaşamının deneyimlenmesi, yerel tatların ve el sanatlarının satışa sunulmasıyla ekonomik gelir hedeflenmektedir. Köy içinde ve ören yeri girişinde köy halkı ve yerel girişimciler tarafından hediyelik eşya satış üniteleri lokanta kafe ve dükkanlar işletilmektedir. Benzer girişimlerin diğer çevre köylerde de yeşereceği düşünülmektedir. Müze yerel halka bir komşuluk ilişkisi içindedir.”
 
 Barış ve Beraberlik Mesajı Veriyor
 
1965’ten beri Çanakkale’de hizmet veren Çanakkale Arkeoloji Müzesi’nin 2018 sonbaharında Troya Ören Yeri yakınındaki yeni binasına taşınan Troya Müzesi   “Müze yeni binasının mekânsal olanakları ve Troya’ya olan yakınlığı sayesinde Çanakkale ve dışından gelen yoğun işbirliği taleplerine cevap verebilir hale gelmiştir. Troya Müzesi bir evrensel miras olan Troya Ören Yeri’nin hikayesini modern müzecilik yöntemleriyle yerli ve yabancı, farklı yaş ve kültürlerden ziyaretçilere yorumlar, onların Troya hakkında bildiklerini keşif ve deneyim üzerinden zenginleştirmeyi amaçlar. Troya Müzesi mimari tasarımı, sergi kurgusu ve etkinlik mekanlarıyla Troya destanını ve mesajını ziyaretçilerine tercüme eder. Müze, Troya Ören Yeri, kırsal çevre ve Çanakkale iliyle kurduğu komşuluk ilişkileri üzerinden farklı bilimsel, sanatsal ve toplumsal grupların ilgi ve ihtiyaçlarına koleksiyonu, mekanları ve uzmanlığıyla cevap verir. Arkeolojik araştırmadan sergiye, kültürel etkinliklerden yerel turizmin gelişmesine uzanan bir yelpazede paydaşlarla işbirliği içindedir. Kırsal coğrafyaya inşa edilmiş müze doğal ve kültürel peyzajın korunması, tanıtılması ve kalkınması doğrultusunda ortak projeler içinde yer alır. Sivil toplum ve resmi kuruluşların ortak paydasında yer alan Troya Müzesi, Çanakkale Savaşlarıyla bilinen coğrafyanın kültürleri buluşturucu ve zenginleştirici
gücünü barış ve beraberlikten aldığının mesajını verir.”
 
 
 Cuma Deren